Mübarek günler gelince İslam coğrafyası birbirine daha çok yaklaşıyor.
Mübarek günler gelince İslam coğrafyası birbirine daha çok yaklaşıyor. Aynı duyguların terennüm edildiği sofralar kuruluyor. İftar ve sahurun namazla, oruçla ve duayla donatıldığı bugünlerde kırk beş güne yaklaşan Ukrayna-Rusya savaşının endişesi, elbette ki rahmet ayının coşkusuyla dualara dönüşerek bir an evvel savaşın bitmesini istiyor Türkiye. Başından itibaren toprak bütünlüğünün önemini gündemde tutan ülkemiz, aynı zamanda dünyanın bütün ülkelerinin dikkatini çeken barış çabaları, savaşın bitirilme gayretleri kıskanılıyor.
Uluslararası devletlerin hemen hemen çoğunun en üst düzeyde katılmak için gayret ettiği Antalya toplantıları ve Başkent Ankara'ya çeşitli Avrupa Devlet Başkanlarının Devlet Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ı ziyaretleri de bir o kadar önem arz etmiştir. Ülkemiz son yirmi yıldır sadece kendi bölgesinde güç oluşturmamış aynı zamanda küresel güç haline dönüşmüştür. Devlet Başkanımızın dirayetli duruşunun önemli olduğunu söylemek icap eder. Rusya'nın çözülmesinin üzerinden geçen yıllar Sovyetler Birliğinin giderek zayıfladığını gözler önüne serdikçe Rusya yeni arayışlara, çıkışlara yoğunlaştığı gözlerden kaçmıyor. Böylesi bir talihsizliği Kırım'ın kaşla göz arasında işgal edilmesi asla kabul edilemez. Özgür Kırım asırlar boyu bu büyük coğrafyanın en güçlü sedalarından biridir ve bir gün mutlaka Özgürlüğünü elde edecektir. Türkiye hem içte ve hem de dış dünyada barıştan yana çabasını her vesileyle ortaya koymaktadır.
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın; dünyada barışın sağlanması, haksızlıkların, savaşların, adaletsizliklerin ve açlıkların giderilmesi noktasında ortak hareket oluşturma gayreti elbette ki yankı bulmaktadır. "Dünyanın beşten büyük olduğu" muhakkaktır. Milletimizin duyarlılığı, yardımsever ve barıştan yana oluşuyla dünya gündeminde olmayı sürdürmektedir. Cumhurbaşkanı ile Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun büyük gayretleriyle Antalya buluşmasının ardından İstanbul'da Rusya Ukrayna Müzakereleri oldukça önemli olarak kabul gördü-görüyor. Bütün dünyanın gözü İstanbul, Ankara ve Türkiye’ye çevrilmiştir. Görüşmelerde Rus milyarder Roman Abromoviç'in de bulunduğu gözlerden kaçmadı. Görüşmeler istenilen sıcaklıkta olmasa da müzakerelerden olumlu sonuçlara ilerlendiği görülebiliyor. Bu görüşmelerde Ukrayna'nın ana güvenlik garantörlerinden birinin Türkiye olması konusundaki tutarlılığı önümüzdeki süreçlerde olumlu sonuçlar doğuracağının sinyalleri olarak da ele alınabilir.
Son yirmi yıldır dünyanın neresinde bir mazlum varsa Büyük Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak, sivil kuruluşlarımızla yanlarında olduk, olmaya devam ediyoruz. Rusya-Ukrayna savaşında da ilk günden bugüne aynı yardımseverliğimizle, barışa yönelik çağrı ve çabalarımızla yanlarında olduk, olmaya devam ediyoruz. Savaşın bir an evvel bitirilmesi, barışın sağlanması, ülke topraklarının bütünlüğünün vazgeçilmezliği, çocukların, kadınların, mabetlerin, kültürel insanlık değerlerinin savaşa kurban verilmemesi konusunda hassasiyetimiz dünyaca biliniyor. Büyük Türk Coğrafyasında ve dünyanın bütün ülkelerinde devletimizin kuruluşları olan TİKA (Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı), Yunus Emre Enstitüsü, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı gibi etkin ve etkili olan kuruluşlarımızın olduğunu da söylemeliyiz. İşte öylesi kuruluşlardan birisi de EkoAvrasya'dır. Bildiğim kadarıyla yirmi yılı aşan süredir coğrafyamızdaki kardeşliğimizin gelişmesinde, ticari hareketliliğin hızlanmasında, kültürel hareketliliğimizde, Türkçemizin ortak dil haline getirilmesinde yoğun gayretlerini devlet erkimiz de görmektedir. Rusya-Ukrayna savaşının ilk gününden itibaren aynı anlayışlarla savaşın acımasızlığı altında inim inim inleyen insanımızın ve insanların özgürlüğe kavuşturulması konusunda kurdukları dostluklar nedeniyle büyük çabalarının olduğunu da biliyorum.
İstanbul Dolmabahçe Rusya-Ukrayna müzakereleri nedeniyle EkoAvrasya Başkanı Hikmet Eren'in açıklamasına yer vermeyi uygun buldum; "Bölgesel ve küresel barışın önemini vurgulayan Türkiye, barışın vazgeçilmez bir parçası olmuştur.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın girişimleri sonucu İstanbul’da gerçekleştirilen Rusya-Ukrayna müzakereleri sonrasında değerlendirmede bulunan Avrasya Ekonomik İlişkiler Derneği (EkoAvrasya) Yönetim Kurulu Başkanı Hikmet Eren, Türkiye’nin girişiminin tarihi bir adım olduğunu belirterek, "Bölgesel ve küresel barışın önemini vurgulayan Türkiye, diplomasi kanalı eşliğinde oluşturulacak barışın önemli bir parçası olmuştur. İki ülke arasında doğrudan bir taraf sıfatı takınmayarak önceliğin barıştan yana olduğu vurgusunu yapmıştır" dedi. EkoAvrasya Başkanı Hikmet Eren yaptığı değerlendirmede: “Türkiye’nin Rusya-Ukrayna arasındaki gerilime karşı takındığı tavır tarihi bir adımdır. Türkiye’nin arabulucu olması beraberinde kazanımlar da sağlayacaktır. Türkiye’nin bu meselenin hiçbir yerinde yer almadığı bir senaryoda bölgedeki çatışma ve istikrarsızlıklar sürmeye devam edecek, bununla birlikte kazanım sağlayamayan ülkelerden biri de Türkiye olacaktı” ifadelerini kullandı.
Ukrayna’da milyonlarca insanın hayatlarından endişe ederek yaşamaya çalıştığını da sözlerine ekleyen Hikmet Eren, "Savaşın kaybedeni de kazananı da olmaz. Burada kaybeden insanlık ve insanlık tarihidir. Tarihi gerekçeler öne sürerek Ukrayna’nın işgaline başlayan Rusya’nın bir an önce akan kanı durdurmasını temenni etmekteyiz. Sivillerin daha doğrusu masum insanların bu savaşta en çok zarar gören taraf olduğunu hatırlatmak isteriz. Saraybosna’dan sonra dünyanın gözü önünde gerçekleşen bu korkunç savaşa sebep olanları kınarken savaşta hayatlarını kaybedenleri de saygıyla anıyoruz” ifadelerini kullandı.
Savaşın bir an önce durdurulması adına Türkiye’nin üstlenmiş olduğu inisiyatifin kıymetli olduğunu, bölge barışına gelecekte de katkılar sunacağına inandığını söyleyen Hikmet Eren, "Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde gerçekleşen müzakere sonrası, Rusya ve Ukrayna temsilcilerinin görüşmelerden memnun oldukları yönünde açıklamalarda bulunmaları, savaşın her an durabileceği yönünde belirtiler verilmesi ve Ukraynalı yetkili David Arahamiya’nın aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 8 ülkeyi garantör ülke olarak görmek istediklerini ifade etmesi, müzakere sürecinin olumlu yönde ilerlediğini göstermektedir" dedi.
Dünya insanı Türkiye'nin duruşunu görüyor. Asaletli, adaletli, erdemli, şahsiyetli duruş bütün dünyanın, Avrupa'nın şapkasını indirip düşünmeye mecbur ediyor. Güçlü Türkiye Devlet Başkanıyla, Ekonomik hareketliliğiyle, Ticaretiyle, Savunma Sanayisindeki başarılarıyla, ülke içi ve dışı etkinlikleriyle konuşulmaya devam ediliyor. Her gün daha çok birlik ve beraberlik içinde olmaya mecbur olduğumuzu bir kez daha hatırlatıyorum. Devlet bizim, toplum bizim, toprak bizim, vatan bizim, bayrak bizim. Bizim birliğimiz mazlum dünyanın umududur vesselam.
www.recepgarip.com