Üç vakte kalmadan yerelde ayrılan İttifakta yeniden birliktelik görülüyor...
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli uzun zamandır yaşadığı rahatsızlıkların pik yapması sonucu “yerel seçimlere her ilde kendi adaylarımız ile gireceğiz” dedi ve bir anda Türkiye şok yaşadı.
AK Parti ve MHP ittifakı yerelde olmayacaktı yani!
“Yerelde İttifak yok” açıklaması ile AK Parti içindeki bir grup sevinçlerini aleni yaşarken HDP kanadından da AK Parti’ye ithafen acil “masaya oturtabiliriz” çağrısı yapıldı.
Siyaseten akıllara zarar günleri yaşıyoruz. Ani manevralar eşliğinde yerel seçimlere doğru yol alırken emniyet kemerlerimizi sıkıca bağlamak gerekiyor...
Şimdi yerelde ayrılan ittifak yolunun AK Parti ve MHP’ye katacağı artılara ve eksilere bakalım.
Milliyetçi Hareket Partisi açısından eksiden yana bir veri pek görünmezken artıların fazlasıyla olacağı görülüyor.
Çünkü ülkede yaşanan sıkıntılardan dolayı milliyetçi ruhun yükseliş trendinde olduğunu uzun zamandır biliyoruz ve sıkça dile getiriyoruz.
Bu sebepten ülkenin kuzeyinden güneyine batısından doğusuna her bölgede bunu görmek mümkün.
Hatta ve hatta AK Parti ve MHP ittifakı yerelde birleşmezse, AK Partili bazı milletvekillerinin ve aktif isimlerin MHP’ye transferini dahi görebilir miyiz diye düşünüyordum ki Melih Gökçek ismi anılmaya başladı. Devamı gelir! mi?
AK Parti’yi değerlendirelim dersek durum biraz daha farklı olur. Öncelikle HDP’den AK Parti’ye aralanan pencerenin beklendiği gibi iç açıcı olmadığını söyleyebilirim.
Güneydoğu insanı ve Kürt seçmeni; maddi, manevi, sosyal, kültürel, eğitim, güvenlik ve huzurdan yana istikrar istiyor artık!
Türkiye sınırları içerisinde Kürt vatandaşların yanı sıra Çerkezler, Romanlar, Azeriler, Lazlar, Araplar ve daha pek çok farklı etnik kökene sahip Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı yok mu? Fazlasıyla var!
“Peki söz konusu sıkıntıdan yana polemikler olunca neden hep Kürtlerin ismi anılıyor?” İşte tamda bu noktada durup düşünmek gerekiyor.
Çünkü bölge insanı bu konuyu çok ciddi düşünüyor artık ve bu durumlardan sıkıldı, bunaldı.
HDP siyasetinin hayatlarına kattığı dezavantajlı durumlara kırgın, yorgun, karşı ve ısrarla reddediyor!
Güneydoğu’da ve ülke genelindeki Kürt seçmenlerin duyguları böyle iken HDP, AK Parti’ye ne katabilir ki sandıkta?
Ayrıca bölgenin HDP’ye yakın görünen sivil toplum kuruluşları, iş insanları ve oluşumlarının da bölgenin faydasından yana samimi olmadıkları yönündeki görüşler bölge insanının zihninde ayyuka çıkmış halde ve bu insanların yaptığı açıklamaların da hiçbir karşılığı yok gibi.
AK Parti’nin kendi tabanında oluşması kaçınılmaz sıkıntıları da unutmamak gerekir. Numan Kurtulmuş ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya karşı halen devam eden kabul etmeyişleri görmüyor muyuz?
Görmekle kalmayıp bu iddiayı bir adım daha öne taşımak istiyorum. AK Parti tabanından olmadığı halde partiye en büyük faydayı veren bu iki isme yakınlığını ve desteğini aleni gösteren isimlere dahi dışlanma politikası uygulandığı konuşuluyor....