Truva, dünyadaki en ünlü antik kentlerden birisidir. Truva'da görülen 9 katman, kesintisiz olarak 3000 yıldan fazla bir zamanı göstermekte ve Anadolu, Ege ve Balkanların buluştuğu bu benzersiz coğrafyada yerleşmiş olan uygarlıkları izlememizi sağlamakta…

Bu coğrafi ve insanlık tarihinin sürecine yeni bir hikaye daha eklendi…

Truva Sonatının ve müziğin vesile olduğu bir andı…

Cumhurbaşkanı Erdoğan ülkemizin dünyaca tanınan piyanisti Fazıl Say’ın Truva Sonatı Konserinin Ankara’da gerçekleşen prömiyerine katıldı…

“Hayatımın özel gecelerinden birini yaşadığımı düşünüyorum. Umarım sizler de öyle düşünüyorsunuzdur” dedi Fazıl Say…

Bir sanatçı olarak, ülkesinde olanlar hakkında fikirleri beyan eden bizim memleketin evladı…

Muhalefetin yapamadığını yaptı, sürekli kendini ötekileştiren, gerginlikten beslenen, sanatını an(la)mayan halkı görmezden gelenlere bir ders verdi…

Cumhurbaşkanı Erdoğan ise, Say’ın annesinin vefatı için aradığında aldığı bu daveti unutmadı ve icabet etti…

Dünyanın her konuda dikkatle izlediği bir ülkenin Cumhurbaşkanı ile o ülkenin en önemli sanatçılarından birinin, dosta düşmana “buradayız” demesi çok ama çok önemliydi…

Buradan asıl mesajı almaları gerekenlerin listesi ise şöyle:

“Sanatçılar listesi” yapıp isim ayrıştıran, ‘fişleme’ yapan belediyeler ve televizyonlar

‘Bizimkiler’ deyip ‘vasat müziği, salonlarımızda ‘standart’ yapan vizyonsuzlar

Siyasi görüşü ve politik yarışı, cadı avı zannedip, sanatçıları sosyal medya paylaşımları üzerinden değerlendirenler,

Bu buluşmadan ders çıkarmalılar!

Ders çıkarmalılar ki,

Bu ülkede, sahneye konulan eserler içeriklerine, ülkeye ne kattığına, memleketi nasıl temsil ettiğine göre değerlendirilsin, gelecek vizyonu oluşsun…

Ders çıkarmalılar ki,

Bu ülkede, vasıfları ve uzmanlık alanlarına göre kültür sanat kurumları gelişsin,

Ders çıkarmalılar ki,

Bu ülkede festivaller sadece ve sadece memlekete katkı için yapılsın...

Umalım ki sesimiz duyulsun.

***

Müzik turizmi

Söylemedi demeyin, dünyada müzik turizmi aldı başını gidiyor…

Ülkelerin kültür politikasının bir parçası müzik turizmi.

Turizmin safarisi, kongresi, eğitimi, denizi, dağı, müzesi var…

İnanç turizmi, kış turizmi, termal turizmi var…

Artık dünya ülkeleri şehirleriyle hatta ilçeleriyle eşleşen, markalaşan müzik ve dans turizmleri yapıyorlar…

Hem de ciddi bir ekonomik sektör…

Müzik turistleri, konseri, festivali takip eder, bir çalgıyı öğrenmek isteyebilir, workshop ya da masterclass sınıflarına katılabilir, sadece “jamsession” dedikleri birlikte çalıp söyleme yani bizim bildiğimiz meşkin sinerjisini yakalamak isteyebilirler…

Ülkemize düşen ise bu alanı daha çalışır bir hale getirmek…

Söylemedi demeyin…