Yaz ortası MOBİSAD (Mobil İletişim Araçları ve Bilgi Teknolojileri İş Adamları Derneği) Başkanı Mustafa Kemal Turnacı ile karşılaştığımda temsil ettiği sektörün geleceği ile ilgili kaygılarını paylaşmıştı.
Mustafa Bey hükümetin o günlerde altı taksitle sınırlandırdığı cep telefonu satışları nedeniyle hem ithalatçıların, hem operatörlerin, hem teknoloji mağazalarının, hem de “küçük esnaf” olarak nitelendirmesi gereken cep telefonu satıcılarının büyük bir ekonomik kriz yaşayacağından endişeleniyordu.
İlk etapta adetsel bazda yüzde 45, cirosal anlamda ise yüzde 60 düşüşün yaşandığını ve bunun da toplamda 200 bin kişiye istihdam sağlayan ekosistem içinde 70 – 80 bin kişinin işsiz kalması anlamına gelebileceğini söylüyordu.
Üyelerinin oluşturduğu iş hacmi açısından Türkiye’nin en büyük üçüncü sivil toplum örgütü olan MOBİSAD’ın Yönetim Kurulu Başkanı’ndan bunları duymak konunun ciddiyetini anlamak için yeterli.
O nedenle 4 Aralık günü Ericsson’ın Türkiye’de açtığı Küresel Teknoloji Araştırma Laboratuvarı lansmanında Mustafa Kemal Turnacı ile karşılaşınca 6 taksit uygulamasında yapılan düzenlemelerin sonucunu sordum.
Turnacı ilk sinyallerin çok olumlu olduğunu söyledi. Düzenleme yürürlüğe girer girmez satışlarda yüzde 40’a varan artışlar olduğunu, önümüzdeki birkaç ay boyunca da artışın devam etmesinin beklendiğini belirtti. “Geride bıraktığımız yaz tüm cep telefonu satın almalarını durduran müşterilerin, bazı ürünlerde 12’ye çıkan taksit artışını değerlendireceğini düşünüyorum” diyen Turnacı, yerli üretimin desteklenmesi konusundaki çağrılarını da hatırlattı.
Sayın Cumhurbaşkanı’nın “yerli ve milli” söyleminden sonra MOBİSAD gazetelere ilan vererek hükümetin gerekli desteği sağlaması durumunda yerli telefon üreticilerinin pazar paylarının toplamda yüzde 40’a çıkabileceğini duyurmuştu. Turnacı, yerli üretimin ve yerli cep telefonu kullanımının özendirilmesi ile 80 milyar TL’ye ulaşan bütçe açığının kapanması konusunda büyük bir adım atılmış olacağını da o günlerde belirtmişti.
MOBİSAD üyesi 6 yerli telefon üreticisinin Türkiye’nin menfaatine olacak her türlü yapısal düzenlemeye ayak uyduracağını ve ellerinden gelenin en iyisini yapacaklarını dile getiren Turnacı, şu an yerli üreticilere özel herhangi bir düzenleme olmadığının da altını özellikle çizdi.
Bütçe açığı meselesi
Kaç zamandır kendisine cep telefonu ithalatının ülkemizin toplam bütçe açığını ne oranda etkilediğini de sormak istiyordum. Ben sormadan kendisi bu konuya değindi ve Türkiye’nin bütçe açığında cep telefonu satışlarının oransal etkisinin sadece yüzde 2 civarında olduğunu söyledi. MOBİSAD Başkanı cep telefonlarının cari açığı arttırdığı yönündeki algının doğru olmadığını belirtirken, cep telefonu satışının ülke ekonomisine sağladığı yararları da sıraladı.
Öte yandan cep telefonu fiyatlarına eklenen yüksek vergiler sayesinde bütçenin toplamda bu işten kazançlı çıktığı da bir gerçek.
Sayın Başkan’la daha birçok konu üzerinde konuşma şansı yakaladık. Ancak benim dikkatimi özellikle Türkiye’de her yıl 20 – 25 milyon civarında ikinci el telefon satıldığı bilgisi çekti. Öyle ya sıfır telefon satışları yıllık bazda 1 – 1,5 milyon arasında gidip gelirken hiçbir şekilde kayıt altına alınamayan ikinci el pazarındaki 20 – 25 milyon cihaz çok önemli bir rakam olarak karşımıza çıkıyor.
Anladığım kadarıyla Mustafa Kemal Turnacı da tam olarak bu ticaretin “kayıt altına alınamaması” konusuna odaklanmış. İkinci el telefon satışının yüzde 18 KDV nedeniyle mağazalar üzerinden faturalı olarak yapılamadığını düşünüyor. Bunu sonucu olarak da büyük bir vergi kaybının yaşandığını belirtiyor. İkinci elde KDV’nin yüzde 1’e indirilmesi ve bazı başka gerekli düzenlemeler sayesinde MOBİSAD üyesi iş adamlarının ülke ekonomisine çok daha faydalı olabileceğini söylüyor.
Açıkça söylemek gerekirse yerli cep telefonu markalarının pazar payının yüzde 40’a çıktığı bir Türkiye’ye sadece MOBİSAD’ın değil hepimizin kafa yorması gerektiğini düşünüyorum. Bunun ekonomimizde nasıl bir ferahlamaya neden olabileceğini veya kaç kişiye istihdam sağlayabileceğini hesaplamaya çalışmak bile beni yeterince mutlu ediyor. Tıpkı tüm STK’ların kendi iş kollarında MOBİSAD’ınkine benzer girişimlerde bulunmasını hayal etmek gibi…