10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer "hayır" cephesine destek amacıyla harekete geçmiş, bizzat bu hususta çalışmalar yapacakmış.
Geçtiğimiz gün gazetelerde bir haber dikkatimi çekti.
10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer “hayır” cephesine destek amacıyla harekete geçmiş, bizzat bu hususta çalışmalar yapacakmış.
Hatta iddia odur ki; bazı siyasetçileri, akademisyenleri, sivil toplum kuruluşlarını arayarak yemek organizasyonu düzenlemek istediğini iletmiş ve Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında da ağır konuşarak, “bu adamdan kurtulmalıyız” demiş.
Sezer, bu ülkede 7 sene cumhurbaşkanlığı görevinde bulundu, yapmış olduğu olumlu şeyleri Kemalist cenaha bile sorsanız pek bir şey diyemezler, çünkü akla gelen bir şey yok.
En fazla, “sıkı Atatürkçü’ydü” derler, zaten bu da Kemalist cenah için yeterli bir sebeptir, ha bir de “kırmızı ışıkta duran cumhurbaşkanı” derler, onu da es geçmeyelim.
Ama mesela dönemin başbakanı Ecevit’e anayasa kitapçığını fırlatması sonucu faizlerin kat be kat arttığından bahsedip 600 bin kişinin Sezer sayesinde bir gecede işsiz kaldığını kimse söylemez.
Söyleyenlere de “Atatürk düşmanı” derler, ne alakaysa artık bilemeyeceğim, biliyorsunuz zaten bunlar kendileri dışındaki her düşünceyi ezmiş oldukları için hala daha zihniyetlerinin “ötekileştirdiği” kesimlerle eşitlenmeyi kabul edemediler, hazımsızlıkları buradan geliyor.
Neyse, bu Sezer şimdi “hayır” kampanyası yürüteceğine göre “evet” oylarının artması için bundan daha iyi bir gelişme olamaz herhalde.
Sezer’in 10 Kasım ve 29 Ekim’de Anıtkabir’e gitmesiyle büyük tatmin yaşayan ve kırmızı ışıkta durmasıyla gönülleri mest olan bu Kemalist cenaha birileri söylesin, Sezer’in “hayır” kampanyası yapması “hayır” cephesine büyük darbe vurur, bak bunu sizin “yandaş” diye hakaretler savurduğunuz ben söylüyorum, sizin iyiliğiniz için yani.
Haa… Ola ki böylesini daha münasip görüyorsanız, elbette ki buyurun, benim de işime gelir “evet” oylarının artmasına büyük yardımınız dokunur (“mahallenin fırıldaklarına” söyleyin hele, bakın ne güzel “kutuplaşmayı” bitirmiş olduk böylece).
Bir de Eren Erdem diye bir zat var, bu adam da evlere şenlik.
Bu zatı hatırlamayanlar için şu şekilde hatırlatalım… Hani, “İran ile Türkiye savaşa girse İran’ın yanında olurum” diyen CHP milletvekili.
“Atatürk’ün partisi CHP” böyle bir adamı partisinde tutuyor bir de vekil olarak meclise sokuyor, sonra kof bir şekilde “Atatürk edebiyatı” yapmaktan geri durmuyorlar.
Neyse efendim, bu zat eline yazılı dövizleri almış ve demiş ki: “Yeni sistemde Cumhurbaşkanı’nın meclisi feshetme yetkisi olacak”
Külliyen yalan.
Fesih yetkisi yok, seçimleri yenileme yetkisi var, seçimler yenilendiğinde kendisi de görevden düşmüş oluyor hem meclis hem de cumhurbaşkanlığı seçimleri yapılıyor ve cumhurbaşkanı bir dönemlik görevinden feragat etmiş oluyor.
İkinci olarak dediği şey de şu: “HSYK fiilen bitirilecek, yargı tamamen yok edilecek”
Bu da külliyen yalan.
“İran’ın yanında savaşa girecek olan” bu şahsın elbette ki Türkiye Cumhuriyeti yasalarından haberi olmadığını tahmin ediyorduk ama bu kadarını da tahmin edemezdik.
Doğrusu şu ki… Mevcut sistemde HSYK’nın 4 üyesini cumhurbaşkanı seçiyordu, 16 üyeyi ise bürokratlar seçiyordu.
Yeni sistemde ise HSYK üye sayısı 13’e düşürülecek, 4’ünü yine cumhurbaşkanı seçecek, 7’sini ise meclis seçecek, zaten adalet bakanı ve müsteşar HSYK’nın doğal üyesi.
Dolayısıyla ne HSYK bitiyor, ne de yargı ama Eren Erdem yalanlar söylemeye devam ediyor…
Diyor ki üçüncü olarak: “Cumhurbaşkanı’nın çıkardığı Kanun Hükmünde Kararnameler TBMM’ye gelmeyecek”
Bu da yalan hem de kuyruklu yalan.
Bir kere yeni sistemde cumhurbaşkanı kanun hükmünde kararname çıkaramıyor ancak yürütmeyle ilgili konularda kararname çıkarıyor.
Ayrıca cumhurbaşkanının çıkardığı kararnameler hiyerarşik olarak kanunların altında dolayısıyla bir farklılık söz konusu olması durumunda cumhurbaşkanının kararnameleri değil, kanun hükümleri geçerli oluyor.
Dördüncü olarak Eren Erdem balataları yakıyor ve “başkanlık babadan oğula geçebilecek” diyor.
Böyle bir akıl dışı saçmalığa verilecek cevap nefes israfı olur da hiç değilse at kardeşim, en büyük yalanı at ama tutarlı olsun diyebiliriz, bunlar da o da yok halkı “aptal” zannediyorlar, ben ne dersem halk bana “kanar” diyorlar da nafile.
Halk bunlara 15 senedir her seçimde ağızlarının payını veriyor ama yüzsüzlüğe gelince maşallah diyelim tek rakipleri bile yok, hakaret var, yalan var, yüzsüzlük var ama utanmanın u’su bile yok bunlarda.
Aslında ben bu yazıyı “hayır” cephesine bir tavsiyede bulunayım diye yazdım, o da Sezer gibi, Erdem gibi tiplerle bu kampanyayı yürüteceksiniz “evet” oylarının zıplamasına olanak sağlarsınız.
Bu kadarını da düşünemiyorsanız ya iyice balataları yaktınız ya da gizliden gizliye Erdoğan aşığısınız.
Şunun şurasında tarih sahnesinden silinmenize iki ay kaldı, eğleniyoruz sizlerle de kardeşim bir “yandaş” olarak o kadar küfür etmenize rağmen sizin selametinizi düşünüyorum yani, yanlış anlamayın.
“Mahallenin fırıldakları” da sizle “uzlaşmak” için çabalayıp duruyor, hiç değilse onlara hoş görünen tutarlı “hayır” kampanyaları yapın da onlar da ağızlarındaki baklayı çıkarıp delikanlıca “hayır” desinler.
Son günler de pek güzel birbirinize yakışıyorsunuz da ondan diyeyim dedim hani…