Biliyor muydunuz?

Dünyada savaş ve çatışmalar nedeniyle evlerini terk etmeye zorlanan 25 milyona yakın çocuk olduğunu…

Savaş ve çatışma ortamında yaşayan çocukların yüzde 12'sinin Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde bulunduğunu,

Ortadoğu'da 13 milyondan fazla çocuğun eğitimden yoksun olduğunu,

Suriye'de kuşatma altında yaşayan çocukların sayısının 2 kat arttığını,

Yemen'deki kriz ve katliamlardan yaklaşık 10 milyon çocuğun etkilendiğini,

Afganistan'da ilkokul çağındaki çocukların yarıya yakınının okula gidemediğini,

Nijerya'da 1 milyona yakın çocuğun aileleri ile birlikte yerlerinden edildiğini,

Sudan'da okulların üçte birinin şiddet ve çatışmalar nedeniyle kapalı olduğunu ve çocukların yüzde 59’unun okul dışında olduğunu,

Ve dünyada çocukların dörtte birinin savaş ve afetlerin gölgesinde yaşadığını...

Birleşmiş Milletler’in geçtiğimiz yıla ilişkin son raporunda, çatışma ve savaşlarda on binden fazla çocuğun öldüğünü veya yaralandığını, sekiz binden fazla çocuğun ise silah altına alındığını…

Ve daha sayamadığımız onlarca ülkedeki binlerce katliamı, tacizi, göç yollarındaki ölümleri… Biliyor muydunuz?

Peki ya insanlık bu vebali nasıl kaldırabilir?

Tahmin edebiliyor musunuz?

***

Nardugan… Yeni Yıl Bayramı sıhhat ve bereket getirsin…

Yine de umutla başlayalım yeni bir yıla….

İnsanlık tarihinde, en uzun gecenin yaşanması ve ardından güneşin parıltısıyla günlerin uzamaya başlaması yeryüzünde farklı kültürlerde kutlanır…

Kadim Türk geleneklerinde, Akçam ağacına renkli bez parçaları bağlanarak, ateş yakılarak ve davul çalınarak yeni yıl, mevsimin dönüşü, ayın güneşe kavuşması karşılanır…

Türk bilgeliğinin tarih sahnesinde varoluşundan bu yana 21 aralık gecesini 22 aralığa bağlayan bu kutlama, yeni bir gün doğumuna ve yeni bir döneme kavuşmanın işaretidir.

5 ocağa kadar süren kutlamalarda köklenme bilgisini çam ağacı, ateş kültünü de nar meyvesi simgeler…

Mitolojik hikayelerde, masallar ve rivayetlerde kış zamanının tengrisi Ayaz Ata bir evliyadır ve kızı Aykız ile birlikte hane hane dolaşıp düşkünlere, darda olanlara, kimsesizlere yardım eder hediyeler dağıtır…

İran’da Şeb-i Yelda gecesi, Azerbaycan’da Çille gecesi sabaha eren günün habercisidir.

Asya toplumlarında ve Kadim Türkler’de farklı zamanlarda da yıl dönümü kutlanır.

Nardugan, Yeni Yıl Bayramı adetleri, bugün dahi devamlılık göstermekte…

Çam süsleme geleneği dilek ağacına dönüşerek bugün hala yaşamımızda örneğin…

Bereketin artması için hanede nar meyvesinin yere atılarak parçalanması pek çok evde görülür,

Hediyeleşme, müzik ve dansla güneşi karşılama,

Yastık altına kesici alet konularak “bu uzun geceden ve kara kıştan kalan şer sabaha ulaşmasın” dileği…

Nazar boncuklarının çocuklara ve bedene takılması…

Şifalı ağaç kabuklarından boncuklar, kolyeler takılması…

Anadolu’da pek çok bölgede komşu mahallelerden insanların ellerinde meşalelerle gruplar halinde kapı kapı gezip çerez şeker dağıtmaları,

Hala yaşamakta…

Yeni Yılımız Kutlu Olsun…

Narduğan’ım nar olsun,

İçi dolu nur olsun,

Narduğan’ı oynayanın

Ömrü uzun olsun.

Narduğan sahipler

Kutlu mübarek olsun,

Hayat huzurlu olsun,

Malınız çok olsun.