Aslına bakarsanız Fenerbahçe yerli stoper rotasyonu için Adana Demirspor’dan Tayyip Talha için girişimde bulunuyordu fakat bu sırada Beşiktaş daha atik davranarak Talha’ya Siyah-Beyaz formayı giydirince Adana tarafı “ayakkabı uyduramadık, gömlek verelim” kabilinden Fenerbahçe’ye diğer yerli stoperleri Samet Akaydin’i önerdi, Fenerbahçeli yöneticiler de madem öyle masadan elimiz boş kalkmayalım deyip yaklaşık 3.7 milyon €uro bedelle Samet’i transfer ettiler ve hikaye böyle başladı.

Şu anda Futbol Milli Takımımızı çalıştıran Vincenzo Montella Adana’dayken kurduğu oyun sisteminde takımın saha yerleşimini kurgularken Tayyip Talha ve Samet Akaydin’e farklı görevler veriyordu ve bu sayede Samet’in pozisyon almada yaşadığı sıkıntıları takım, savunma hattında rahatlıkla tolore edebiliyordu. Samet’in geriden oyun kurarken gösterdiği cesaret ve nispeten doğru pas kanallarına topu iletmesiyle pozitif katkı vermesi onun tercih edilme sebebiydi. Gülü seven dikenine katlanır misali hocaları hep onun bu yönünden istifade edebilmek için hatalarını sineye çekmekteydiler.

Fenerbahçe’deki ilk döneminde, Fatih Terim’le birlikte Yunanistan’da geçen sürede, Milli Takım’ın son turnuvasında ve tekrar Fenerbahçe’de sebep olduğu hatalı pozisyonlara bakarsanız sanki karbon kopya ile çoğaltılmışçasına aynı şeyleri görüyoruz. Türk futbolcusunun genel karakteristiği haline gelen geri pas, kaleciye geri pas zaafının en zirve noktası Samet’in hatalı pasları adeta. Fakat bunda Samet’in hatası olduğu kadar onunla bu zamana kadar çalışan hocaları ve teknik heyetlerin de suçu var.

Bir oyuncunun hep aynı pozisyonda yaşadığı bir sıkıntı varsa o oyucunun gelişmesi için ona özel ilave idmanlar yaptırarak onu geliştirmek kimin görevi? Taraftarın değil herhalde. Milli Takım forması terleten ve hocalarının her şeye rağmen forma verdiği bir oyuncu iseniz kişisel olarak sizin de bu gelişimi talep etmeniz gerekir elbette. Ya bu çocuğa forma vermeyeceksiniz, ya bu çocuğun bu katasını, kusurunu gidereceksiniz ya da sebep olduğu sonuçlardan sonra ağlamayacaksınız.

Samet gibi bir oyuncu eğer Almanya’da olsa idi daha altyapıda bu kusuru fark edilir ve geliştirilirdi. Onun şanssızlığı da Türkiye’de futbol oynuyor olmasında. Bu konuda belki farklı bir branş olacak ama mesela şu sıralarda Fenerbahçe’de oynayan basketbolcu Boban Marjanoviç’in serbest atış problemini nasıl çözdüğü ibret verici bir hikayedir. Adam o dev gibi cüssesi ve kocaman elleriyle top eline küçük geldiği için serbest atışları çok kaçırıyorken, azim ve gayreti ile çalışarak şimdilerde serbest atış yüzdesini neredeyse 70’lere getirdi.

İsteyince oluyor elbette hem sporcu isteyecek hem de kulüp ve teknik sorumlular buna uygun çalışma düzeneği hazırlayacaklar.

Neyse her şeyden önce söz konusu olan bir Türk evladı, bizim evladımız yani. Ona yapacağımız katkı ve gelişim bize olumlu olarak dönecek ama bu arada Samet’in de gelişime açık olduğunu ve imkan sunulursa başarılı olacağını hepimize göstermesi gerekecek. Belki birkaç ayını bu konuya hasrederek sorununu çözerse en az yedi-sekiz sene Milli Takım’ın banko stoperi olur.

Ha gayret delikanlı, yolun açık olsun.