Bugün sizi kanepenizin rahatlığından Kuzey Amerika'nın en güzel, kültürel ve tarihi şehirlerinden birini keşfetmeye götürüyorum. Kanada'ya Montreal'e gidiyoruz. 2006 yılında UNESCO tarafından, "Tasarım Ödülü" verilmiş üç şehirden birisi Montreal. Sanki gez gez bitmez gibi duruyor şehir.
Bugün sizi kanepenizin rahatlığından Kuzey Amerika'nın en güzel, kültürel ve tarihi şehirlerinden birini keşfetmeye götürüyorum. Kanada’ya Montreal’e gidiyoruz. 2006 yılında UNESCO tarafından, “Tasarım Ödülü” verilmiş üç şehirden birisi Montreal. Sanki gez gez bitmez gibi duruyor şehir.
Nereleri gezelim derseniz bence hemen sıralayabileceğim yerler şöyle. Rue Sainte Catherine. Burası Montreal’in en ünlü caddelerinden
97 metrelik kubbesi ile dünyanın en büyük bazilikalarından biri. Oratoire St-Joseph Montreal Güzel Sanatlar Müzesi. Sadece Kanada’nın değil, Kuzey Amerika’nın da en önemli müzelerinden biri olan Montreal Güzel Sanatlar Müzesi’nde 1860 yıllardan itibaren toplanan eserler sergileniyor. Ünlü Sherbrooke Caddesi’nin (Rue Sherbrooke)’nin de batısında yer alıyor. Parc du Mont-Royal bir şehir parkı. Ama sadece şehir parkı demek eksik kalır. Çünkü bu parkta yürüyüş yolları ve çeşitli sporlar yapılması için her şey düşünülmüş.. Yazın her pazar günü müzik ziyafeti de bonusu.. Bu alanda muhteşem gösteriler, festivaller oluyor. Ayrıca, çok ilginç bir yerli Tam Tam Festivali de oluyormuş. Ben göremedim.
Bu güzel şehri turumuza tarihin kalbine ve ilk durağımız olan Old Montreal'e doğru ilerleyerek başlıyoruz.
Eski Montreal'i yürüyerek turlayın
Şehrin en eski ve en büyüleyici kısmı, pitoresk Arnavut kaldırımlı sokaklar, muhteşem mimari, hareketli meydanlar ve tüm duyuları memnun eden diğer birçok cazibe merkezi ile Montreal’e hayran kaldım. İnanıyorum ki sizin de yolunuz düşüp giderseniz pek seveceğiniz bir şehir olacaktır. .
Ve bunun tadını çıkarmanın en iyi yolu yürüyerek şehri gezmek. Aslında her ülkede karşılaştığımız eski şehrin tarih kokan havasını burada sonuna kadar yaşayacaksınız. Eski Montreal'in yanı sıra şehrin diğer turistik yerlerine farklı bir bakış açısı istiyorsanız, 360º panoramik fotoğrafların adreslerini ve örneklerini size sunuyoruz. Montreal'i anlamak için daha dinamik bir deneyim arıyorsanız, gezimizin iki numarasına gidiyoruz: şehri iki tekerlek üzerinde gezmek.
Neyi sevdiğinize bağlı olarak, en ikonik bölgelerine yapılan kapsamlı turlardan gurme deneyimlerine kadar, Montreal'i bisikletle keşfetmek için tonlarca seçenek var. Değişik renklerde bir sürü bisiklet Montreal sokaklarında karşınıza çıkacak. Siz de o gruplardan birine katılıp şehri bisiklet ile gezebilirsiniz. Size örnek olacak en popüler seçeneklerden biri olan Fitz & Follwell'in bisiklet turunu mutlaka deneyimleyin. Bu eğlenceli pedal çevirme ve keşif seansından sonra, bir mola verme ve Montreal'in en müstesna cafelerinde birer kahve içip yargunluk atmalısınız.
PoInte-á-Callière Müzesi
Pointe-à-Callière müzesi , multimedya deneyimleri ve büyüleyici nesneler aracılığıyla anlatılan muhteşem kaşifler ve korsan hikayeleriyle sizi Montreal'in geçmişine taşıyacak eşsiz bir deneyim.
Tarihi seviyor ve daha fazlasını öğrenmek istiyorsanız Montreal'de kaçırmamanız gereken diğer ziyaret edeceğiniz adresler, Montreal Tarih Merkezi ve Holokost Müzesi.
Şimdi sırada size sunacağım yer, eğer doğa ve açık hava eğlencesi konusunda tutkuluysanız, bir sonraki durağımız gibisi yok: Mont Royal. Yani Kraliyet Dağı.
Bu muhteşem park, yılın hangi saatinde ziyaret ederseniz edin, Montreal'de ziyaret edilebilecek en inanılmaz yerlerden biridir.
Tabii ki, şehrin en güzel ve ikonik yerlerinden biri olan Oratorio de San José'yi ziyaret etmeden parkı ziyaret etmek eksik kalacaktır.
Bu arada, Mont Royal açısından şehrin en büyük mücevherlerinden birini Güzel Sanatlar Müzesi'ni görebilirsiniz.
Sanatseverlerin mutlaka görmesi gereken bir müze burası. Antik çağlardan günümüze 43.000'den fazla eserden oluşan koleksiyonuyla sizi şaşırtacak bir müze ile karşılaşacaksınız. Bence şaşırmayın. Bu bana az geldi derseniz size Montreal'de ziyaret edilecek diğer iki sanat müzesi daha sayarız. Çağdaş Sanat Müzesi ve Romeo Müzesi .
Ancak şehirde sanat sadece müzelerde değil, sokaklarda da var. Montreal, sokak sanatının tadını çıkarmak için dünyanın en iyi yerlerinden biridir. Ve onu keşfetmek için dışarı çıkmanız yeterli olacak. Yani bir Kentsel sanat turu atmanızda yarar var.
Şehrin mahallelerini yürüyerek veya bisikletle keşfetmenin ve her köşedeki inanılmaz duvar resimlerini keşfetmenin mükemmel kombinasyonu ile, mural ve grafiti turları şehrin en yaratıcı tarafına açılan kapıdır. Bu konularla ilgili ne hikayeler yazıyorlar anlatıyorlar hayrete düşersiniz. Ne kadar eğlenceli olduklarını fark etmeniz ve rotanızı planlamaya başlayabilmeniz için size bu konuda bir internet adresi vereceğim. Ancak şehir sadece sprey boyayla değil, ışıkla da boyandığından, şehrin bir diğer önemli deneyimi de multimedya gösterisi Aura'yı izlemek.
Aura
Bu harika gösteri hemen hemen her gece Notre Dame Bazilikası'nın içinde gerçekleşir ve mimarisini ve güzelliğini ışık ve ses oyunlarıyla büyüleyici bir hikaye anlatmak için kullanıyorlar. Şovu multimedya stüdyosu Moment Factory hazırlıyor.
Anat sizi biraz gerdiyse pazara çıkmaya ne dersiniz. Mesela, Jean-Talon Pazarı gibi, Montreal de lezzet dolu.
Bu popüler pazarı gezmek, Montreal'in en iyi ürünlerinin bir vitrinini ziyaret etmek gibi. Yerel ürünlerin tadına bakmak için en iyi mekan burası. Bu nedenle, yemek tutkunları için önemli bir deneyim merkezidir.
Keşfetmeniz ve iştahınızı açmanız için, mutlaka küçük bir pazar turunu yapmanızı öneriyorum.
Şaşırtıcı teklifleri olan küçük üreticilerden büyük bir geleneğe sahip işletmelere kadar bu mekanı ve üretilen yiyecek ve lezzetli içeceği denemek için birçok seçenek var, bu nedenle turlara katılırsanız en iyinin en iyisini denemek için harika bir seçenek yapmış olursunuz.
Ayrıca pek meşhur olan mekan ve semtler de var. Vaktiniz olursa ya da merak ederseniz, Gay Köyü Le Village’e gidebilirsiniz. Rue St.Hubertr’dan başlayan Kuzey Amerika’nın en büyük gay yerleşim yeri. Gay Village da denilen bölgede tabii ki sadece konutlar yok. Birçok kafe, restoran, butik mağazalarla dikkat ve turist çeken bir semt aynı zamanda..
Latin Mahallesi Quartier Latin gece hayatı için özellikle tercih edilen Latin Bölgesi’nde birçok kafe restoran da mevcut..
Le Plateau Mont-Royal: Montreal’in en eski mahallelerinden Le Plateau Mont Royal, 1900lerden kalma binaların yanı sıra, kafeler restoranlar da var.
Bu uzak ama şirin şehirde yaptığımız turu damağımızda güzel bir tatla bitirmek için son durağımız Montreal Senfoni Orkestrası salonları. Burada ruhunuzu mutlu etmek için ayıracağınız vakit ve konser ile şehrin en güzel izlerini hatıralarınıza kazıyacaksınız. İşte Montreal.
Şehrin ünlü senfoni orkestrasının bir konserini izlemenin, en iyi müzisyenlerin ve enstrümanistlerin bir araya gelen yetenekleri ve Kent Nagano'nun usta şefliğinin bir sonucu olarak, benzeri olmayan bir müzik deneyimi olacağını garanti edebilirim.
İşte benim Montreal gezim böyle. Size daha anlatacak o kadar çok anım var ki. Ama inanıyorum ki, siz de merak edip bir kaç kitap okuyup tatil acentalarının tur planlarını gözden geçirip hayal kuracak ve şu sonuna geldiğine gönülden inanmaya çalıştığım pandemi sonrasında gideceksiniz. Hayal etmek yapmanın ilk adımı unutmayın.
Montreal Yeraltı Şehri
Artık ülkenin en işlek alışveriş caddelerinden birinin tadını çıkardığınıza göre, bu caddenin altında ne olduğunu görmenin zamanı geldi. Montreal, yaygın olarak “yeraltı şehri” olarak adlandırılan yapıya ev sahipliği yapar. Resmi adıyla RÉSO, alışveriş merkezlerini, metro istasyonlarını ve binaları birbirine bağlayan yaklaşık 20 millik yer altı yolları ve tünellerden oluşan bir ağ. Ana caddeden, dokuz büyük otelden veya sekiz farklı metro istasyonundan bu enteresan şehre girebilir. 2.000 mağazaya, 17 müzeye, bir hokey sahasına, bir sinema salonuna, gece kulüplerine ve sayısız diğer restoran ve işletmeye bu yeraltı yollarından erişebilirsiniz. İster soğuk bir günden kaçmaya çalışıyor olun, ister alışveriş yapmayı seviyor olun, ister sadece keşfetmekten keyif alıyor olun, her gün yeraltı şehrinden geçen 500.000 kişiye siz de katılın.
Ne yenir
Montreal geziniz boyunca bir akşam yemeğinde mutlaka tercih etmeniz gereken ana yemeklerden bir Pate chinois…
İçinde bol miktarda kıyma, soğan, mısır ve patates yer alan bu yemeğe çoban turtası da deniyor. Denemenizi tavsiye ederim.
Patates kızartması ve lor peynirinden yapılan Poutine, kentte yiyebileceğiniz lezzetli yemeklerden biri.