Nedense bu kış ne olacak, bu kış acaba ne olacak endişesi var içimde.
Hüzün mü ne var içimde.
Evet var.
Yaz bitti.
Nedense bu kış ne olacak, bu kış acaba ne olacak endişesi var içimde.
Hem endişem var.
Hem tereddüdüm var.
O nedenle sana mektup yazmak istiyorum.
Sevgili Kasım,
Öncelikle nasılsın, iyi misin?
Beni sorarsan şükür iyiyim.
Ama;
Sana mektup yazıp dertleşmek, içimi dökmek istedim.
Biliyorum;
Hiçbir şey yaşamdan daha güçlü değil.
Biliyorum;
Hayat hiç de kolay değil,
Biliyorum;
İnsanoğlunun özü hiç de öyle "iyi ve dengeli" değil.
Biliyorum,
Hayat ve yaşam tecrübem, hayatı anlamında sezgisel olmaktan çıkmış, anlar ve bilir hale gelmiştir.
Yani; Hayatı anladıkça, hayata çok daha sahici ve hiç kaçaksız bakarsın,
Biliyorum, yalanı dolanı, samimiyetsizliği menfaatçiliği hiç firesiz anlayacak durumdasın,
Biliyorum;
İnsanoğluna bakarsın ve anlarsın, hiç değmeyecek menfaatler uğruna, yalan dolan riyakarlık içindeler,
Biliyorum;
İnsankızları, hatır gönül bilmeden, bayramseyran bilmeden, en yakınını düşünmekten aciz, yalan dolan samimiyetsizlikte yaşarlar,
Biliyorum;
Atatürk'çü kadınlar ellerinde bayraklar, rol çalmak için kendilerine bile yalan söyler palavra paylaşım yaparlar,
Biliyorum;
Komşular, apartmandan metrelerce Türk bayrağı asıp, birbirini gördüklerinde selam bile vermezler, lafa çevirirler,
Biliyorum;
Gece yastığa başlarını koyduklarında kendi özlerinden bile şüphe duyarak uyuyorlar,
AH canim Kasım ah..
Biliyorum;
İnsanlar para diyor başka bir şey demiyor,
Paranın gizli ve sinsi sırıtması ile, herkes birbirine "ah canım seni çok özledim" diye sarılıyor,
Para ahlaksızlığı yarattı, önüne çıkanı ardına kattı,
Para ile ilk neyi satın alabilirsiniz diye bana sorsanız, "insanı" diye cevap veririm,
Yalan mahkemelerinin tam kapasite çalıştığı zamanlardan geçiyoruz,
Herkesin hem kendisini hem başkalarını kandırdığı zamanlardayız,
Küçücük insanlar, oh çeke çeke kendisini takip eden insanlar tükürdü.
Ben hayatın izcisiyim artık,
Yorulmayan,
Sızlanmayan,
Şikayet etmeyen,
Ağlamayan,
Tartışmayan bir kadın haline geldim.
Madem ki bütün yalanlar parayla doğrulanıyor.
Ona da;
Eyvallah diyelim.
Güzel Kasım;
Senden bir ricam var.
Ne olur bol bol yağmur yağ da, tabiat kazansın olur mu?
Funda'nın aklındakiler…
... Adam Edebiyat öğretmeni olmuş.
Derste gürültü yapan öğrencisini, kafasına kitapla vura vura dövüyor.
O kadar şiddetle vuruyor ki, sanki benim başıma vurdu ve o kadar canım acıdı ki.
Sanki elinde taş var ve öğrencisinin kafasını ezecek.
O kadar öfkeli ve kontrolsüz bir adam.
Çocuk başına darbe yedikçe, hocam diyor.
Adam, hocam dedikçe daha çok vuracağım diyor.
Video sosyal medyaya düştü.
İyiki de düştü.
Toplum, herkesin, hepimizin canı çok acıdı.
Hocayı açığa alıyorlar, umarım geri dönemez.
Bunun dışında;
Öğrencinin velisi ve ailesi bu adamı okul çıkışında kıstırıp dövüyorlar.
EH ne diyelim.
Önce, şiddete karşıyız diyelim.
Sonra.
Ellerine sağlık iyi yapmışlar diyelim.
Funda'nın aklındakiler…
.... Fenomen haberlerinden, fenomen çakallığından fenalık geldi.
Lüks hayatlarını insanların gözüne sokan, şatafatlı sofralarını insanların gözüne sokan, markalı kıyafetleri insanların gözlerine sokanlar.
Bunlar genelde karı kocalar,
Bunların 2-3 çocukları var,
Dindar gibi görünen, Kuran-ı Kerim ellerinde ümre ziyaretleri var
Bunların çok altınları var,
Bunların çok dolarları ve çok euroları var,
Bunların karıları ördek dudaklı
Bunların kocaları porselen dişli,
Bunların tükürükleri bol,
Arsız.
Ve yüzsüzler.
Hırsızlar mı kanunlar ve yargı söyleyecek.