Biliyorsunuz şu günlerde Avrupa Parlamento seçimleri çok fazla konuşuluyor. Birliği teşkil eden ülkeler görüntüde birbirleriyle iyi geçiniyorlar ama geri planda bir türlü anlaşamıyorlar. Bunlara bir yenisi eklendi. Macaristan'nın Pekin'le dostane ilişkileri Avrupa'nın merkezi Brüksel'inriskten arındırma çabalarına ters düşüyor.
Geçtiğimiz gün yayınlanan bir makalede Macaristan'ın yer aldığı AB başkanlığının özel raporunda bu tedirginlik dile getirildi.
Başkan Xi Jinping, Mayıs başında yaptığı bir ziyarette Çin ve Macaristan arasındaki dostluğu "Tokaji şarabı kadar yumuşak ve zengin." diye tanımlamıştı. Macaristan lideri Viktor Orbán uzatılan bu eli geri çevirmedi. Çin ile ticari ilişkilerin artması için çeşitli kararlar aldı. Örneğin bizim neredeyse yüzde yüz vergi ve gümrük koyduğumuz Çin malı elektrikli araçlara Macarlar “olsun” dedi. Avrupa Komisyonu'nun elektrikli otomobillere yönelik soruşturmasının hedefi olan Çinli elektrikli araç üreticisi BYD'nin fabrikasından yararlanıyorMacaristan. Ayrıca Brüksel tarafından yüksek riskli tedarikçi olarak görülen Çinli teknoloji devi Huawei ile bağlarını derinleştirmek için adımlar attı. Bu da yetmedi, Budapeşte'yi komşu Sırbistan'daki Belgrad'a bağlayan ve Çin tarafından finanse edilen bir demiryolunun inşası da halen sürüyor.
Macaristan önümüzdeki altı ay için AB'nin gündemini belirleyerek, Brüksel'in Çin ve müttefiklerine karşı giderek daha iddialı hale gelen tutumunu tersine çevirmesine olanak tanıyabilecek mi göreceğiz. Çünkü, Budapeşte, AB Konseyi dönem başkanlığının dizginlerini devralıyor. Bu alandaki Politikacılar ve bu konuyla ilgili yayın yapan dergilerin en çok konuştuğu konu, dikkat çekici bir mücadele için tüm parçalar yerli yerinde mi?
Tam da, Ursula von der Leyen'in “jeopolitik” komi
Budapeşte’de yani önümüzdeki altı ay boyunca Macaristan başkanlığının yüzü olacak Bóka, "Genel olarak ekonomik güvenlik diye bir şey yok" dedi.
"Güvenliğimize yönelik riskler varsa, bu risklerin özel olarak tanımlanıp ele alınması gerekir. Genel olarak ekonomik güvenlikten bahsediyorsanız, ayrışmadan bahsediyorsunuz… Ayrıştırma yapmama kararı aldık, riski ortadan kaldırıyoruz” diye de ekledi.
Tüm bunların geldiği nokada Macarlara da hak verenler var. Çünkü, Macaristan ekonomisi, Kovid dönemindeki tedarik zinciri kesintilerinin darbesi ve Rusya'nın Ukrayna'yı tam ölçekli işgalinin ardından gelen enerji şokundançok ağır darbe aldı. Çin ticaret ve yatırımının sağladığı ekonomik destek, bu çalkantının bıraktığı ekonomik yaraların bir kısmının iyileşmesine yardımcı olabilir düşüncesi içindeler.
Yani strateji çalışan, yazan ve politika dergilerinin yazacak araştıracak o kadar çok işleri var ki bu dönem biz de göreceğiz. Savunmamızı, ekonomimizi bu durumlara göre koruyacağız. Savaş olmasın da demek yetmiyor.