Doğadaki canlıların en büyük sorunlarından biridir güven.
Güvenebileceğiniz bir ilişki istiyorsanız sizin güvenilir olmanız gerekir.
Doğadaki canlıların en büyük sorunlarından biridir güven.
Kedi, köpek bile önce sizi koklar sonra güven duyar ve size yaklaşır. İnsanoğlu da böyledir. Güvenmeden yaklaşamaz, sahiplenemez. Ülkeler arası diplomaside bile ülkelere güven mektubu sunulur. Diplomatı gönderen ülkenin devlet başkanı, diplomatın kendisini temsil yeteneğine olan güvenini belirterek ülkesini temsilen girişeceği faaliyetlerde kendisine gereken yardımın gösterilmesini rica eder.
Güvendiğimiz insanları severiz, saygı duyarız. Güven varsa en gizli sırlarımızı açabiliriz. Güven duygusuyla her tür işbirliğine açık oluruz. Ancak böylesine önemli bir ihtiyaç olan bu duyguyla ilgili hep sorunlar yaşarız.
Son günlerde çok fazla duyuyoruz “Bu devirde kimseye güven yok, babana bile güvenme…” cümlelerini. Mantıksız görünse de, gerçekte “ kimseye güvenmiyorum” demek, “ kendime güvenmiyorum” anlamına gelir.
İlişkilerin büyük çoğunluğu güven problemi yüzünden yaşanıyor ve bitiyor. Güven sorunu beraberinde birçok problemi de beraberinde getiriyor.
Peki nedir güven?
Kişinin korku, çekinme, kuşku duymadan inanması ve bağlanmasıdır. Zaman içinde oluşur. Stephen Covey’e göre: “Güven, insan motivasyonunun en yüksek biçimidir. İnsanların doğasında var olan “iyi” ve “güzel”i ortaya koymalarına imkân verir.”
Birini sevebilmemiz için ona bağlanmamız gerek. Bağlanma ise güven duygusuyla oluşur. İçinde güvenin olmadığı duygu sevgi olarak değerlendirilemez.
Güven duygusu ilişkide rahat, içimizden geldiği gibi doğal davranmamızı sağlayan bir duygu. Bu duyguyu hissetmemiz gerek. Aksi takdirde kendimizi rahat bırakmayız. İçimizden geldiği gibi davranamayız. Sürekli bir gerginlik, kaygı tedirginlik, korku rahatsızlık durumu söz konusudur.
İlişkide güven duygusu yoksa paylaşım azalır. İlişkinin ilerlemesini engeller. Güven duygusunun ilişkide oluşmasını sağlayan en önemli davranış ise ilişkide açık olmak. Hissettiğimiz gibi davranmak. Bu durumda karşımızdaki bizimle ilgili kuşkuya, belirsizliğe düşmez. Duygularımızla ilgili altyazı okumak zorunda kalmaz.
Kapalı davranan kişilerde sözler davranışlar farklı duygular hissettirir. Söz farklı davranış farklı olmamalı. Tutarlı olmak gerekir.
Güven sorunu yaşayan kişiler gerçek duygularını belli etmezler. Karşısındakini kırmaktan, dolayısıyla kaybetmekten korktuğu için hislerini, düşüncelerini, rahatsızlıklarını beklentilerini paylaşmazlar. İçindekiyle karşısındakine gösterdikleri bir değildir. İçi başka dışı başkadır.
Güven verebilmek için “açık olmak” gerekir. Hislerimizi, korkularımızı, kaygılarımızı, karşımızdakiyle ilgili olumlu, olumsuz duyguları açabilmemiz gerekir. Bunu yapabilmek için de öncelikle kendimize güvenmemiz gerekir. Kendine güvenmeyen biri kaybetmekten ya da ilişkide karşısındakinin kendisini ezmesinden çok korkar.
Güvenebileceğiniz bir ilişki istiyorsanız sizin güvenilir olmanız gerekir.
Güven duygusu iş hayatında, sosyal hayatta ve özel hayattaki her türlü ilişkinin temelindeki harçtır.
Kendinizle yüzleşmekten kaçınıyor, güven sorunlarınızı aşamıyor, bu yüzden ilişkilerinizde kendinizi güvensiz hissediyorsanız, bir uzmandan yardım isteyin. Kendinizi daha iyi tanımak, sevdiklerinizle güçlü bağlar kurmak ve anlamlı ilişkiler deneyimlemeniz için gerekli desteği size sunacaktır.
Unutmayın, sağlıklı ve anlamlı ilişkiler deneyimlemenin ilk adımı; istenmeyen duygularımızla başa çıkmayı ve onları başkalarına yansıtmamayı öğrenmektir.
Wolfgang von Goethe’nin dediği gibi:
“Kendine güvenir güvenmez, nasıl yaşayacağını bileceksin.”