Türk futbolunun en kronik ve çözülmesi mevcut şartlar altında mümkün olmayan en büyük problemi nedir diye sorsalar işte yukarıdaki başlık bu zor sorunun cevabıdır aslında.
Kenan son zamanlarda soyadı Yıldız gibi parıldayan bir genç evladımız. İtalya’nın köklü futbol kulüplerinden Juventus’ta forma giyiyor, bizim radarımıza milli maçta Ermenistan’a attığı güzel golüyle girdi ama bilenler zaten Kenan’ın ne kadar iyi bir futbolcu olduğunu bilmekteydi.
Tam bir oksimoron olarak; Leonardo Bonucci adında bir
İtalyan da tam bu sıralarda Türkiye’ye ilerleyen yaşında kurtarıcı olarak
alâ-yı vâla ile adeta ayağına kırmızı halılar serilerek teşrif etmekteydi.
18 yaşında bir Türk evladı olarak Kenan; aldığı Alman
altyapı eğitimin önemini hepimize her hafta attığı birbirinden şık ve seyir
zevki yüksek gollerle gösteriyor. Hep iddia ettiğimiz gibi Türk çocuklarının
yetenek olarak dünyanın geri kalanından hiçbir eksiklikleri yoktur, fazlası
vardır, eksik olan sadece ve sadece eğitim ve imkândır.
Kenan dışında, Can Uzun var, Arda Güler var, Yunus Emre
Konak var, Bertuğ Yıldırım var, Serdar Saatçi var, Semih Kılıçsoy var, Doğan
Alemdar var, Emin Bayram var, Demir Ege Tıknaz var, Efe Akman var çok şükür var
oğlu var. Pırıl pırıl yetenekli bir nesil var elimizde kimi yurt içinde çoğu da
yurt dışında kendisini geliştiriyor. Keşke sayıları daha fazla olsa şimdi
saydığımız gibi bir elin parmakları kadar değil de yüzlerce elin yüzlerce
parmakları kadar çok olsalar hem içeride hem dışarıda oynayıp kendilerini
geliştirseler.
Takımlarımız yetenekli gençlerine, yüksek düzeyde ve kıyıcı
bir rekabetin olduğu ligimizde ne yazık ki yeteri kadar forma şansı
veremiyorlar. Halbûki son haftalarda biraz da zaruretten Beşiktaş’ın gençleri
bu ortamda ne harika işler çıkartıyorlar görüp ibret alınası hakikaten. Biz
onlara şans vereceğimize Suudi Arabistan’a gitmek istemeyen mütekait namzeti
(emekli adayı) futbolcuların sahne aldığı bir lige doğru evriliyoruz.
Resmi olarak ilk yarı bitti bu haftadan itibaren ikinci
yarının ilk maçları oynanıyor. Yarış çok kızıştı. TFF, MHK, VAR, AVAR falan
derken üç harfliler dört harfliler her hafta ayrı macera, ayrı serüven.
Günlük karmaşa ve kargaşa içinde gözden kaçmaması gereken
iyi bir şey de oldu geçen hafta; TFF gelecek sezondan itibaren ligde forma
giyecek yabancı oyuncu sayıları ve şartları ile ilgili bir deklarasyonda
bulundu ki bu nerdeyse UEFA seviyesinde bir gelişmeydi. (Acaba yabancı sınırını
konuşurken yaş sınırı da getirmeyi düşünür mü mevcut irade. Gerçi onların
37-38’likleri bizim 20’liklerden iyi oynuyorlar bu da bir gerçek).
Şimdi bu kararı altyapılara verilecek önemle, rezerv
takımlar ligiyle, belli kotasyonlar ve zaruretlerle destekleyerek işler hale
getirmek gerekiyor. Kulüplerin baskısıyla geri vites yapılırsa bir on yıl daha
kaybederiz, bu pırıl pırıl nesil ziyan olur gider Allah muhafaza.
Ocak ayının ortasını bulduk zaman çok hızlı akıyor, ülkemize
bolluk-bereket ve dirlik-düzen dileklerimizle.
PS: Teröristan
kurulmasın diye fedayı cân eden şehitlerimize rahmet, Mehmetçiğimize nusret
niyazıyla…