Pazartesi günkü yazımda özelleştirmenin hangi şartlarda ve nasıl yapılması gerektiği hakkında yazmıştım.
Bugün ise Hükümet’ten bazı isimlerin şeker fabrikalarının özelleştirilmesi ile ilgili olarak yaptığı açıklamalara değineceğim.
TARIM BAKANI FAKIBABA’NIN, MALİYE BAKANI AĞBAL’IN VE BAŞBAKAN YILDIRIM’IN DEMECİ
Star Gazetesi’nin 8 Mart tarihli haberinden alalım:
“Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba, özelleştirme programına alınan on dört şeker fabrikasında işçi çıkarmanın olmayacağını söyledi. Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi VetAnka Öğrenci Topluluğu’nun düzenlediği ‘5. Kariyer Günleri ve Sektörle Buluşma’ etkinliğinde gazetecilerin sorularını yanıtlayan Fakıbaba şeker sektöründeki 8 özel fabrikanın 1 milyon tonluk üretim yaptığını, Türkşeker’e bağlı 25 fabrikanın ise 1 milyon 400 bin ton üretim gerçekleştirdiğini belirterek, ‘14’ü özelleştirildiğinde, stratejik olarak 11’i elimizde kaldığında, bu özelleştirmenin faydası vardır, zararı yoktur. Çünkü 14’ünün çok fazla şeker üreteceğine ben inanıyorum. Esasında hekim olarak şekerin tümüne karşıyım ama NBŞ’ye daha fazla karşıyım. Bizim şeker pancarından daha fazla şeker üretmemiz demek NBŞ’nin yerine şeker pancarından üretilen şekerin geçmesi, daha ucuza mal olması, Avrupa ile daha rahat yarışabilmemiz anlamına gelir. Bu bağlamda buna sıcak bakıyorum, anormal olarak görmüyorum.’ diye konuştu.
Amacın sadece fabrika özelleştirmeleri olduğuna işaret eden Fakıbaba, arsalarının satılmayacağını vurguladı. Fakıbaba, vatandaşın bu konuda yanlış bir algısı olduğunu belirterek, ‘Sanki orada bulunan tüm alanlar özelleştiriliyor, oralara farklı binalar yapılacak, imara açılacak algısı var. Böyle bir şey varsa ben de buna karşıyım ama sadece daha fazla şeker üretmek adına özelleştiriliyorsa ki zaten öyle oluyor, bu özelleştirmenin yanındayım’ dedi. Söz konusu özelleştirmede kesinlikle işçi çıkarma olmayacağını dile getiren Fakıbaba, şunları kaydetti: ‘İşçi arkadaşlarımızın bütün hakları baki kalacak, hiçbir işçinin hakkı zayi olmayacak.’ Bakan Fakıbaba, bir başka soru üzerine de nişasta bazlı şeker kotasının artmasının söz konusu olmadığını bildirdi.”
Bakan Fakıbaba’nın açıklamalarına göre sadece fabrikalar özelleştirilecek, arazilerin farklı amaçla kullanımı engellenecek. Aynı zamanda, hükümetin şeker ve pancar üretiminin özelleştirme ile artacağı beklentisi içinde olduğu da anlaşılıyor.
Yine Maliye Bakanı Ağbal’ın 10 Mart tarihli Star Gazetesi’ne bildirdiğine göre Şeker Fabrikaları blok halinde satılmayacak, her biri ayrı ayrı özelleştirilecek. Yine, bir fabrikayı alan firma en az 5 yıl fabrikayı işletmek zorunda kalacak ve fabrikalar 5 yıldan sonra da ayakta kalacak. Her fabrika için oluşturulan satış şartnamesinde ilgili firmanın fabrika için kamu tarafından gerekli görülen yatırımları yapması da zorunlu kılınacak. Şartnamede, ayrıca, şeker pancarı alımı ve şeker üretiminin devamını garanti edecek hükümler bulunduğu bakan Ağbal tarafından bildirildi.
Yine aynı tarihli Star Gazetesi’nde Başbakan Yıldırım’ın da konu ile ilgili önemli bir açıklaması yer aldı: “Devlet Pancar üreticilerinin mağdur olmaması için elinden geleni yapıyor. Devlet “Pancar bu rakamdan aşağı alınmayacak!’, diyecek ve bu şekilde pancar üreticisini koruyucu bir tedbir oluşacak.” Başbakan’ın bu demecine göre özelleştirmeden sonra pancar alımında devletin koyacağı bir taban fiyat söz konusu olacak. Kısaca özetlemek için soru cevap şeklinde bilgileri toparlayalım.
Şeker fabrikaları niçin özelleştiriliyor? İki sebep var: İlki, özelleştirilince daha çok şeker üretileceği var sayılıyor ve ikincisi, fabrikaların zarar etmesi ve bunun da bütçeye yük olması engellenmek istiyor.
Şeker fabrikaları nasıl özelleştiriliyor? Açıklamalara göre, her bir fabrika ayrı alıcıya satılacak. Ulusal şeker piyasasında rekabeti arttıran ancak her bir fabrikanın bulunduğu yerel pancar piyasasında monopson olmasına yol açan bir uygulama olarak tanımlanabilir.
Pancar üreticisinin monopson gücü ile sömürülmesinin (yani fabrikaların üreticiden çok düşük fiyatla pancar satın almasının) önüne geçebilecek bir engel var mı? Pancar alımında taban fiyat uygulaması olacağı söylenmekte ve satış şartnamesinde en az beş yıl şeker üretimi ve pancar alımının devam etmesi zorunluluğu getirilmektedir.
Yenileme yatırımlarına ihtiyaç duyan ve bu yüzden zarar eden fabrikaların durumu ne olacak? Satış şartnamesinde hükümetin ilgili yatırımların yapılmasını zorunlu kılacağı hükümlerin bulunduğu söylenmektedir.
DEĞERLENDİRME
Zarar eden fabrikaları satın alacak özel sektör firmalarının hem bu fabrikaları satın alıp üstüne yenileme yatırımı yapıp hem de (taban fiyatı yüzünden) yüksek pancar maliyetiyle üretim yapması durumunda nasıl kâr edecekleri hakkında hiçbir bilgi verilmemektedir. Yani kısacası, bu fabrikaları özel sektör niye satın alsın? Ancak yüksek bir talep artışı tahmin ediliyorsa bu durumu açıklayabilir. Hükümet, NBŞ kotasını düşüreceğini vaat ediyor. Ancak bu şartlar altında fabrikaların özelleştirilmesinin bir anlamı kalmaz, çünkü artan talep kamu firmalarının zararlarını da temizler.
Devletin yenileme maliyetinden kaçındığı bu durumda ki, fabrikaların zararı devletin bütçesi yanında devede kulak kalır, hangi özelliğe sahip firmalar bu işe evet der? Büyük öz sermayeye sahip firmalar. Biliyoruz ki, Türkiye’nin büyük holdingleri bu işe girmeyi düşünmemektedirler. O zaman bu fabrikaları bu şartlarda kim satın alabilir? Amerikan ve İsrailli büyük gıda tekelleri satın alabilir. Yani yerli ve milli şeker sanayimiz yabancılara mı devredilecek? Hükümet buna izin vermezse ve bazı küçük girişimciler bu işe soyunursa, onlara da fabrikalar değerinin çok altında satılırsa, o takdirde, fabrikaları satın alan firmaların bir-iki sene içinde “Ben bu işi beceremedim, abi!”, deyip fabrikaları kapatmasının veya başkasına satmasının önünde engel olabilecek bir hüküm ve kurum var mıdır? Yoktur. Üstelik ciddi bir üretken sermaye stokunun ve milli servetin tasfiyesi de söz konusudur, bu durumda. Bütün bunların yanında, her şey planlandığı gibi gitse de, beş yıl sonrası için üretimin devamının bir garantisi var mıdır? Bilinmiyor.
“Hocam, amma karamsarsınız, ha? Hükümet daha ne yapsın? Bir sürü garanti veriyor. Bardağın dolu tarafından bakarsanız olmaz mı?” 2019’da seçimler var. Belki başka bir hükümet gelecek. Ya yeni gelen hükümet pancar alımını kısar ve NBŞ kotasını arttırırsa, o zaman ne olacak? Hükümetlerin uygulamaları kendi iktidarları süresince geçerlidir. Sayın Başbakan ve Bakanların açıklamaları iyi niyetlidir ancak yap-bozdaki eksik parçaları tamamlamamaktadır. Bu gibi iyi temenniler Sümer Holding’in, SEKA’nın, TÜGSAŞ’ın Adapazarı Şeker Fabrikası’nın özelleştirilmesinde de bulunmaktaydı. Hepsinin satış şartnamelerinde buna benzer hükümler vardı. Ne oldu o tesislere? Ya kapandılar ya da arazilerine AVM ve konut projeleri yapıldı. Bu tür aksaklıkların giderilebilmesi için, hükümetlerden bağımsız olan ve özelleştirilen firmaları şartnamedeki hükümler yerine getirilmezse yeniden kamulaştırma yetkisine de sahip bir regülatör kurum olması lazım. Örneğin bu görevi Türk Varlık Fonu benzeri bir kamu holdingi üstlenebilir. Ayrıca şeker piyasası ve pancar piyasası için ayrı ayrı denetleme ve düzenleme kurumları da oluşturulmalıdır. Şartnameler şeffaf bir şekilde kamuya açıklanmalı ve şartname ihlallerine karşı caydırıcı müeyyideler de konulmalıdır. Yoksa on dört şeker fabrikasının akıbetinin diğer özelleştirilen firmalardan farklı olacağını bir güvencesi yoktur.
SON SÖZ
Bütçe açığını kapatmak için özelleştirme yapmak, tüketici kredisini ödeyemeyen esnafın tezgâhını satmasına benzer.