Çoğumuzun üzüldüğü şeylere bak!
Çoğumuzun üzüldüğü şeylere bak! Herkesin içinde bulunduğu anı kabusa dönüştüren, mutsuzluk hissetmesine neden olan kendince bahaneleri var:
“Akşam yemeği yandı. Eyvah şimdi eşim, çocuklar aç kalacak!”
“Her yıl doğum günümü unutan, bana değer vermeyen bir kocam var. Gene hatırlamadı işte! Dünyadaki en mutsuz kadın benim.”
“Kırk yılda bir pikniğe geldik. Offf bu yağmur da nereden çıktı şimdi!”
“Yarın konferans vereceğim. Şu dudağımdaki uçuğa bak! Aksiliğin de böylesi olmaz.”
“Çok gerginim. Bizim kızın gene bademcikleri şişti, ateşler içinde yatıyor.”
Bu örnekleri uzatmak mümkün. Çünkü hayatımızda yolunda gitmeyen şeyleri dev aynasında büyüttüğümüz zamanlar oluyor. Bu yüzden öfkenin zirvesine, mutsuzluğun dibine vuruyoruz. Şükretmeyi ihmal ediyoruz. Sağlığım İçin Herşey’de bugün ekranlara gelecek Organ Nakli Özel Yayını’nda kalp nakli olmayı bekleyen 10 yaşındaki Berk ile 18 yaşındaki Yusuf’un feryadını dinlerken; eminim siz de benim gibi sarsılacaksınız. Onları hayata döndürecek uygun kalp bekleyen iki çocuğun umutla yaşama sarılışını görünce, belki de kendi kafanıza taktığınız şeyler yüzünden utanacaksınız.
BİR YILDIR MAKİNEYE BAĞLI YAŞIYORLAR!
Onlar, bir yıldan beri Sağlık Bakanlığı’na bağlı Siyami Ersek Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde kalp destek cihazına bağlı olarak yaşıyorlar. Okullarına, arkadaşlarına, top oynamaya, tuttukları takımların maçına babalarıyla gidebilmeye hasretler. Hastanedeki yataklarında kendi hikayelerini anlatarak organ bağışı konusunda bakın bizlere nasıl sesleniyorlar:
“Ben, Berk Yıldız. 10 yaşındayım. Üç yıldır ‘dilate kardiyomiyopati’ hastasıyım. Geçen sene nefes alamadığım için kalp destek cihazı takıldı. Bu yıl şikayetlerim arttığı için acil kalp nakli olmam gerekiyor. Organlarınızı bağışlayın. Organ bağışı candan cana en büyük sadakadır.”
“Benim adım Yusuf Çello. 18 yaşındayım. Bir yıldan beri acil kalp nakli bekliyorum. Ülkemizde bağışta bulunanlar yeterli sayıda olmadığı için birçok arkadaşım organ beklerken hayatını kaybetti. Ben de artık nefes almakta ve yürümekte zorlanıyorum. Ödemlerimi atamıyorum. Oysa, sağlıklı bir şekilde tekrar eski hayatıma kavuşup, okumak istiyorum. Bunun için de herkesi organ bağışında bulunmaya çağırıyorum. Uygun bir donör bekliyorum. Toprak olmasın, bir bedende can bulsun. Lütfen organlarınızı bağışlayın.”
KADAVRADAN NAKİLLER YAYGINLAŞMALI
Berk ve Yusuf’u dinlerken gözlerim doldu. Hastane odasında gökyüzüne, yağmura, güneşe hasret yaşamak... Günlerin ayları, ayların yılları kovalaması... Mevsimlerin değişmesi... Ama organ bekleyen hasta çocukların hayallerinin bir türlü gerçekleşmemesi. Nakil için organ çıkma umudunu kaybetmemek ama bağışçı olmadığı için hayatını kaybetmek... Tek çare ise organ nakli.
Ülkemizde 22 bin 100 böbrek, 750 kalp, 2 bin 300 karaciğer 50 akciğer, 290 pankreas nakli olmayı bekleyen hasta bulunuyor. Yusuf Çello’nun da söylediği gibi çoğu kişi, organ beklerken yaşamını yitiriyor. Böbrek ve karaciğer yetmezliği hastalarının yakınları ise büyük fedakarlık yaparak bağışçı olabiliyor, böbreklerinin birini ya da karaciğerlerinin bir kısmını bağışlayabiliyorlar. Yusuf ile Berk örneğinde olduğu gibi kalp nakli olması gereken hastaların ise böyle şansları hiç yok! Tek çare, beyin ölümü vakalarında bağışların artması ve kadavradan nakillerin yaygınlaşması.
Organ nakli konusunda ülkemizde olumlu örneklerden de var. Sağlığım İçin Herşey’deki diğer konuğum 9 yıl önce kalp nakli olan Ayhan Zorba, evlatlarının organlarını bağışlayan aile ile görüştüğünü belirterek “Her ziyaretimde anne kulağını göğsüme dayayarak kalp atışlarımı dinliyor” diyor. Kendinizi o annenin yerine koyun bir an. Oğlunu kaybetmenin acısını, kalp, böbrek, karaciğer bekleyen hastalara can vermekle teselli etmeye çalışıyor. Oğlunun kalbi bir başka hastada atıyor şimdi. Ayhan Zorba’nın kalp atışlarında oğlunun sesini duyuyor. En büyük sevap, birisine verilebilecek en anlamlı armağan bu işte!