İthal edilen mallar için alınan komisyon, genellikle ithalat işlemlerine aracılık eden firmaların sağladığı hizmetler karşılığında aldığı bir ücrettir.
Bu komisyon, ithalat işlemlerinin kolaylaştırılması, lojistik, gümrükleme, sigorta ve diğer ilgili hizmetlerin sağlanması gibi çeşitli faaliyetler için talep edilir. İthalat komisyonları, farklı firmalar ve hizmet türlerine göre değişiklik gösterebilir.
Bugünkü yazımda, Türkiye'ye İthal
edilen mallar için alınan komisyonların vergisel yönden değerlendirilmesine bir
göz atalım.
İthalat Komisyon
Türleri
İşlem Komisyonu: İthalat
işlemlerinin yürütülmesi için alınan genel komisyon. Bu, ithalatçı firma ile
aracı firma arasında anlaşmaya bağlı olarak değişir.
Lojistik ve Nakliye
Komisyonu: Malların taşınması, depolanması ve dağıtımı için alınan komisyon.
Gümrükleme
Komisyonu: Malların gümrük işlemlerinin tamamlanması için alınan ücret.
Sigorta Komisyonu: İthal edilen
malların sigortalanması hizmeti için alınan komisyon
1. Türkiye’ye ithal
edilen mallar için alınan komisyon KDV’ye tabi midir?
Katma Değer Vergisi
Kanunu’nun birinci maddesine göre ticari, sınai, zirai ve serbest meslek
faaliyeti kapsamında yapılan teslim ve hizmetler vergiye tabi bulunmaktadır.
Diğer yandan, Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 11.
maddesinde ihracat teslimleri ve bu teslimlere ilişkin hizmetler ile yurt
dışındaki müşteriler için yapılan hizmetlerin vergiden istisna olduğu
belirtilmiştir.
Verilen hizmetin
ihracat olarak değerlendirilmesi ve KDV’den istisna edilmesi için yerine
getirilmesi gereken şartlar ise 26 ve 30 no’lu KDV genel tebliğlerinde
açıklanmıştır. Buna göre hizmet ihracatında KDV istisnasının uygulanabilmesi
için aşağıda belirtilen dört şartın birlikte gerçekleşmiş olması gerekmektedir.
a) Hizmet
Türkiye’de yurt dışındaki bir müşteri için yapılmış olmalıdır.
Yurt dışındaki
müşteriden kasıt, hizmet sunulan kişinin ikametgahı, işyeri, kanuni ve iş
merkezinin yurt dışında bulunması veya yurt içinde bulunan bir firmanın, yurt
dışında kendi adına müstakil olarak faaliyet gösteren şube, acente, temsilci ve
bürosunun olmasıdır.
b) Fatura veya
benzeri nitelikteki belge yurt dışındaki müşteri adına düzenlenmelidir:
Yapılan hizmet ile
ilgili olarak düzenlenecek fatura veya benzeri belgenin, yukarıda özellikleri
açıklanan yurt dışındaki bir müşteri adına olması zorunludur.
c) Hizmet bedeli,
döviz olarak Türkiye’ye getirilmelidir:
Yurt dışındaki
müşteri için yapılan hizmete ait bedelin, Türkiye’ye döviz olarak getirilmesi
zorunludur. İstisnadan yararlanacak olanın, döviz alım bordrosu veya dövizin
Türkiye’ye getirildiğini tevsik eden, kambiyo mevzuatına göre geçerli diğer bir
belge ile bunu tevsik etmesi gerekmektedir.
d) Hizmetten yurt
dışında yararlanılmalıdır:
İstisnanın
uygulanabilmesi için, hizmetten yurt dışında yararlanılmış olması gerekir.
Diğer bir anlatımla, yurt dışındaki müşteri için verilen hizmetin bu
müşterilerin, Türkiye’deki faaliyetleri ile ilgili olmamalıdır.
Verilen hizmetin
ihracat istisnasından faydalanabilmesi için yukarıdaki şartların tümünün
sağlanması icap eder.
Eğer bir şirketin
serbest bölgede şubesi var ise, serbest bölgedeki şubesi tarafından Türkiye’ye
yapılan satış dolayısıyla ödenen komisyon için hizmetten faydalanma Türkiye’de
gerçekleşmektedir.
Her ne kadar
komisyonu alan şirket tarafından hizmet yurtdışındaki bir firmaya verilmiş,
fatura yurtdışına kesilmiş ve bedeli döviz olarak yurtdışından getirilmiş olsa
dahi bu hizmet yurtdışındaki firmanın Türkiye’deki faaliyetleri ile ilgili
olduğundan dolayı ihracat istisnasından faydalanmaması gerekir.
Bu sebeple ithalata
aracılık etmekten dolayı Türkiye’deki firma tarafından elde edilen komisyon
gelirinin Katma Değer Vergisine tabi olduğu kanaatindeyiz.
Nitekim, Maliye
Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğü tarafından verilen bir özelge de Türkiye’ye
ithal edilen mallar için ödenen komisyonların Katma Değer Vergisi’ne tabi
olduğu belirtilmiştir.
2. Satış yapan
firma ile komisyon alan firmanın serbest bölgede olması halinde ne yapılır?
Katma Değer
Kanunu’nun 16/1-c maddesi gereğince bölgede “Faaliyet Ruhsatı” verilen
firmaların bu bölgelerde yapacakları mal ve hizmet ifaları katma değer
vergisinden istisna tutulmuştur.
Bu nedenle serbest
bölgelerde faaliyette bulunan firmaların, yurtdışından ithal edilip serbest
bölgede depolanan malları yurtiçindeki müşterilere satılmasına ilişkin olarak,
yine serbest bölgedeki bir başka firmaya veya yurtdışındaki firmalara verdiği
müşteri bulma hizmetinin vergiye tabi olmaması gerektiği kanaatindeyiz.
Ancak bu durumda
komisyon alan firmanın faaliyet konusunun Serbest Bölgeler Kanunu’nun 4’üncü
maddesine göre, Ekonomik İşler Yüksek Koordinasyon Kurulunca uygun görülmesi ve
serbest bölge yönetimi tarafından onaylanması gerekir.
3. Türkiye’deki
firmanın düzenlediği komisyon faturasındaki KDV ek olarak mı ödenecek?
Şirketin serbest
bölgedeki şubesi tarafından Türkiye’deki firma ile yapılan anlaşma
doğrultusunda ödenecek olan komisyon tutarına isabet eden KDV’nin ayrıca mı
yoksa iç yüzde yoluyla mı hesaplanacağı tamamen ilgili şirket ile yapılan
anlaşmanın koşullarına bağlıdır.
Bu sebeple ticari
anlaşmanın koşullarına göre hareket edilmelidir.
4. Serbest
bölgedeki şube tarafından ödenen KDV indirilebilir mi?
Serbest bölgedeki
şubenin Katma Değer Vergisi mükellefiyeti olmadığından dolayı ödenen KDV’nin
indirimi mümkün bulunmamaktadır. Bu sebeple ilgili tutarın komisyon bedeli ile
beraber gider kaydedilmesi gerektiğini hatırlatalım.