Sevgili Aykut Kocaman, sanırım Saraçoğlu yedek kulübesinde kombine almışsın!
İyisin hoşsun hoca da, hiç çıkmıyorsun kulübeden.
Benimle birlikte maç seyrediyorsun. Bir kalk görsünler boyunu, posunu, cemalini.
Biri bir hata yapıyorsa ne yapıyorsun de, uyar bir şeyler söyle.
Ya da ne bilim es, gürle..
Yönlendir, sahayı, ortamı.
Hep elin çenende, düşünen adam fotoğrafındasın.
Ne düşünüyorsun bu kadar?
Hayata geçir düşüncelerini faydalanalım. Yağmur çamur insanlar yola düşmüş, stada gelmiş.
Milyonlar oturmuş televizyon başına, ya da komşuda.
Dolmuş kafeler, lokantalar..
Bir heyecan ki 25 milyon.
Takım sahada bir dünya hata, gözümüz seni arıyor.
Nerede hocamız, şimdi kalkar, söyler, anlatır, uyarır.
Nerede? Hocamız eli çenesinde, kaşları dikilmiş sessizlik içinde.
Bari seyrettiğinden rahatsız olduğun şeyleri kalk düzelt sevgili Kocaman.
Bilelim orada bir direktör var, hata varsa uyarır düzeltir..
Seni daha çok maç içinde görmek istiyoruz sevgili Aykut Kocaman…
Ve sen Alper Potuk, unuttun maçta olduğunu, rakibi öyle itemeyeceğini unuttun..
İki heyecana yedin kartı, lazımsın ama yoksun…
Ya işte böyle Volkan Efendi, sana ne deyivereyim, bilmiyorum. Görüyorsun değil mi yaptığını, yaptığın hataların bedelini nasıl ödüyoruz..
Bir kendine hakim olamıyorsun, hale bak.. Kaptanlar son ayrılır gemiden, sen fırtına çıkarıp, çıkartıldın gemiden. Sana ihtiyaç ne çok ama sen hırsınla ayrılıyorsun sahadan.
Ne diyeyim bilemedim..
Nasıl olacak iyi olacak!..