Vergi borcu olanlar zaman zaman vergi yüzsüzü olarak açıklanıyor da memleket zor duruma düştüğünde oturduğu yerden soyguna ortak olanlar neden açıklanmıyor?
Yiğit Bulut enteresan bir şahsiyet.
Bir ara Namık Kemal Zeybek'in kızı, Aydın Doğan'ın yeğeni Şule Zeybek ile evliydi.
Babası ise Adalet Partisi milletvekillerinden Mustafa Bulut.
Aydın Doğan’ı mı anlatsak?
Namık Kemal Zeybek’i mi?
“Kur’an’da namaz yok. Namazı Zerdüştlerden aldık!” diyen Namık Kemal Zeybek rahmetli Özal’ın Kültür Bakanı… Demirel’in pek bi sevgilisi. Eski ülkücü. BBP’ye de girip çıkıyor. Rahmetli Yazıcıoğlu’nun hani “Bizim tarlayı da sürmüşler” dediği partisi.
Zeybek ayrıca Ahmet Yesevi Üniversitesi mütevelli heyetinden.
Ahmet Yesevi Hazretlerini biraz araştıran nasıl bir İslam alimi olduğunu, namazla ilişkisini, Peygamber Efendimize uymak adına neler yaptığını bilir.
Her fırsatta bacanağı Doğan’ı savunmaktan geri kalmayan Namık Kemal Zeybek’in hayatının her safhası ayrı bir muamma.
Böyle bir şahsiyete damat olmak elbette suç değil.
Hatta bu akrabalık ve ilişkiler sıradan insanlara nasip olmayan birçok şeyi görmesine, yaşamasına muhakkak imkân vermiştir eski damadın.
Bugün Recep Tayyip Erdoğan’ın Başdanışmanlarından Yiğit Bulut’un herhalde en son eleştirilecek tercihi jöleli saçlarıdır. Buradan karalamaya çalışanların aslında Bulut’un radikal görünen yön değiştirmesine kulp takmakta zorlandıkları söylenebilir.
Bütün bu girizgâh ve şerhlerden sonra geçtiğimiz günlerde televizyonda sarf ettiği sözlerine dikkat çekmek istiyorum. Aslında iddiaları, farkına varmasıyla duruşunu da düzeltmesine sebep olan iddialar:
“1946 ile 2003 arasında Türkiye’den faiz artı anapara olarak tahsil edilen para 2,5 trilyon dolar. Ve bu para 5 bin gerçek ve tüzel kişinin hesabına geçmiş. 1994 krizi mesela. Doksan gün vadeli yüzde 50 net getirili hazine bonosu satılmış. Kim almış. Ben bunu vatandaş olarak bilmek istiyorum. Kim 1994’de 3 ay için yüzde 50 net faizle devletine para verip yardım etmiş! Ben bu güzel insanların kimler olduğunu bilmek istiyorum. Kemal Derviş var mesela Türkiye’ye para buldu ilk önce 5 milyar dolar, yüzde 14,5 dolar faiziyle. O sırada dünyada dolar faizi 1,5- 2,5 arasında. Arkasından 20 milyar dolar daha borç. Hesap çıktı 50 milyar dolara geri ödemesiyle. Arkasından 15 ailenin batırdığı bankalar, bir 50 milyar dolar da oradan. Etti 100 milyar dolar. Bütün bu borcu kim ödedi?”
Birileri 2,5 trilyon dolarımızı çalmış.
Karşı çakan var mı?
Bilmiyorum. Yiğit Bulut bu iddiayı çok uzun zamandır ısrarla tekrarlıyor.
Bu soygun beş bin hesap marifetiyle gerçekleşmiş! Kimlere ait bu hesaplar?
Yiğit Bulut hem “Bilmek istiyorum” diyor. Hem de topu gazetecilere atıyor.
Türkiye’nin darbe tiyatrolarıyla soyulduğunu biliyoruz.
Bu soygunun içimizdeki ayakları kimler?
Herkes birilerine işaret ediyor. Fakat şudur, şunlardır demiyor.
Bunun önündeki engel ne?
Vergi borcu olanlar zaman zaman vergi yüzsüzü olarak açıklanıyor da memleket zor duruma düştüğünde oturduğu yerden soyguna ortak olanlar neden açıklanmıyor?
Tamam yahu…
Soygun demeyelim. Hırsız hiç demeyelim.
Bulut’un söylediği gibi “Vatanına para verip yardım eden bu güzel insanlar kimlerdir?”
Yani Cumhurbaşkanı “Bozdurun!” dedi, vatandaş 3-5 demeden elindeki doları bozdurdu. Türk Lirasına sahip çıkarken kazanmayı, kaybetmeyi değil vatanını düşündü.
Canıyla ve üç kuruşuyla her türlü fedakarlığı yapan milletimizin, zor dönemlerde vatanına sahip çıkan (!) hayırseverleri isim isim öğrenip hayır dua etmesine neden fırsat verilmiyor?
Kimsenin malında gözümüz yok.
Rabbim “Malı mülkü istediğime, ilmi ise isteyene veririm.” buyuruyor.
Bizimkisi merak.
İsmen dua edeceğiz.
Hepsi bu.
Muhtemelen şu sıralarda da birileri vatanına feci halde sahip çıkıyor.
Bilelim yani!