Kadınlardan şikayetçi erkeklerden Instagram'dan o kadar çok DM mesajı ve mail alıyorum ki.

Kadınlardan şikayetçi erkeklerden Instagram’dan o kadar çok DM mesajı ve mail alıyorum ki.

Erkekler kendilerini aldatan kadınların hikayelerini yazıyorlar, inanılmaz.
Erkekler kendilerini dolandıran kadın hikayelerini yazıyorlar, şaşkınlık içinde okuyorum.
Öyle anlaşılıyor ki, bu anlamdaki aldatma, dolandırma, kandırma hikayelerinde kadınlar erkeklerle yarışıyor.
Kadınlar başka konularda olmadığı kadar, aldatma, aldatılma konularında inanılmaz hassas.
Kadın erkek ilişkileri ile ilgili konuşan, kadınlar tarafında konuşan, ahkam kesen biri olarak.
Anlıyorum ki.
Kadınlar eskisi kadar, merhametli değil, kadınlar eskisi kadar duyarlı değil.
Ve kadınlar eskisi kadar, yuvasının dişi kuşu falan da değil.
Kadınlar eskisi kadar ana değil.
Kadınların gözlerinden eskisi gibi yaş falan da akmıyor.
Artık.
Kral çıplak.
Kadınlar sosyal medyada çok açık veriyorlar.
Herşey o kadar ortada yaşanıyor ki.
10 Kasım günü paylaşım yap, tık yok.
19 Mayıs günü paylaşım yap, tık yok.
Bayram seyran paylaş tık yok.
Merhamete, dayalı bir paylaşım yap, maalesef tık yok.
Kadınların tek derdi, aldatmak, aldatılmak konuları.
Kadınlar hiç tanımadığı, daha doğrusu yakınlığı olmayan birinin aldatma konusunu paylaş bak neler yazıyorlar.
Kadınlar ünlü birinin aşk hikayesinin içinde olmamasına rağmen, neler yaşandığını bilmemesine rağmen o konunun içinde yaşıyorlar.
Aldatma konularına bayılıyorlar.
Sabah akşam aldatma konuşalım.
Aldatma konularını nasıl içsellestiriyorlar inanamazsınız.
Biri diğerini aldatmış, olabilir, sana ne be kardeşim.
Senin kendi hayat hikayenin dışındaki aldatma konusu, senin niye bu kadar derdinde oluyor, anlamak imkansız.
Şarkıcı İrem'i, şarkıcı Cem aldatmış.
Napalm yani.
Dünyanın sonu mu?
İlişkinin geçmişi yok, geleceği kimin umuru.
Kadın sosyal medyasından inanılmaz hakaretler ediyor, "çeyrek popçu" diyor, "iyi konser dilenmeler" diyor.
Bu yetmiyor, konserinde seyircilerin, "Allah belasını versin" dedirtiyor.
Bu da yetmiyor, konserinde Cem'e laf atan seyircilerine "bırakın şu çöpü" diyor.
Bu şarkıcı delikanlının annesi, babası ve ailesi var öyle değil mi?
Bu söylemlere şahit oldukça, duydukça, okudukça ne düşünmeliler, ve ne yapmalılar.
Ne kadar kötü değil mi.
Evde annesinin yerine koyun kendinizi.
Konu aldatma.
Her türlü ilişki de olamamalı, çok ayıp, kimsenin hak etmediği bir davranıştır.
Ama hayatında içinde var mıdır, vardır.
Ve sadece tarafları ilgilendirir.
Başka kadınlar sanki kendi derdiniz yok, tuzunuz kuru, elalemin aldatma olayının içinde saldırıyorsunuz.
Ey kadınlar.
Biz kadınların hayata dair, birbirimize değen çok daha önemli konuları var.
Kendinize gelin.
Yüzünüze su serpin.
Gözlerinize su serpin.
Kalbinize merhamet ekin.
Mutluluğun resmini çizmek gitgide zorlasırken, insanların yüzünden düşen bin parçaları kimsenin toplamaya hali kalmamışken, kendinize gelin.
Onurlu kadınlar olarak kendi ailenize, çocuklarınıza, kendi işinize bakın.
İnsafsızlık zamanlarına insafsızlık ekmeyin ve sulamayın.
Hayatın yalan kısmını hallettiniz, şimdi kalan kısmını düşünün.
Tertemiz kalın.

Funda'nın aklındakiler…

.... Yıl 2005, adam 22 yaşında İstanbul Bakırköy'de emlakçılık yapıyor.
Kendisinden 52 yaş büyük, 74 yaşında Hatice Nuran hanım ile tanışıyor.
9 yıl birlikte yaşıyorlar ve adam 31 yaşında, kadın 83 yaşında iken evleniyorlar.
3 yıl sonra kadın ölüyor.
Hatice hanımın kızkardeşi evliliğin iptali için dava açıyor.
Çünkü kadının 64 milyon TL tutarında mirası varmış ve bu miras bu adama kalıyor.
Malum para varsa, öldükten sonra itiraz edemeyeceği için akraba kim varsa dava açar, atmaca gibi ortaya çıkarlar.
Mirasın yarısı bu uyanık adama, yarısı uyanik kızkardeşine kalıyor.
Açılan dava devam ederken, adamın 32 milyon TL mirasına tedbir koyduruyorlar.
52 yaş farkın, hayatın doğal akışına aykırı olduğunu iddia ediyorlar.
31 yaşında genç bir erkekle, 83 yaşında demans hastası bir kadının, maddi çıkarlar dışında, evlenmelerinin hiçbir açıklaması olamaz diyorlar.
Adam anlatıyor.
Biz severek evlenmedik, Hatice hanım parasının ve mal varlığının yani mirasının, kız kardeşine ve onun evlatlık çocuklarına kalmasını istemedi diyor.
Hiç görüşmüyorlardı, ablalarını arayıp sormuyorlardı diyor.
Ben ne düşünüyorum biliyor musunuz?
Bu adamın miras için yaptıkları ile 45 yıldır görüşmediğim kız kardeşinin ve evlatlıklarının hiçbir farkı yok.
Ölüm haktır.
Ama bana göre miras her zaman helal olmaz.
Bu miras, keşke çocukları okutan vakıflara kalsaydı.

Funda'nın aklındakiler…

Instagram sayfaları üzerinden reklam iş birliği yaparak para kazanan insanlar var.
Gelir kapısı haline getirmişler.
Link bırakıyorum, kaydır yukarı, çek yukarı.
Gönderi başına 50 bin TL alan sosyetik ünlüler var.
Şahsi hesaplarını gelir kapısına dönüştürmek derdinde paylaşım yapıyorlar.
İnanılmaz zengin kadınlar var, zengin kocalarla evlenmişler ve koca kontenjanından servet sahibi kadınlar olmuşlar.
Anladığım şu.
Bu sosyetik kadınların paylaştıkları o pahalı ürünleri kendi klasmanındaki arkadaşları, bu kadınlarda görüp alışveriş edip almazlar.
Genel olarak, takipçileri ortalama, vasat kadınlar.
Bu kadınlar bu ekonomik durumda, o ürünleri imkansız alamazlar.
Sadece zengin kadın hayatlarını meraktan takip ediyorlar ben biliyorum.
Anlamadığım şu.
Evde yüzüne kendi yaptığın maske ve bakım ürünlerini sürerken, hiç kullanmadığın ve kullanma ihtimalin olmadığı o pahalı ürün paylaşımları neden like edersin.
Bak senin yakından bile göremeyeceğin ürunleri like ederken, o para kazanıyor.
Ve o iş birliğini veren firmalara ne diyelim.
Çok komiksiniz diyelim.