Ekim ayı güya sakin ay ve inşaat yasağının henüz kalkmadığı zamanlar, yasak var yani
Ekim ayı.
Güya okullar açıldı, çocuklu aileler döndü, işi olan çalışanlar döndü, kiracılar falan döndü.
Dönseler ne olur, dönmeseler ne olur.
Bodrum kalabalık.
Şu anda Bodrum'dayım.
Ekim ayı güya sakin ay ve inşaat yasağının henüz kalkmadığı zamanlar, yasak var yani
Bodrum Belediye Başkan'ı güzel Bodrumlular, Bodrum sevdalıları falan anlatıyor, yazıyor.
Bodrum sevdalısı sayfalar, bol begonvilli, sakin deniz, akşam gün batımı manzaralı fotoğraflar falan paylaşıyorlar.
Bodrum'da yaşamak ayrıcalıktır falan, anlatıp duruyorlar.
Tatil yörelerinin gözdesi Bodrum'da ev satış fiyatları ve ev kiraları ile ilgili, orada bu işleri yapan birisi ile röportaj yapmışlar.
Efendim, korona pandemi döneminde inşaatlar durmuş, o nedenle artan talebi karşılayamaz olmuşlar.
Böyle yalan olmaz.
Utanmaz insanlar, göz göre göre yalan söylüyorlar.
Ben yaz sonu döndüm İstanbul'a gittim, kış bitti, yaz başlangıcı geldim koca koca siteler bitmiş.
Gözümün önündeki NEF inşaat, inşaatının evlerinin tamamını satmış, 2. Etaba başlamış.
Ne kadar yalancısınız yahu.
Sokağa çıkma yasaklarını en sıkı döneminde tek çalışan sektör inşaat sektörüdür.
Gözlerimle gördüm, kepçeler, hafriyat kamyonları, inşaat malzemesi taşıyan kamyonetler, vızır vızır dolaştılar iş yaptılar.
Kaç kamyona, kaç işçiye sordum, izin kağıdımız var bizim dediler ve iş yapan tek sektör bunlar oldu.
NEF Yalıkavak inşaatı yüz kere şikayet ettim, belediye ve zabıta söz dinletemedi.
Biraz önce, şimdi NEF inşaatı, sabah 08.00'den beri kepçe çalışıyor diye şikayet ettim, bütün yaz çalıştı dedim ve inşaat yasağı devam ediyor dedim.
Belediye, zabıta nasılsa bilmiyorum ama aciz kalıyor.
Otorite falan takmıyorlar.
Kira fiyatlarının artma nedeni, Bodrum'un devamlı gözde tatil merkezi diye doldurulması ve ortadaki durumun çakallığıdır.
Rant çok, çakal çok.
Parası olan tuhaf insanlar da çok.
Ben Bodrum'a bayılan biri değilim, tesadüfen burada ev sahibi olmuş biriyim..
Ben sessiz yerleri severim.
Bakın şimdi size ucundan kenarından Bodrum'u anlatayım.
Malum Ekim ayı.
Sessizlik olması gereken bir ay.
Sabah gözünü sesin nereden geldiğini anlamadığın, sinsi bir matkap sesi ile açarsın ve açık hava ya, ses her yerden geliyor ve ses dağıldığından sesin ana merkezini bulamazsın.
Daha sonra, kepçe sesi, kafanı oyar, tak tak sesi ile.
Şikâyet edersin adam, cezayı öder ya da ödemez ama umuru olmaz devam eder, oymaya delmeye devam eder.
Otorite, belediye, devlet, zabıta, kolluk kuvvetlerinin yetmediği aciz durumlar yaşanıyor.
Burada herkesin komşuları ile ilişkisi pamuk ipliği.
Hayatımda "pamuk ipliği ilişki" anlamını burada yaşayarak gördüm.
Ağaç yüzünden kavga edenler, duvar yüzünden kavga edenler, tadilat yüzünden kavga edenler.
Herkes her sene tadilatta, bir oda, bir banyo, bir terası kapatmak, hep 1 oda ilave etme derdindeler, görseniz inanamazsınız.
Aklına gelebilecek en ünlü, en pahalı sitelerde tüm komşular birbirini şikayet ediyor, mahkemelikler.
İskelelerinde, birbirine şemsiye sopası ile saldıran kadınlar var.
Ruhen huzur bulmaya geldikleri yer de, ruhları kavgacı, uyanık ve hesapçı.
Sözün özü.
Burası saygısızca yaşayan, sessiz olmayan, rant peşinde koşan yamyam inşaatçıların olduğu, kalabalık ve otoritenin hiç sökmediği bir yer.
Kepçeler, matkaplar bayılmış bu gözde tatil beldesine.
Herkes birbirinin evine göz koyarken, aslında "başkalarının ömrüne göz koymuşlar".
Kimse farkında değil.
Gözde tatil beldenizi sevsinler.
Özdemir Asaf çoktan anlamış sizi.
Demiş ki!
"Herkese soruyorum bir odası eksik".
Funda'nın aklındakiler…
... Ucuz yerlerden alışveriş eden insanlarla alay etmeyin.
BİM’de teyzeler fotoğrafları paylaşmayın.
Kavanoz kapağı için kuyruğa giren insanlarla kafa bulmayın..
AAAAAAAA 101 demeyin.
Dün cuma gibi idi, 3 BİM önünden geçtim, yemin ediyorum, kapının önünde mağazanın açılması bekleyen Mercedes, Audi cipler gördüm.
Belli ki cuma gelen spot ucuz malları almak için gelmişler .
Hayat çok zor.
Ekonomi felaket
H er şey pahalı.
Hiçkimse ile alay etmeyin.
Çaktırmadan alışverişi yaptığınız yerleri bilmiyormuş gibi yapmayın.
Yalancı olmayın
Alaycı olmayın.
Çok ayıp.
Herkes kapasının önünü temizlesin tamamdır.
Funda'nın aklındakiler…
... Şahane oyuncu Hatice Aslan ile koca sayfa röportaj yapmışlar.
Röportajı okudum, Hatice hanım ile ilgili hiçbir şey bilmiyormuşuz.
Sivaslı ve 9 çocuklu bir ailenin kızıymış..
Hatice hanım..
Hiç tacize uğramamış, sebebini söyleyeyim, onlar bakışından anlar, eylem başlamadan yüzüne çarparım demiş.
Ne kadar şanslı.
Gençliğinde Beyoğlu'nda 2 kız gezerken, mısır alırken, arkadan 2 sapığın, "mısır yiyeceksin koçanı ne yapacaksın" diyen adamlara rastlamamış.
Ve.
"Annen çok sever, ona yollayacağım" böylelikle anan senden utanacak diye cevap vermemiş.
Ya da genç kızlığında, sokakta, pardesü ile gezip önünü açıp gösteren sapıklara rastlamamış..
Dediğim gibi ne kadar şanslıymış.