Pazar günkü GÜNEŞ gazetesinin manşeti hem düşündürücü hem de çok anlamlı bir soruyu konu alıyordu:
Pazar günkü GÜNEŞ gazetesinin manşeti hem düşündürücü hem de çok anlamlı bir soruyu konu alıyordu:
“SEN ÖLMESEYDİN BU OLUR MUYDU SAVCIM?”
GÜNEŞ’in bahsettiği kısa zaman önce şehit olan Denizli Başsavcısı Mustafa Alper’di.
Bildiğiniz gibi Mustafa Alper 15 Temmuz’un ilk iddianamesini yazan kahraman bir savcıydı.
FETÖ’nün inlerine girerek FETÖ’cülere Denizli’de kök söktüren ve onları inlerinde enseleyen yiğit bir adamdı.
Sırlarla dolu cinayet gibi bir trafik kazasında hayatını kaybetti.
O zamanlarda da yazmıştım… Şimdi de tekrar etmek icap etti: Bu kazada FETÖ’nün parmağı olup olmadığı sorgulanmak zorunda, bu “kaza” derinine kadar araştırılmalı.
Peki Başsavcı Alper şehit olduktan sonra ne oldu?
GÜNEŞ bunu deşifre ediyordu o manşetiyle…
Tam iki hafta sonra Alper’in tutuklattığı 8 FETÖ’cü iş adamı serbest bırakıldı ve mallarına konan tedbir kaldırıldı.
Ve bu iş adamlarının “ByLock” kullandıkları tespit edilmiş, FETÖ’ye para aktardıkları da ortaya çıkmıştı.
Lakin şimdi hepsi dışarıda mallarına konulan tedbirin kalkmasıyla da birlikte rahatça geziniyorlar.
***
FETÖ tahliyelerine ilişkin başka bir çarpıcı yazıda Sabah gazetesi yazarlarından Dilek Güngör’den geldi.
Ne diyordu Dilek Güngör, hemen bir göz atalım:
“Örneğin, FETÖ'cülerin kripto elemanları üzerinden devletin bilgilerini alıp, sözde itirafçılık oyunlarıyla serbest kaldığını biliyor muydunuz?
Nasıl mı? Emniyet'teki örgüt elemanları bilgi notları hazırlıyor. Savcıya veriyor. Savcı hapisteki FETÖ'cüye notu ulaştırıyor. FETÖ'cüler de o bilgi notlarını kullanıp itirafçı oluyor. Hop bir bakmışsınız serbest... Bu daha ne ki? Türkiye'nin en büyük illerinden Bursa'da FETÖ'cülerin cezaevinden kurtulması ve operasyonların durması için büyük bir lobi faaliyeti yürütüldüğü konuşuluyor. Hatta bu lobinin kasasında sadece bu işler için 160 milyon TL rüşvet fonu ayrılmış.”
Şu acıklı tabloya bir bakar mısınız?
Gerçekten durum Dilek Güngör’ün yazdığı gibiyse ortada ters giden bir şeyler var demektir.
Gerek Bursa gibi iller özelinde ve gerekse de FETÖ’yle mücadele çerçevesinde genel olarak daha etkin olmak lazım.
Çünkü kripto FETÖ’cülerin beli kırılsa da tam manasıyla temizlenebildiğini söylemek mümkün değil.
***
15 Temmuz günü darbeyi gerçekleştiren FETÖ’cü beyin takımı 22 Mayıs’tan beri ifadelerini mahkemede veriyorlar.
İfadelere bakacak olursanız o terörist katillerin inanılacak bir tarafı yok.
Keza tüm ifadeleri sanki aynı yerden yazılmış gibi!
Mahkeme salonlarındaki sakil ve insanın sinirlerini bozan tavırlarından tutun da sulandırmak için ellerinden gelen her türlü gayreti sergilemeleri hepimizin ayarlarını ciddi manada bozuyor.
Bir taraftan Google’a bile “FETÖ tahliyeleri” yazdığınızda karşınıza çıkan tahliye haberleri de hepimizi derinden sarsıyor.
Hülasa bu uzun soluklu bir mücadele her zaman aynı seyirde gidecek değil ama dikkatli olmakta fayda var!
Onun için FETÖ’yle mücadelede gereken etkinliği gösterip daha kararlı bir şekilde üstlerine gitmemiz lazım.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da vakti zamanında söylediği gibi “acıdık mı acınacak duruma düşeriz” sözü bu noktada işlevini koruyor hala.
FETÖ’yle mücadele birinci gündem maddemiz ve her Fetullahçı terörist gereken cezayı alana dek bu mücadele sürecek.
Sürmek zorunda!