Çok değil beş on yıl öncesine kadar Türkiye'de Kürt kimliği sorgulanırdı her alanda.
Geçtiğimiz hafta köşe yazımda ‘Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Neçirvan Barzani Nobel’e aday gösterilmeli ve hatta Nobel Ödülü’nü mutlaka almalı’ demiştim...
Yazımı varsayımlar üzerinden dile getirmemiştim elbette. Çünkü yüreğimde ve elimde öyle değerli yansımalar var ki Neçirvan Barzani’nin yaptıklarına dair... DEAŞ tarafından katliam yapılan Yezidilerin anma töreni vardı yakın zamanda. Coğrafyanın en kendi halinde yaşayan Yezidilerin acısını derinden hissediyorum ve bu konuda önemli bir bilgiyi de sizlerle paylaşmak istiyorum. Başkan Barzani büyük bir cesaret örneği sergileyerek üç bin Yezidi kadın ve çocuğun kurtarılmasını sağladı. Acıya dair travmaları atlatmaları için her konuda Yezidilerden desteğini esirgemedi...
O topraklarda sorunların çözümüne dair hayal dahi edilemeyecek yollar kat eden Başkan Barzani kadınların, genç kızların, mağdurların yüzünü güldürecek adımların atılmasında da çok etkili oldu.
Evet köşe yazım sonrasında yurt içi ve yurt dışı dönüşler yoğun ve olumlu yöndeydi. Çünkü yüreklerdeki ve zihinlerdeki Neçirvan Barzani sevgisinin şifrelerini çözmüş, herkesin yüreğine tercüman olmuş gibiydim... Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı Neçirvan Barzani bölgede sayısız yaranın ilacı oldu ve olmaya devam ediyor. Bilhassa dezavantajlı kesimin sorunlarında bir başkandan ziyade ‘sevgi dolu baba yüreğiyle’ çözümler ararken görüyoruz kendisini... Misal Ortadoğu’da kangren haline gelmiş ve bir türlü çözüme kavuşmayan ‘namus cinayetleri, kadınların mirastan mahrum edilmesi, kız çocuklarının eğitim hakkının elinden alınması, çocuk yaşta yaptırılan evlilikler, kadınların siyasette ve iş hayatında yeterince yer alamaması’ başlıklarını öncelik haline getiren IKBY Başkanı Neçirvan Barzani kısa zamanda çok değerli sonuçlar elde etti. Kolay mıydı? Değildi elbette fakat sükunetle ve sabırla pes etmeden devam etti. Başkan Barzani çöldeki kum fırtınasında yol alırken şiddetli rüzgarı ve keskin kum tanelerini de ikna ederek yanına almayı başardı! Bölgenin en muhafazakar aşiretleri bile ‘kız çocukları ve kadınlara’ dair reform niteliğindeki adımları destekledi... Geçen yazımda dile getirdiğim bir cümleyi yeniden hatırlatmakta fayda var; “Aşiret yapısının hakim olduğu, ayrışmalar üzerinden çatışmaların normal sayıldığı, toprakların kan ve gözyaşıyla sulandığı, entrikanın eksik olmadığı, dünyanın tüm sinir damarlarının toplandığı o hassas topraklarda sevgiyi-saygıyı-mütevaziliği-birleştirici olmayı-kadına değer vermeyi her babayiğit sergileyemez!”
Başkan Neçirvan Barzani tüm yüreğini ve ikna çabasını ortaya koydu ve koymaya devam ediyor çünkü belki de yıllar sürecek bir değişim sürecinin fitilini ateşledi. Bu meşale layıkıyla ve ilk günkü heyecanıyla nesillere aktarılmalı. Aydınlanma ve güçlenme meşalesi asla sönmemeli...
İşte bu sebepten bir Kürt Kadını olarak sanatı, sanatçıyı, edebiyatı, yazarı, şiiri, barışı, huzuru, kadını, çocuğu, insanı ve daha pek çok güzelliği önemseyen Kürt Lider Neçirvan Barzani’nin Nobel Ödülü’nü alması çok önemli diyorum ve destekliyorum...
Çok değil beş on yıl öncesine kadar Türkiye’de Kürt kimliği sorgulanırdı her alanda. Ve dış menşeili lanet olası bir terör belası yapıştırılmıştı hayatlarımıza! Sözde ‘Kürtlerin hakkı için Kürtlerin hayatını mahvedenler’ son taşlarını şehirlere taşıdıkları ‘Hendek Terörü’ ile döktüler!
Türkiye ve dünyada kendini ispatlamış bunca başarılı Kürt varken koca bir halkın terörle anılması ne büyük acıydı biz Kürtler için. Şükürler olsun ki şimdi kısık sesle değil bağırarak ve gururla ‘ben bir Kürt Kadınıyım’ diyorum, yazıyorum, çalışmalarımı yapıyorum...
Şimdi geçmişin üzerine yeni bir tarih eklemeli Kürtler. Bu tarihin inşa edilmesinde de Türkiye’nin gönül dostu IKBY Başkanı Neçirvan Barzani gibi duyarlı isimlerin onure edilmesi, desteklenmesi, öne çıkarılması gerekiyor... Onlarca yıllık acıları bir kenara bırakıp sil baştan yazılmalı her şey! Bu sil baştanın miladı da Nobel Barış Ödülü olmalı... Ve tıpkı Başkan Neçirvan Barzani gibi Türkiyeli Kürtlerin içinden boy veren ‘olumlu rol modellerin’ de bize lazım olduğunu anımsatmak istiyorum...
Olumlu yönde ilerlemek/ilerletmek için en motive edici yöntem, ‘başarılarla ve ödüllerle’ tanışma/tanıştırma ile elde edilir...