Yarın idrak edeceğimiz 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı hepimize kutlu olsun.
Yarın idrak edeceğimiz 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı hepimize kutlu olsun.
Türk Kurtuluş Savaşı’nda 1919 yılı oldukça önemli hadiselerin cereyan ettiği ve Milletimizin küllerinden doğduğu bir yıl olarak geçer. Bu yıl içerisinde Gazi Mustafa Kemal’in 19 Mayıs’ta Samsun’a çıkmasıyla başlayan süreç; 22 Haziran’da Amasya Tamimi ile istikametini belli etmiş, 23 Temmuz – 7 Haziran tarihleri arasında Erzurum Kongresi ile yol haritasını çizmiş ve nihayet 4-11 Eylül tarihleri arasında yapılan Sivas Kongresi ile dört başı mamur ve ne istediğini bilen bir irade tarafından temel değerleri ve dinamikleri efkâr-ı umumiye ile paylaşılmıştır.
Bu tarihi gerçeklerin ışığında gelelim günümüze. Süper Lig’de bu sene mücadele eden ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş aşamasında oldukça önemli iki toplantıya ev sahipliği yaptıkları için de ortak kaderin paydaşları olan Sivas ve Erzurum illerimizin en üst düzey futbol organizasyonları olan Erzurumspor ve Sivasspor’un mukayesesine şöylece bir bakalım beraberce.
Sivasspor ve Erzurumspor, hem alt liglerden Süper Lig’e terfi eden takımlarımıza rol model olan iki ayrı zihniyetin temsilcisi olarak önemli hem de adeta bir doğru yanlış cetveli ile takımların başlarına gelmesi muhtemel akıbet için yol gösterici. Sivasspor son yirmi yılda sadece bir kez 2016-2017 senesinde alt ligde oynayarak hemen tekrar ertesi sene Süper Lig’e terfi etmiş ve kaldığı yerden devam eden bir istikrara sahip.
Erzurumspor ise 2013’de 3. Lig’den başladığı macerasını her sene bir kademe terfi ederek 2018’de Süper Lig’le taçlandırmış olmasına rağmen ertesi sene küme düşmekten kurtulamamış geçen sene pandemi şartlarında tekrar Süper Lig’e çıkmasının ardından bu sezon tekrar küme düşme kâbusu ile sevenlerini üzmüştür.
Bu sezona başlarken geçen yaz takımın başında Şifo Mehmet olarak bildiğimiz Mehmet Özdilek vardı. Kasım ayında Mehmet Hoca gönderildi ve yerine kısa bir süre Şenol Fidan görev yaptı. Hemen akabinde ve detayında Hüseyin Cimşir 20 günlüğüne stajer teknik direktör olarak görev yapıp Mesut Bakkal’a devretti bayrağı. Mesut Hoca 86 gün görev yapıp 17 maça çıkabildi Erzurum’da. Arada sadece 5 gün süren İsmail Kartal döneminin ardından 9 maçlık ve 40 günlük Yılmaz Vural macerasının ardından Erzurumspor’un küme düşmesinin kesinleştiği geçen hafta Yılmaz Hoca’ya da güle-güle dedi Erzurumlu yönetici/yönetemeyici abilerimiz. (Umarız arada unuttuğumuz kimse olmamıştır.) An itibarıyla TFF sitesinde Erzurumspor’un teknik direktörü olarak kimsenin adı bulunmuyor çünkü zaten bu haftayı maç yapmadan geçirdikleri için teknik direktöre de ihtiyaçları yok diye düşünmüş olmalılar.
Sivasspor cephesinde ise durum tam aksi yönde bir istikrar arz ediyor. Rıza Çalımbay’la kader arkadaşlığı eden şehirde sükunet ve başarının getirdiği gurur hakim. “Atom Karınca” lakaplı Rıza Hoca ile geçen sezon ligi 4. Sırada bitirmişlerdi bu sene de beşinci basamaktalar. Buyurunuz istikrar. Buyurunuz başarı. Geçen sene takımın en prima (Emre Kılınç ve Mert Hakan) iki oyuncusunu İstanbul’a yolcu ederek ciddi bir nakit girdisi ile rahatlayan yönetim takımı daha uygun maliyetlerle takviye etmiş (Gradel gibi) ve gene baş altında seyir zevki çok yüksek maçlar izletmiş oldu futbolseverlere.
Al gözüm seyreyle. Hangisini örnek alırsan hangi neticeyle karşılaşacaksın buyur gör.
Sağlıcakla ve esen kalın…