Müslüman ülkelerde öne çıkarılan kı.. kırık uzaktan kumandalı pilli yöneticiler ile başladı bu senaryonun ilk sahnesi!
Bence istenen seviyede tutmayacak! İlk şoku atlatan insanoğlu fikirde ve zikirde ikiye bölünecek! Ölümle yüzleşip dibi görenlerin bir kısmı felç olmaya razı olup hemen havlu atacak ‘android köleliğin’ tüm dayatmalarına...
İkinci kesim de dirayetle, sağduyuyla, mantıkla dibi görecek ve sabırla daha güçlü bir şekilde ayaklarını dibe vurup zirveye çıkacak...
Geçtiğimiz günlerde ‘Koronavirüs ve Deizm’ ilişkisinin uzun yıllara yayılan ‘amaç birlikteliğini’ kaleme aldığım yazım büyük ilgi gördü. Ve ‘lütfen devamını yazar mısınız’ ricaları ulaştı. Buyrun yazalım...
Müslüman ülkelerde öne çıkarılan kı.. kırık uzaktan kumandalı pilli yöneticiler ile başladı bu senaryonun ilk sahnesi!
Uzun yıllardan beri Müslüman ülkelerde ve toplumlarda öne çıkarılan liderlere ve öncü olumsuz karakterlere dikkat edin! Hiçbir olumlu meziyeti olmayan abartılı saltanatlar yaşayan; bir kısmı doğuştan defolu, bir kısmı sonradan güç zehirlenmesi ile defolanmış, kimi de perde arkasında oynanan kirli şantaj oyunları sebebiyle eli mahkum bırakılan’ aktörler! Krallar, yöneticiler ve akrabaları sapkın, uçta, usulsüzlük ve yolsuzluk yaparak ultra lüks hayatlar sürüyor halkları da açlık, ölüm, kavga, kan içinde bir lokma kuru ekmeği bile bulamıyorken diğer ülkeler de bu görüntüleri İslamiyet’i karalamak adına nasıl da keyifle her mecrada yayınlıyordu! Amaç şuydu aslında; ‘İslam ülkelerinde demokrasi, adalet, eşitlik, özgürlük yok defolu yöneticiler var’ lansmanını dünyaya göstermek! Kabul edelim başarılı da oldular. Ve dikkat edin belli aralıklarla bu yöneticiler ya darbe, ya suikast, ya idam, ya cezaevi ya da kaçarak değişimler yaşadı yaşıyor! İslamiyet kimlikli toplumların ve ülkelerin kaderi böyle oldu maalesef! Bu arada bunca acının, kanın ve gözyaşının sebebi sadece oynanan oyunların senaristleri değil elbette. Coğrafyanın ‘gönüllü şer aktörleri’ olmasa nasıl sergilenecek bunca oyun? Defolu yöneticiler getir ki eziyet etsin, halkı cahil bırak ki saldırgan olsun, ülkeye acılar yaşat ki huzuru ve mutluluğu bilmesin, sözde İslami terör örgütleri’ kur ki dünya İslamiyet’i terörle kol kola bilsin... Kısırdöngü senaryo hep bu oldu maalesef!
Peki koronavirüs ile ne oldu? Bir anda Avrupa ve ABD’de ezan ve Kuran sesleri yükseldi... Hz.Muhammed’in salgınlara karşı söylediği korunma yöntemleri konuşuldu... Eller Sema’ya ‘amin’ diye kalktı... Sokaklarda toplu namazlar kalındı... Trump ‘hayırlı cuma’ mesajı paylaştı ve Doğu Kültürüne sıcak bakan mesajlar vermeye başladı...
Bence şu an dünya iki cephede büyük savaş veriyor! Koronavirüs ile ayyuka çıkan global güç savaşının öne çıkan en önemli etkisi İslamiyet’e sığınanların artışı olacak! Çünkü baskın olmaya çalışan ‘android güç’ dinleri devre dışı bırakıp felsefik bir inancı dayatarak ruhu, vicdanı, zihni, mantığı, duyguyu, yakın teması tamamen yok edip insanoğlunu her mecrada izleyip kontrol altında tutmayı ve yönetmeyi hedefliyor! Çünkü koronavirüs ile evlere kapanan insanlar her işini sanal mecraya taşıdı. Toplantılar, bilgiler, özel sohbetler ekrana yansıdı. Şimdi sorarım size; nerede kaldı gizlilik ve mahremiyet? Kalmadı ve böyle giderse kalmayacak! Hayatımızın her alanı kayıt altına alınacak! Şimdiye kadar küresel güç değirmenine su taşıyanlar da bence kandırıldı ki çoğu şimdi İslamiyet’e tutunma çabasıyla kurtulmaya çalışıyor .Evet dünya halâ insan kalmayı, duyguyu, ruhu, vefayı, sohbeti, yakın teması savunup İslamiyet’e tutunanlar ile pes edip ‘android köleliği’ kabul edenler arasında belki de yüzlerce yıl yaşanacak güç savaşına girdi koronavirüs ile...