İkiz kulelere yapılan saldırıdan sonra özellikle Amerika ve Avrupa'da Müslümanlar sokakta yürürken bile tedirgin olmaya başlamışlardı.
İkiz kulelere yapılan saldırıdan sonra özellikle Amerika ve Avrupa’da Müslümanlar sokakta yürürken bile tedirgin olmaya başlamışlardı.
Bugün o kuleleri aslında kimin yıktığını herkes biliyor.
İslamiyet eşittir terörizm ve Müslüman eşittir terörist algısı, kuleleri yıkan, Afganistan’ı, Irak’ı velhasıl dünyanın dört bir yanını ateşe veren Siyonist/ Evanjelik sapkınların projesiydi.
Hala da öyle…
Tapınak Şövalyeleri, Trilateral Komisyon, CFR, Tavistock Enstitüsü, İlluminati, Opus Dei, Thule, Gül Haç Kardeşliği, Masonlar, Bilderberg vs.
Bunların arasındaki hiyerarşi ve ilişkiler çok karmaşık ve konumuzu uzatır.
Ancak devletleri aşan bir yapı/güç olduğu aşikâr.
Başa dönelim.
Dünya tarihindeki bütün soykırımlar, toplu katliamlar ve büyük savaşların altından bu yapılar ve bu yapıların yönlendirdiği ülkeler çıkar.
Yani Müslüman devletler değil.
Ve 1,5 milyar Müslüman nüfus, aşikâr komplolar ve tezgahların üzerlerine yıkılmasıyla, haksız yere tedirgin olurken, siz İsrail’in yediği haltlardan dolayı dünyadaki 15 milyon Yahudi’nin tedirgin olmamasını nasıl açıklarsınız?
Masum Yahudilerin bir tedirginlik yaşamasına taraftar olduğum zannedilmesin.
Fakat bir realite olarak bu tedirginliğin yaşanmaması bende merak uyandırıyor.
Ezbere verilebilecek birçok cevap var, biliyorum. Ama hiçbirisi beni tatmin etmiyor.
Bir vecize var; “Yahudi’yi öldürme, korkut!” diye…
Bunun tezahürünü 25-30 İsrailli askerin silahsız bir çocuğu derdest etmesi telaşında görüyoruz.
Yani dünyanın her tarafında dağınık olarak yaşayan ve çeşitli tartışmalı zulümlere muhatap kalan ve azınlık psikolojisi ile yaşayan bir ırkın “tedirgin” olması/ “korku” duyması yadırganacak veya ayıplanacak bir şey değil.
Tarihe baktığımız zaman Yahudilere karşı baskı ve zulmü Hristiyan dünyadan, merhamet ve sahiplenmeyi ise Osmanlıdan görüyoruz.
Peki neden Müslümanlar tedirgin edilebilirken, bir avuç Yahudi üstelik İsrail gibi bir fitne ve terör devletinin varlığına rağmen artık tedirgin değiller?
Bütün dünyada ve ülkemizde gayet rahat/ huzurlu yaşayabiliyorlar?
Bunu nasıl başarıyorlar?
Takıldığım yer tam da burası işte.
Benim cevabım şu:
Çünkü ekonomik gücün avantajıyla hem Müslümanların ve hem Hristiyanların içinde, kimliğini saklayan ve fakat aslında Yahudi olan veya satın alınarak Yahudilere çalışan siyasiler, din adamları, sanatçılar yani kısaca kanaat ve etki önderleri çok aktif ve politik bir stratejiyle savunma/ çarpıtma/ yönlendirme faaliyeti içindeler.
Uzun ve karışık oldu ama…
Tam da böyle…
Yoksa “Kudüs” için kıyam ettiğimiz bir süreçte kim çatlak ses çıkarabilir?
İçimizdeki Yahudiler yani vatandaş Yahudilerimiz ses çıkarıyor mu?
Susuyorlar.
Ama onların ses çıkarmadığı yerde, kanı bozuk kripto ilahiyatçılar, siyasetçiler sözde aydınlar gayet cesurca İsrail’in sözcülüğüne soyunabiliyorlar?
Demek ki…
Gerisini de siz tamamlayın…