Nesillerine miras bırakacak değerleri ve değerlileri olmalı insanın.
Emek verdikleri, yanında kendini iyi hissettikleri, iyi günüyle-kötü günüyle “seninleyim” deyip elinden tuttukları, sevinciyle coşarken üzüntüsüyle de “pes etme haydi yine yeniden başlayalım” dedikleri, yüreğinden öpüp baş tacı ettikleri, gelecek nesillerine gururla emanet edecekleri olmalı insanın…
Nesillerine miras bırakacak değerleri ve değerlileri olmalı insanın.
Babamızdan, amcamızdan, abilerimizden, cümle alem büyüklerimizden aldığımız tarifi imkansız miras Beşiktaş pazar günü burnumun tüm direklerini en şiddetli seviyede sızlattı.
11 ili doğrudan bir o kadarını da dolaylı olarak etkileyen 06 Şubat Depremi’nin yaraları sarılmaya devam ederken ilk günden bu yana maddi-manevi elinden gelenle birlikte yüreğini de sahaya süren Beşiktaş Jimnastik Kulübü “Can Kokulu Hareketlerine” devam ediyor.
Kendine has projeleriyle deprem bölgesini unutmayan-unutturmayan Kulüp, tüm bilet hasılatını bölgeye aktaracağı Atletico Madrid maçı ve “Bu Oyuncak Sana Arkadaşım” kampanyasıyla birlikte “Bu Kitap Sana Arkadaşım” da dedi ve tüm Türkiye’den ‘helal sana’ sesini bir kez daha yükseltti.
Tüm bu duyarlılık faaliyetleri arasında pazar günü Galatasaray’ı evinde misafir eden Beşiktaş, tarihe geçen bir derbiye imza attı. Bitiş düdüğüne kadar hız kesmeyen tempoda devam eden karşılaşma Beşiktaş’ın misafir Galatasaray’ı 3-1 mağlup etmesiyle sonuçlandı. Maç sonrası İstanbul’dan Hakkari’ye muazzam bir coşku yaşandı. Hakkari’deki coşkuya özellikle değinmek istiyorum çünkü şehirde ciddi bir Beşiktaş taraftarıyla birlikte sempatisi var. Ki bu coşku Doğu-Güneydoğu illerinin neredeyse tamamında var çünkü Beşiktaş bir futbol kulübünden ziyade bir ekol olarak görülüyor Anadolu’da. Bu ekolün ana felsefesi de “insan odaklı” sosyal yaklaşımları.
Rahmetli Başkan Süleyman Seba sonrasında bu ekol biraz Anadolu’yu yakalayamasa da son birkaç yıldır “Kadim Beşiktaş Ruhu” yeniden buradayım demeye başladı.. Ki bunu deprem felaketiyle tüm dünya bir kez daha gördü.
Hatay’da enkaz altında sol kolunu kaybeden minik bir taraftar ve ailesi de Beşiktaş-Galatasaray maçının onur konuğuydu. Kaybettiği kolunun yerine protez kol takılan miniğin Başkan Ahmet Nur Çebi’ye öyle bir sarılması vardı ki hepimize duygu sağanağı yaşattı. Asrın Depremi’ni Diyarbakır’da bizzat yaşayan biri olarak buradan başta Başkan Çebi olmak üzere Beşiktaş’ı değeri ve değerlisi olarak görüp deprem bölgesine koşan her yüreğe bir kez daha teşekkür ediyorum.
Devasa okyanuslar ‘biz olmaya niyetli’ küçük ve cesur damlacıklardan oluşur; tıpkı Beşiktaş‘a can, nefes, güç olan her birey gibi… Beşiktaş’ın genlerine nakşedilen sosyal duyarlılık motifleri öyle efsunlu ki; taraftarıyla, dernekleriyle, yönetimiyle ve hatta futbolcularıyla kusursuz bir şekilde harmanlanıyor ve nesilden nesile aktarılıyor… Bu cümleler eşliğinde şu mesajı da iletmeliyim; Doğu ve Güneydoğu gençliği “Beşiktaş Ruhunu” daha fazla solumak istiyor…