Cenk Tosun, futboluyla ve efendiliğiyle Beşiktaş taraftarlarının ve tüm Türkiye'nin beğenisini topladı.
Cenk Tosun, futboluyla ve efendiliğiyle Beşiktaş taraftarlarının ve tüm Türkiye’nin beğenisini topladı. Şampiyonlar ligi performansıyla da uluslararası futbol piyasasında dikkatleri üzerine çekti. Beşiktaş taraftarının Cenk’in her golünde tayin ettiği bonservis bedeli en son 150 milyon TL’ye ulaşmıştı. Taraftarın öngörüsü haklı çıktı. Cenk Tosun, Beşiktaş’a ve Türkiye’ye 30 milyon EUR civarı gelir kazandırdı.
Böylece cari açığın finansmanı özelinde ekonomiye önemli bir katkı yapmış oldu. Bunu çalışarak, inanarak ve sabrederek yaptı. Elbette cari açık özelinde çok küçük bir tutar. Fakat bir sektörün ihracat-ithalat dengesinde ve bunun hesaplanması gerektiği bilincinin gelişmesinde önemli. Beşiktaş’ın bu başarısı bu bakımdan anlatılmalı ve farkındalık sağlanmalıdır.
Türkiye’deki işletmelerin sayı bakımından yüzde 90’dan fazlası KOBİ segmentindedir. Bu işletmeler istihdamın önemli bölümünü sağlar. Yatırımın temel kaynağıdırlar. Üretime katkıları yüksektir. Çünkü katma değerli ürün üretirler. Genellikle girdi maliyetleri düşük çıktı fiyatları tatmin edicidir.
KOBİ’lerin yatırım iştahıyla ilgiliyse geçtiğimiz hafta KOSGEB nezdinde katıldığım toplantılarda olumlu izlenimler edindim. KOSGEB, KOBİGEL adında bir proje çağrısına çıkmıştı. Proje kapsamında 500 milyon TL bütçeyle KOBİ’lerin özellikle ihracatın artırılması, bilişim altyapısının sağlanması ve yeşil üretime geçilmesi gibi başlıklardaki projelerinin bütçelerine belli miktarlarda katkı verilmesi hedeflenmişti. Sadece üreticilerin başvurabildiği bir çağrıya 7000 firma katılmış, 3000 civarı firmanın ön değerlendirmeleri tatmin edici puanın üzerinde tespit edilmiştir.
Geçtiğimiz 3 hafta boyunca ikinci değerlendirme için heyetler huzurunda sunumlar yapılmıştır. Bu kapsamda katıldığım toplantılarda çok iddialı projelerin güçlü bir yatırım iştahıyla ele alındığını gördüm.
Türkiye’nin insanı, hikâyeleri, hevesleri çok değerli. Gözlerdeki ışık, işinden bahsederken duyulan heyecan, projelerine olan güven başka ekonomilerde zor bulunur.
Önümüzde çok imkânlar var. Bu şartlar altında kaynak sorunu çözmek kamunun temel sorumluluğudur. Faizin düşürülmesi için geliştirilecek politikalar öncelenmelidir. Faizin tümden terk edilmesine yönelik fikirler stratejik alan olarak ele alınmalıdır.
İşçimiz, işverenimiz, piyasamız daha çok çalışmaya, daha çok üretmeye, daha nitelikli, daha verimli, daha yeşil çalışmaya hazır. Tek ihtiyacımız kaynak. Ucuz kaynak.
Sermaye kıtlığı tam istihdam duvarımızı geride kuran etkidir. Türkiye’de birçok üretim faktörü istihdam edilemese de sermaye kıtlığı nedeniyle tam istihdamdaymış gibi bir etki ortaya çıkmaktadır. Bu etki enflasyonu da beslemektedir. Enflasyon, sermaye kıtlığını büyütmektedir. Enflasyon hedeflemesi kapsamında bu durum ele alınmalıdır.