Bu gençler, her şeye rağmen "icat çıkarma" ve "eski köye yeni âdet getirme" konusunda oldukça başarılılar.
Başta eğitimciler olmak üzere hemen herkes, gençlerin sorumsuzluğundan ve meselesizliğinden yakınmaktadır. Kolaycılıkları, emek sarf etmemeleri, hazıra ve kolay olana meyletmeleri, zora gelememeleri çağımız gençlerinin ortak olumsuz özelliklerinin başında geliyor. Her şeye sâhip olmak istiyorlar, ama bunun için çaba harcamak istemiyorlar. Herkes onlar için çalışsın, ama onlar hiç kimse için hatta kendilerini için bile parmaklarını kıpırdatmasın, istiyorlar.
Gençlerin bu hâle gelmelerinde “sistem” olduğu tartışmalı ve neyi öğrettiği konusunda soru işâretleriyle dolu “eğitim-öğretim sistemimizin” suçu yok değil. Ama “hırsızın hiç mi suçu yok” fıkrasını hatırlatırcasına, gençlerimiz de sütten çıkmış ak kaşık değil. Ellerindeki cep telefonu ve tabletlerle bir tık ile ulaştıkları, ama doğruluğu tartışmalı bilgiler gibi, her şeye kolayca, zahmetsizce, hemen ve hızla ulaşmayı bir yaşam şekli hâline getirmiş durumdalar. “Geleceğimizin teminâtı” olarak iltifat edilenlerin sayıları çok az. Çoğunluk, kaytarmak ve bedavacılık peşinde koşuyor. Yoklama alınmayan derse devam oranının yüzde yirmileri geçmemesi, derslere öğrenmek için değil de, sınav geçmek için gidilmesi, son gece ders çalışılması, yapabiliyorlarsa kopya çekmekten hiç çekinmemeleri günümüz gençliğinin içler açısı durumunun okullarımıza yansıyan tarafları.
İstisnalar kaideyi bozuyor
Yine de memleketimiz için karanlık bir tablo çizmeye gerek yok. Atalarımız “at binenin kılıç kuşananın” demişler. On sekiz yaşında milletvekili olma imkânı verilen gençlerin sorumluluk alma istekleri nedense düşük, ama aralarında yüzümüzü güldürenler yok değil. Sayıları az olsa da, tek bir mumun oda dolusu karanlığı yok etmesi gibi, geleceğe umutla bakmamızı sağlayan gençler de var.
Bu gençlerden bâzılarını burada dikkatinize sunmak istiyorum. Öğrencim oldukları için kendimi şanslı hissetmeme sebep olan bu gençler, her şeye rağmen “icat çıkarma” ve “eski köye yeni âdet getirme” konusunda oldukça başarılılar.
İstanbul Medipol Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencilerinden olan bu gençlerden dördü, özel ve sosyal hayatlarından fedakârlık yaparak sosyal paylaşım kanalı Youtube’da kurdukları kanal ile aldıkları eğitimin ileriye dönük adımlarını atıyorlar. Youtube kanallarının adı ENTEGRE TV. Henüz emekleme döneminde olmalarına rağmen abone sayıları ve yayınladıkları videoların izlenme rakamları gün geçtikçe artan bir hızla yükseliyor. Öğrencisi oldukları fakültenin kendilerine sunduğu teknik imkânları verimli kullanarak profesyonel kalitede çekim teknikleri kullanan bu gençler, her videoda kendilerini aşarak tâkipçilerinin ilgisini çeken yayınlar yapıyorlar. Kanalları için özel bir logo tasarlayacak kadar işi ciddiye alan bu gençlerin önlerindeki tek engel, İstanbul’un birbirinden çok uzak yerlerinde oturmaları. Aldıkları kaliteli eğitimin hakkını verip yakın gelecekte başlayacak olan iş hayatlarına mümkün olduğunca hazırlıklı girmek istiyorlar. Birçok arkadaşları kışın kar yüzünden, yazın da güzel havaları bahane edip okula gelmezken, bu gençler stüdyoda video çekiyorlar, kurgu ve montaj yapıyorlar.
Diğer bir örnek gencimiz ise, yine İstanbul Medipol Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencisi Neslihan Savaş. Kredi Kayıt Bürosu tarafından düzenlenen “Hayal edin, gerçekleştirelim” isimli yarışmada Göbeklitepe ile ilgili hazırladığı projesiyle ikincilik kazanan Neslihan Savaş da, dersten sâdece yüksek not almak ya da derse girip sâdece yoklamayı imzalamak gibi bâsit şeyler yerine, dünyâca ünlü Göbeklitepe ile ilgili bir proje geliştirerek önemli bir başarı elde etti. Göbeklitepe, 2018 yılında UNESCO Dünya Kültür Mirâsı listesine girdi. 2019, Göbeklitepe Yılı ilân edildi. O da böyle önemli ve güncel bir konuda bir proje geliştirdi.
Bu proje ile Göbeklitepe’nin içinde bulunduğu Örencik Köyü halkını turizm ve turistlerle ilişkiler konusunda bilinçlendirmek, Çin malı ürünler yerine ilgi çekici yerel ürünlerin nasıl pazarlanabileceğine yönelik bilinçlendirmek ve ziyârete gelen turistlerin de yerel hak ve kent kültürü hakkında ile bilgi sâhibi olması amaçlanmaktadır. Ayrıca bir bölgenin turizme açılmasıyla yaşanan olumsuzlukların engellenmesi, doğal mirasların tahrip edilmemesi, doğanın kirletilmemesi gibi konularda farkındalık oluşturulacaktır.
Bu iki örneği gerçekleştiren gençlerimizin sayısının çok daha fazla olduğundan hiç şüphemiz olmasın. Onlar, birileri onlara ödev vermese de, kendi fikir ve becerilerini kullanma yoluna girerek, yakın gelecekte daha büyük başarılara imza atacakları konusunda umut vaat etmektedir. Ne ben, ne de diğer hocaları, bu gençlere yaptıkları projeler konusunda bir zorlamada bulunmadık. Sâdece, yardım ve destek istediklerinde yanlarında olduk. Zâten onların da en çok ihtiyaç duydukları şey, mânevî destek ve psikolojik teşvik oldu. İnşallah bu gençler gibi yüzlerce ve binlerce gencimizi başarı hikâyelerini yazmak nasip olur.