İnanç denilince akla dini ya da doktriner inançlar gelmekte.
İnanç denilince akla dini ya da doktriner inançlar gelmekte. Fakat temel anlamda inanç, yaşama anlam kazandıran, yön veren inanma, istek ve ilkedir. İnanç aynı zamanda amacımıza giden yolda, haritamız pusulamızdır.
İnsanlık hep inandıklarının peşinden gitmiş. Fatih Sultan Mehmet, Galileo, Einstein, v.s… İnsanlık tarihini değiştirenler inançlarımızı ve bakış açılarımızı da değiştirmiş. Beyin kendisine ne söylenirse onu yapar ve bu da inançla olur. Başarıya inanırsak başarırız. Eğer ki başarısızlığa inanırsak da başaramayız. “Yapabilir, çünkü yapabileceklerini düşünüyorlar” sözü bu tam da bu gerçeği anlatır.
Başarıya giden yol, istediğiniz sonuçları bilmek, harekete geçmek ve başarılı oluncaya dek değişmede gereken esnekliği göstermektir.
Sınırlı inançları sınırlı insanlar yaratır. Lider, çölde bile bahçe görebilen insandır. Şunu unutmamak gerekir ki her durumda başka olasılıklar vardır.
Pozitif düşüncede temel nokta, beyni olumlunun üzerine programlamak. Yani, başarısız olmayı değil, sadece başarmayı düşünmeliyiz. Olumsuz düşünce beynimizi kendimize karşı olumsuz çalışmaya programlayacaktır.
Aslına bakacak olursak başarısızlık diye bir şey yok, sadece sonuçlar var. Abraham Lincoln, Gandhi, Edison ve Atatürk buna en iyi örnek. Onlar hiçbir zaman başarısızlığı kabul etmediler.
Çalışmak bir hobi olmalı. “Çalıştığımda rahatlıyor ve dinleniyorum. Beni esas yoran hiçbir şey yapmamaktır.” der Picasso. O halde işimize oyun gibi yaklaşmalıyız. Başarının sırrı mesleğimizi tatile benzetmekle mümkün.
Başarı için en güzel hikaye: Kurbağaların Yarışı
Günlerden bir gün kurbağaların yarışı varmış. Hedef, çok yüksek bir kulenin tepesine çıkmakmış. Bir sürü kurbağa, arkadaşlarını seyretmek için toplanmış. Yarış başlamış. Gerçekte seyirciler arasında hiçbiri yarışmacıların kulenin tepesine çıkabileceğini inanmıyormuş. Sadece şu sesler duyuluyormuş: “Zavallılar! Hiçbir zaman başaramayacaklar!” Yarışmaya başlayan kurbağalar kulenin tepesine ulaşamayınca teker teker yarışı bırakmaya başlamışlar. İçlerinden sadece biri inatla ve yılmadan kuleye tırmanmaya çalışıyormuş. Seyirciler bağırıyorlarmış. “Zavallılar! Hiçbir zaman başaramayacaklar!” Sonunda bir tanesi hariç, diğer kurbağaların hepsinin ümitleri kırılmış ve yarışı bırakmışlar. Ama kalan son kurbağa büyük bir gayretle mücadele ederek kulenin tepesine çıkmayı başarmış. Diğerleri hayret içinde bu işi nasıl başardığını öğrenmek istemişler. Bir kurbağa ona yaklaşmış ve sormuş: “İmkansızı nasıl başardın?” O anda farkına varmışlar ki, kuleye çıkan kurbağa sağırmış!
Olumsuz düşünen insanları duymayın! Onlar kalbinizdeki tüm umutları çalarlar!