Son yıllarda dikkatimi çeken bir retro modası var. Hayatımızı retroya göre planlıyoruz.
Son yıllarda dikkatimi çeken bir retro modası var. Hayatımızı retroya göre planlıyoruz. Retro nedir? Bir gezegenin geri harekete geçmesi. Gerileme manasına gelen olayların etkisine verilen isim. Sosyal medya, yazılı ve görsel medya bu tür astroloji haberleriyle dolu:” Merkür retrosuna dikkat! “Jüpiter retrosunda eski sevgililer geri dönecek!” “20-24 Eylül tarihinde Türkiye için çok güzel haberler olacak…” Daha bir dolu yazı ve görüş. Unutmadan sorayım, sahi ne oldu şu bizim çok güzel haberlere? Attım, ya tutarsa!
Retroda evlenmek, iş ile alakalı sözleşmeler imzalamak, yatırım yapmak gibi uzun süre devam etmesi istenilen eylemler yapılmaz. İşin ilginç yanı bu düşüncelere inanan okumuş etmiş bir dolu eğitimlerden geçmiş iş sahibi insan var. Diyeceksiniz ki “Hocam sen hiç ilgilenmedin mi? “İlgilenmedim ve hiç inanmadım, inanmıyorum. Belki psikoloji, felsefe ve bilim tarihi eğitimleri aldım bundan olabilir. Kendimi iyi hissetmek için, geleceğimi öğrenmek için ya da ilişkimi yönlendirmek için hiçbir astrologdan medet ummam. Çünkü bana göre bu bir boş inanç, hurafe. Şifa bulmak için hocaya gitmekten hiçbir farkı yok. Bana göre ikisi de aynı kefede. Evet, tam da bu! Dahası mı? Devam edelim o halde.
Ne yazık ki, dünya üzerinde yıldız işaretlerini ve burçları ciddiye alan oldukça fazla insan var. Bu insanların büyük bir bölümü de astrolojinin oldukça bilimsel olduğunu iddia ediyor. Gökbilimci Carl E. Sagan der ki” Yıldızlara iki şekilde bakılabilir: Ya oldukları şekilde ya da olmalarını dileğimiz şekilde.”
Astronomi ve astroloji, adlarının benzerliği nedeniyle sıkça karıştırılan iki disiplin. Ancak, bu iki alan oldukça farklı. Tebeşir ve teneşir kadar birbirinden farklı. Günümüzde biri saygı duyulan ve ciddi olarak çalışmalar yapılan bir bilim alanı iken (Astronomi) diğeri ise büyük ölçüde batıl inanç ve fantezilerle dolu olarak kabul edilmekte. (Astroloji)
Astronomi ve astrolojinin en temel farkı, amaçları. Astronomlar, yıldızlar, gezegenler, galaksiler ve diğer gök cisimlerinin hareketlerini ve özelliklerini araştırır ve bu bilgileri evrenin nasıl işlediğini anlamak için kullanır. Gözlem, matematiksel hesaplamalara ve bilimsel kanıtlara dayanır.
Astroloji ise kişisel kaderi, karakteri ve yaşam olaylarını gök cisimlerinin konumlarına dayandıran bir inanç sistemi. Astrologlar, bir kişinin doğum anındaki yıldız haritasını kullanarak gelecekteki olayları tahmin etmeye çalışırlar. Ancak, astroloji bilimsel bir temele dayanmaz ve iddiaları deney ve gözlemle desteklenmez. Sözdebilimdir.
Shawn Carlson’ın 1985 yılında Nature Dergisi’nde yayınlanan ve çok ses getiren bir makalesinde, tanınmış 28 astrolog ile yaptığı deneyde astrologların aslında insanların kişiliklerini tahmini olarak belirlediklerini göstermiş ve bu deney ile astrolojinin bir sözdebilim olduğunu kanıtlamıştır.
Hemen yazayım Astrolojiye inanan biri ile tartışmak, çoğu zaman boşuna. Çünkü bu sadece mevcut inançlarını güçlendirecektir. Bu nedenle yapılması gereken en doğru şey bilimsel bilgileri gösterip kararı kendilerinin vermesini sağlamak.
Bir de bazı astrologlar, insanların inançlarını kullanarak para kazanmaya çalışıyor. Bazen zor zamanlarda, insanlar gelecekle ilgili daha fazla bilgi arayışında olabilir. İşte bazı astrologlar, bu talebi karşılamak için çok yüksek ücret talep ediyor. İnsanların inançlarını sömürmek etik açıdan asla doğru değil. Üzücü olan olay bu duyguları suistimal eden insanların olması.
Astrolog sadece zayıf karakterli insanları mutlu eder, olumlayıcı süslü cümleler gururlarını okşar, egoları tatmin eder. Hiçbir dayanağı olmaksızın yığınları peşinden sürüklemesi de bu yüzdendir zaten. Hayatımızda hiçbir etkisi yoktur. İnsanın özgür iradesini yok saymaktır. İnsanın kendi tercihleri sonucu yaptığı seçim ve davranışlarını sanki elinde olmadan; burcunun, yükseleninin, Uranüs’ün, Merkür’ün etkisiyle yapıyormuş gibi gösterir. Bu, davranışlarının ve seçimlerinin yol açtığı sonuçlardan sorumluluk hissetmemeyi doğurur.
Oysa bakın Kur'an bu konuda ne diyor:
“Başınıza gelen her musibet, kendi ellerinizle yapıp ettikleriniz yüzündendir. (Bununla beraber) Allah çoğunu da affeder.” 42-Şura/30