"İnsanlar açıkçası faz-3 çalışmaları devam eden aşıyla ilgili endişelerine çelişkisiz bir şekilde cevap bulmak için sorguluyor, aşıyı tümüyle reddetmek için değil."
Hürriyet’in yalancısıyım, Nuray Babacan imzalı haberde aşı olmak istemeyenlerin direncini kırmak amacıyla “aşı olmayanlar maça, konsere alınmasın” önerisinin önümüzdeki günlerde hükümetin gündeminde olacağı yazıldı.
Aynı günlerde bir avukat bu kadarla kalmadı, “aşı olmayanların hapis cezasına çarptırılabileceğini” öne sürdü. İnsanların kendi sağlığıyla ilgili anayasal hakkını kullanmasını hukuk fakültesi bitirmiş birine anlatmayacağım ama muhtemelen “hapis cezasını” dayandırdığı kriminal olay “cinayete teşebbüs”.
“Ekranlarda aynı anda birkaç kanalda boy gösterme yeteneğine sahip” uzmanlarımız şimdiden tıp okumadığı için halkımızı “cahil” ilan etmiş durumda. “Karpuz seçerken karpuzcuya soran” halkımız, salgın konusunda uzman kesiliyormuş. Acaba bunun sebebi son 1,5 senedir aynı uzmanların çelişki üstüne çelişki içeren açıklamaları olmasın? Açıkçası ben karpuzcumla böyle bir sorun hiç yaşamadım, ne verdiyse en lezzetli karpuzları yedim.
Zaten son 1,5 yıldır ölüm korkusuyla burun buruna yaşayan ve sırf bu nedenle bile iyice psikolojisi çöken bir topluma karşı aşıyı dayatma çalışmalarının işe yaramayacağı açık. İnsanlar açıkçası faz-3 çalışmaları devam eden aşıyla ilgili endişelerine çelişkisiz bir şekilde cevap bulmak için sorguluyor, aşıyı tümüyle reddetmek için değil. Herhalde bile bile Kovid-19’a yakalanmak için aşıyı reddetmiyordur kimse?
Öyle ya, Avrupa İlaç Ajansı nadir görülen kalp iltihabı ile korona virüsüne karşı geliştirilen mRNA aşılarının bağlantılı olabileceğini duyurdu. İnsanlar da bu tarz haberleri okudukça uzmanlarımızdan aşı olmak için ikna edici cevaplar bekliyor, kendilerini aşağılamalarını değil.
En ufak bilimsel bir soruyu bile “aşı karşıtlığı” diyerek yaftalamak işin kolay tarafı, yoksa salgından korkan ve gerçekten özgür hayatına dönmek için kafa karışıklığını giderip ikna olmak isteyen birçok kişi tanıyorum çevremde.
Belki tıp okumadığı için neredeyse suçlanacak ve sorguladığı için de neredeyse “makbul vatandaş” sayılmayacak insanlarımıza uzmanlarımız hakaret etmeden aşının yan etkilerinden daha çok faydaları olduğunu net bir şekilde anlatabilir.
Erdoğan’ın Diyarbakır ziyareti
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Diyarbakır ziyaretinde yapmış olduğu açıklamaları önemli buluyorum.
“Çözüm sürecini biz başlattık, sonlandıran biz olmadık” açıklamaları PKK gerçeğine işaret ediyor. Çünkü devletin tarihsel refleksini bir kenara atıp son derece samimi duygularla çözüm sürecini başlatan siyasal iktidarın bu iyi niyeti PKK tarafından karşılık bulmadı.
Silah bırakma vaadini hayata geçirmeyen terör örgütü PKK, bu süreci silah depolamak için bir fırsat olarak gördü ve niyetinin barış olmadığını gösterdi.
Bundan sonra silah bırakmayı reddeden bir terör örgütüyle masaya oturulmayacağı açık, aynı şekilde “sivil” olarak gözüküp terörle arasına mesafe koymayanlarla da.
Tatil tartışmaları
Son zamanlarda herkesin merak ettiği bir konu var. 15 Temmuz resmi tatil, 16 Temmuz cumaya denk geliyor. 19 Temmuz da bayram arifesi.
Çevremde kimle konuşsam 11 günlük tatil olup olmayacağını merak ediyor. Henüz bir açıklama yapılmadı ama yazın bu sıcak günlerinde pandemi dönemi boyunca evinden çıkamayan insanlara istediği her yere kısıtlamalara takılmadan gidebileceği böyle bir tatil ilaç gibi gelir.