Gündem yoğun. Bu yoğun gündemde elbette birçok şeyi atlayabiliyoruz. Bunun farkındayım ama kabul edelim ki özellikle 2019'a giden süreçte önem vermemiz gereken meseleler var. Bunlardan biri de AK Parti kongreleri…
Gözümüz Afrin’de… Sınırımızın güvenliği sağlanana kadar da öyle olacak. Ama bunun yanında içerideki gelişmeleri de görmezden gelemeyiz. 2019 seçimlerine giderken hem içerde hem de dışarda büyük bir mücadele yürüteceğimiz kesin. Çünkü 2019’a gittiğimiz süreçte gerek küresel merkez gerekse de küresel merkezin taşeronları yoğun bir saldırıya geçecekler. Türkiye’nin bağımsızlık mücadelesini baltalayana kadar da bundan vazgeçmeyecekler…
AK Parti kongreleri devam ediyor… Özellikle 16 Nisan referandumundan sonra sinyal veren iller, ilçeler olmuştu. Umarım bu sinyallere göre davranılarak iyi bir yenilenme sağlanıyordur. Çünkü Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mücadelesine destek vermeyecek bir kişi bile parti içerisinde yer almamalı. Bazı illerde AK Parti teşkilatlarından duyulan rahatsızlıkları hepimiz biliyoruz. 2019’a kadar bu rahatsızlıkların çözüme kavuşması ve AK Parti’nin iyi bir şekilde arınması gerekiyor. Yoksa belki de şuana kadar yaşayacağımız en kritik seçimde başarılı olma şansı hayal olarak kalacaktır.
Şunu kabul edelim ki Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mücadelesine destek vermeyen ve bu davanın ucundan tutmayan her kim olursa olsun bu millet ona destek vermiyor. Erdoğan’ın mücadelesine destek verecek ve bu yolda milletle yürüyecek kişiler lazım. AK Parti kongrelerinde dikkat edilecek en önemli husus bu olmalı.
Bunun yanında FETÖ’yle mücadeleyi de gündemden düşürmememiz lazım. Çünkü devleti yaklaşık yarım asırdan beri saran bu terör örgütünün her yerden temizlenmesi şart. Bu noktada bürokrasi önemli bir rol oynayacaktır. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın FETÖ’yle mücadelede yalnız olduğunu bu millet hissetmemeli, devletin önemli kanatlarının bu mücadelede yerini alması ve FETÖ’yü bu topraklardan silmesi gerek.
Ve en önemlisi Silivri duruşmaları… Orada şehit ailelerini, gazileri yalnız bırakmamak lazım. O duruşmalara ne kadar çok kişi katılırsa FETÖ’cü hainlerin bir daha başlarını kaldırmaya güçleri yetmez ama davalar sahipsiz bırakılırsa bu FETÖ’cülere moral olarak döner. Bu minvalde başta iktidar partisi olmak üzere herkes üzerine düşeni yapmalı. Çünkü FETÖ’yle mücadele tüm Türkiye’nin meselesidir, sadece bir şahıs ya da partinin değil.
2019’a gittiğimiz bu süreçte, Türkiye sınır güvenliğini sağlamalı, hem içerde hem de dışarda terör unsurlarını temizlemeli. Elbet bu kolay bir şey değil. Zaman alacak bir süreçten bahsediyoruz ama olması gereken ve Türkiye’yi de hedeflerine taşıyacak bir süreç olacak bu.
Fenerbahçe’de güneşli günler yakın mı?
Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu Toplantısı’na Şekip Mosturoğlu ile Ali Koç arasında yaşanan söz düellosu damga vurdu.
Tüm divanı canlı izledim, her bir söyleneni dikkatle takip ettim.
Ve artık bir Fenerbahçeli olarak isyan noktasına geldim…
Mosturoğlu’nun Koç’u “hain” ilan edecek noktaya gelmesi ve kendilerinden başka herkesi suçlu ilan edecek tavırdaki konuşmaları cidden rahatsızlık verici…
Kabul… FETÖ’nün gerçekleştirdiği 3 Temmuz kumpasında Aziz Yıldırım ağır bedeller ödedi, Fenerbahçe için hapis yattı, bir insanın bir spor kulübüne vereceği ne varsa fazlasını verdi, ailesini bıraktı “Fenerbahçe” dedi, onu en zor günlerde dahi destekleyenlerden biri de bendim, çevremden gelen tüm eleştirilere rağmen Yıldırım’ın yanında durdum.
Ama artık bu kötü bir hal almaya başladı…
Aziz Yıldırım’ın çevresinde olan kişiler kendilerinden başka herkesi “hain” olarak yaftalamaya başladıklarında orada “dur” derim…
Bu kulübün 25 milyona ulaşan taraftarı da 3 Temmuz sürecinde büyük cefa çekti…
Herkes “hain”, bir tek “biz doğruyuz” anlayışına şiddetle karşı çıkıyorum.
Keza… Ali Koç’un o dönem 3 Temmuz kumpasında Fenerbahçe’nin nasıl yanında olduğu ve Aziz Yıldırım’ı nasıl savunduğu ortada.
Peki, 3 Temmuz kumpasında Fenerbahçe’nin yanında olamayan ve Fenerbahçelilerin gözünde pek de iyi bir itibara sahip olmayan Mehmet Ali Aydınlar’la sponsorluk anlaşması yapan Aziz Yıldırım mı çok iyi?
Geriye kalan herkes “hain, Fenerbahçeli değil”, bir tek birkaç kişi “gerçek Fenerbahçeli”…
Buna karşıyım, özellikle Fenerbahçe’nin şahsi çıkarlara alet edilmesine daha fazla karşıyım…
Ne yapmaya çalışıyorsun Aykut Kocaman?
Aykut Hoca tuhaf bir adam.
Trabzonspor maçına çıkardığı 11’e bakıyorum ve hakikaten futbol konusunda ciddi farklılıklarımız olduğunu düşünüyorum.
Yılların sol beki Hasan Ali’yi orta saha oynatmak ne demektir?
Ya da 1-0 geriye düşünce kurtarıcı olarak Valbuena oyuna giriyorsa neden onunla ilk 11 başlamıyorsun Aykut Hoca?
Vallahi ben bu işten anlamadım…
Artık anlamaya çalışmaktan da vazgeçtim.