ABD planlı veya plansız bir kez daha işgal ettiği bir topraktan çekiliyor.
ABD planlı veya plansız bir kez daha işgal ettiği bir topraktan çekiliyor. “Terörle savaş” adı altında girdiği sözde savaştan tam tersine terörizmi daha da güçlendirerek, terörizm karşısında tam anlamı ile yenilgiye uğrayarak, suçsuz yere hayatını kaybeden binlerce Afganlının kanlarını ile kirlenmiş ellerini nereye sileceğini bilmeden kaçıyor. Kaçarken nasıl güçsüz, askerlerini dahi korumaktan aciz olduğunu bütün dünya izliyor. Bu, dünya hakimiyeti iddiasındaki bir gücün, yanında batının en güçlü ülkeleri ve kendi yönetiminde ki NATO ile nasıl yenilgiye uğradığının resmidir. Bu resmin etkisi Vietman, Irak ve diğer ülkelerden daha farklı olacaktır. Kabil havalimanı görüntüleri sosyal medya aracılığı ile zihinlerimize kazındı. Uçak tekerleklerinde hayatını kaybeden, hareket eden uçak ile birlikte umuda koşan Afganlıların görüntüleri unutulmayacak izler bıraktı.
VATAN VE BAYRAK SEVGİSİ EKSİKLİĞİ
Afganistan’ın, Taliban’a teslimiyetinin arkasında onları biraraya getirecek vatan ve bayrak sevgisi eksikliği, millet olmanın çoskusunu içselleştirememe gibi nedenler yatmaktadır. Aynı durum ABD askerleri içinde geçerlidir. ABD askerleri profesyonel olarak hizmet vermektedirler. Önemli olan imzaladıkları süre karşılığında görev yapmak ve ücretini almaktır. Kaybettikleri bir vatan parçasını geri almak için savaşmadılar bugüne kadar. Emperyal bir gücün pençeleri gibi hareket ettiler. Adeta özel askeri şirket gibiydiler. Yıktılar, öldürdüler ve sonunda değil demokrasi ışığını yakmak adeta demokrasiyi hiç geri gelmeyecek şekilde girdikleri ülkelerin vatandaşlarının düşüncelerinden silmeyi başardılar.
EN BÜYÜK KORKULARI İŞGALE UĞRAMAK
ABD halkı da bilmez vatan, millet sevgisi gibi duyguları. Ülkeleri işgale uğramamıştır. Ülke genişlemesinin neredeyse tamamını para ile satın alarak yapmıştır. Kuzey-Güney arasında yaşanan iç savaşı bağımsızlığa ulaşma yolunda bir adım olarak görürler ve birleştirici bir unsur olarak kullanmaya çalışırlar. Ancak, yeterli olmaz. ABD’lilerin en büyük korkuları topraklarının işgale uğramasıdır. Bu korku sürekli Demoklesin kılıcı gibi ABD vatandaşlarının üzerinde sallanır durur. Bu korku Washington-Pentagon ve Hollywood iş birliği ile çekilen filmler ile canlı tutulmaya çalışılır. Büyük kutlamalar yapılır. Hiçbir ülke topraklarıma saldırmasın diyerek, yanlızcılık politikası olarak adlandıracağımız Monreo Doktrini’ni uygulamaya sokar, ancak topraklarından 10 bin kilometre ötedeki bir faaliyeti kendisine tehdit olarak görerek güç kullanmaktan geri kalmaz.
Uyduruk bir bağımsızlık savaşı ile kendilerini devlet olarak adlandırmışlardır. ABD’liler toprakları için savaşmayı bilmezler. Bu nedenle asla bir Türkiye, Rusya veya Çin gibi olamazlar. Bu benzeri ülkeler bağımsızlığına düşkün ülkelerdir. Topraklarına saldırı olması halinde millet bir bütün halinde karşılık verir.
ABD’nin, Afganistan’daki başarısızlığı için birçok analizler yapılacaktır ve yapılmaya da başlamıştır. Birçok neden ileri sürülecektir. Sayfalar dolusu analize hiç gerek bulunmamaktadır. Ana nedenleri aşağıda sıralamaya çalıştım.
-ABD her ülkeye aynı reçete ile müdahale etmeye çalışıyor. Bu reçete ile sonuç aldığı bir ülke bulunmamaktadır.
-Bir ülke silahlı kuvvetleri asla bir başka ülkenin askerleri tarafından aylıkları verilerek (eğit-donat gibi projelerle) vatan savunması için hazır hale getirilemez. Destek alınabilir. Ancak, silah arkadaşlığı ve ruh olmaz, eğitilen askerleri motive eden unsur sadece alacakları ücret olur. Bu motivasyon ortadan kalkarsa toplanan güçte buharlaşır. Irak örneği varken ABD’nin Afganistan’da aynı modeli uygulaması tam bir hüsran ile sonuçlanmıştır.
-Bir ülke değerlerini bilmeyen bir başka ülke tarafından ulus devlet olarak inşa edilemez. Devletleri ulus devlet yapacak olan kendi çabaları olmalıdır.
-ABD’nin İngiltere-Rusya arasında Afganistan üzerinde yaşanan büyük oyun ve SSCB’nin Afganistan’ı işgalinden dersler almadığı görülmüştür.
-Taliban’ın doğduğu topraklarda kontrol altına alınması ve etkisiz hale getirilmesi için Pakistan ile tutarlı bir ilişki kuramamış ve Pakistan- Çin yakınlaşmasına engel olamamıştır.
-Orta Asya’da var olan iki askeri üssünü kaybetmiş olması ciddi bir jeostratejik hatadır.
-ABD, tekonoloji gelişimini ve sahada kullanılmasını askerlerinin korunması üzerine gerçekleştirmiş, gerilla harekatına yönelik bir teknolojik kazanımı son derece yetersiz olmuştur.
-ABD Taliban’a karşı mücadele ederken Müslümanı MüslümanA kırdırdığı ve Müslümanlar arasına nifak soktuğu unutulmamalıdır. Bu stratejiyi Irak’ta da uygulamışlardır.
-ABD’nin uyuşturucu ağını kontrolü altına alamaması karşı istihbarat servislerinin etkinliğinin artmasına yol açmıştır. Bu durum ABD’nin aleyhine gelişmiştir.
-ABD’nin savaş ağaları ile iş birliği Afgan vatandaşları arasında ABD’ye duyulan güven algısını ciddi şekilde zayıflatmıştır.