Üsküdar Üniversitesi İletişim fakültesi akademisyenleri bu konuda çok önemli bir çalışma hazırladı ve kamuoyu ile paylaştı.
On gündür gündemde olan medyanın afet yayıncılığı konusundaki başarısız yayınlarına akademik dünyadan da bir çağrı geldi. Üsküdar Üniversitesi İletişim fakültesi akademisyenleri bu konuda çok önemli bir çalışma hazırladı ve kamuoyu ile paylaştı.
Üsküdar İletişimden örnek bir kılavuz
Üsküdar Üniversitesi yaptığı açıklamada “Medya kuruluşları da daha ilk günden itibaren insan kaynaklarını deprem bölgesine kanalize ederek deprem haberciliği yapmaya başladı. Biz, Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim elemanları olarak, yaşanan deneyimlerden de hareketle sosyal medya ile geleneksel medyanın daha doğru kullanılmasını teşvik etmek amacıyla bu rehberi hazırladık” dedi ve Türkiye’de hiçbir iletişim fakültesinin düşünme zahmetinde bulunmadığı bir konuda çok başarılı bir kamusal çalışma yaptı.
Yüzyılın felaketinde medyanın yaptığı insanların psikolojik sağlığını tehdit eden, dezenformasyon içeren yayınları ile ilgili benim de sayısız incelemem oldu. Ateşe adeta körükle giden televizyon kuruluşları ve sosyal medyayı birer silah gibi kullanan popülist gazetecilerin aşağıda yer alan önerilerin nerdeyse çoğuna uymadığını okuyunca sizde kanaat getireceksiniz.
Lafı fazla uzatmayayım ve Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesinin hazırladığı Sosyal Medya Kullanıcıları ve Gazeteciler İçin Deprem Haberciliği Rehberi” için tebrik ediyor ve bu kılavuzu sizinle paylaşmak istiyorum. Bunu özellikle haberciler alsın ve çerçeveletip duvarlarına assınlar!
Hepsi de çok değerli öneriler ve en önemlisi hepsi de toplumun psikolojik sağlığı için çok ama çok değerli ….
Önceden meydana gelen başka bir depreme ilişkin görüntüler yeniymişçesine sosyal medyada paylaşılmamalıdır.
Sosyal medyada paylaşılan fotoğraf ve videolarda gerçekliği bozacak şekilde ekleme, çıkarma, kolaj veya montaj gibi oynamalar yapılmamalıdır.
Sosyal medya paylaşımlarında nefret söylemi içeren kışkırtıcı ifadeler kullanmamaya özen gösterilmelidir.
Sosyal medyada yardım ekiplerinin yönlendirilmesi amacıyla paylaşılan içeriklerin doğru ve güncel olmasına özen gösterilmelidir. Hatalı paylaşımlar ekiplerin zaman kaybetmesine neden olmaktadır.
Sosyal medyada, gerçek yardım kuruluşlarını taklit ederek oltalama yöntemiyle yardım çağrıları yapanlara karşı dikkatli olunmalı, bu hesaplar tespit edilir edilmez engellenmeleri için sosyal medya platformlarıyla iletişim kurulmalıdır.
Yaralı ya da enkazdan kurtulan çocuk fotoğraflarının ve videolarının sosyal medya platformlarından paylaşılmasının ve bu çocukların ismiyle cismiyle sembol haline getirilmesinin yaşadıkları travmayı ömür boyu atlatamamalarına yol açabileceğini unutmayınız.
Göçük başında yakınlarının enkazdan kurtarılmasını bekleyen insanlarla konuşurken dikkatli bir dil kullanılmalı, “ne hissediyorsun, acı var mı” gibi saçma sorular sormaktan kaçınılmalıdır.
Depremzedelerle röportaj yaparken hassas biçimde davranmak gerekir. Acılı insanlara yaklaşımımız her zaman insani olmalıdır.
Röportaj yapmak istediğiniz, mikrofon uzattığınız insanlara öncelikle kendinizi tanıtın ve ne için röportaj yapmak istediğinizi açıklayınız.
Yakınları vefat etmiş insanlara baş sağlığı dileyin ve üzüntülerinizi bildirin ama asla “acınızı anlıyorum” gibi gereksiz ifadeler kullanmayınız.
Yakınları halen göçük altında olan insanlara mikrofon uzatırken çok dikkatli davranın ve mümkünse bu röportajları canlı yayın esnasında yapmayın. Acılı insanlar istemeden başlarına dert açacak ifadeler kullanabilirler. Canlı yayın olmazsa bu sözleri ayıklayıp röportajları yayımlayabilirsiniz.
Ceset görüntülerini ve özellikle de cesetlerin yüzlerini gösteren görüntüleri vermekten kaçının. Çünkü ceset görüntüleri en başta vefat eden kişinin yakınlarında kalıcı travmalara yol açabilmektedir.
Deprem gibi travmatik olaylara ilişkin yayınların izleyiciler ve okuyucular üzerinde etkileri olacağını hesaba katın. Travmatik görüntülerin insanlarda merhamet yorgunluğuna yol açtığını unutmamak gerekir. Merhamet yorgunluğu kısaca benzer görüntüleri sürekli gören bireylerin başkaları için empati kurma ve şefkat duyma yeteneklerinin zamanla azalmasını anlatmaktadır.
Deprem haberlerini sayılara indirgemek, hemen her saat başı ölü ve yaralı sayılarını vermek bir süre sonra insanlarda duyarsızlığa yol açmaktadır. Ölenlerin birer insan olduğunu, istatistikten ibaret olmadığını dikkate alınız.
Depreme ilişkin haberleri verirken, görüntülere müzik döşeyerek dramatikleştirmek doğru değildir.
Göçük altında olan, kurtarılmayı bekleyen insanlarla gereksiz temas kurmaya çalışmayın. O insanların nefeslerini boş yere harcamalarına yol açacak şekilde canlı yayında seslerini duymaya kalkmayınız.
Resmî açıklamalar ve güvenilir kaynaklar dışında yapılan açıklamalara itibar etmeyin.
Sosyal medyada paylaşılan görüntüleri teyit etmeden haberlerde kullanmayın.
Olanı biteni objektif biçimde aktarmak için çaba gösterin. En kötü gazetecilik, gerçeği çarpıtan gazeteciliktir. Bu tür gazetecilik hem halkın bilgi alma hakkına hem de mesleğin itibarına zarar verir.
Başvurulacak haber kaynaklarının konunun uzmanı kişiler olmasına dikkat ediniz.
Spekülatif açıklamalar yapan şarlatanlara mikrofon uzatmayınız ve komplo teorilerini haberleştirmeyiniz.
Yetkilileri açıklama yapmaları için zorlayınız. Medya haber yaptığında aksaklıkların hızla düzeltildiği defalarca görülmüştür.
Sadece sorunlara değil, çözümlere de yoğunlaşınız. Olası çözüm önerilerini haberleştirerek sahadaki ekiplere daha fazla yardımcı olabilirsiniz.
Haber yapma sürecinde enkaz kaldırma ve göçük altından can kurtarma çalışmalarına engel olmayınız. Canlı yayında hayat kurtarma görüntüleri verebilmek için çalışmaları aksatmayınız.