Enerji dünyası büyük bir dönüşüm yaşıyor.

Enerji dünyası büyük bir dönüşüm yaşıyor.

Sanayi, buna bağlı olarak yenileniyor, yeşil dönüşüm hızla yürüyor.

İklim eylemi, tüm süreci seçenekten zorunluluk haline getirmiş durumda.

İşte bu büyük hareketlilik, nasıl ivme kazandı ve Brüksel’de yapılan Avrupa Hidrojen Haftası’na nasıl gelindi, hatırlayalım.

Rusya’nın Ukrayna’yı fiilen işgal ile başlattığı savaş, 2022 yılı Şubat’ını bir dönüm noktasına getirdi. Uzun süredir devam eden yeşil dönüşüm çabaları, enerji arz güvenliği buluştu, süreç hızlandı, uygulamalar başladı.

AVRUPA HİDROJEN HAFTASI4

Avrupa Yeşil Mutabakatı kabul edilmişti. Ardından, AB Yeşil Hidrojen Stratejisi açıklandı. Bir sonraki adım RePowerEU açıklaması oldu, yani AB enerji sisteminin yeni düzeni sunuldu. Buna göre, AB ülkeleri 2030 yılına dek 10 milyon ton yeşil hidrojen üretecek.

Sonra, bu miktarın yetersizliği tespit edildi. AB, 10 milyon ton da ithal edeceğini açıkladı.

Çünkü Rusya-Ukrayna krizi, enerji krizini güncellemişti. Alman Ekonomi ve İklim Değişikliği Bakanı Robert Habeck, aynı zamanda başbakan yardımcısıdır. En yetkili isimlerden biri olarak, “bundan böyle Rusya’dan doğalgaz almayacağız” dedi. Uygulamaya soktu. Bir yandan enerjide tasarrufa geçildi bir yandan yenilenebilir enerji kaynakları (güneş ve rüzgar santralleri) yatırımları hız kazandı.

Brüksel’de, bir Avrupa Komisyonu yapısı olan Hydrogen Europe (Avrupa Hidrojen) derneği, 2023 yılı Avrupa Hidrojen Haftası’nın evsahibiydi. Hidrojen ekosisteminin tüm paydaşları, son gelişmeleri ile oradaydı. Hydrogen Europe üyesi olarak birkaç şirketle birlikte Yeşil Hidrojen Üreticileri Derneği (H2DER) de Brüksel’deydi.

Türkiye’nin potansiyeli ve muhtemel katkısının değeri, Brüksel’de de dile getirildi. Ancak hala güçlü iletişim işbirliği gerektiği aşikar.

Avrupa Hidrojen Omurgası (European Hydrogen Backbone) olarak anılan boru hattı sistemi, güncellemeleri ve beklentileri ile anlatıldı. Ne yazık ki Türkiye henüz entegre edilmiş durumda değil. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, ilgili birimleri ve H2DER gibi yapılarla, bu işbirliğini oluşturmak ve hızla hayata geçirmek için çalışmalarını sürdürüyor.

Yeşil hidrojen, yeşil dönüşümün yıldızı. Bu kaçınılmaz dönüşümde, ülke ekonomimiz ve cari açık yönünden olumlu etkisi de göz önünde. Brüksel’den en önemli çıkarım, AB enerji sistami entegrasyonu için, yeşil hidrojenin en önemli fırsat olduğudur.

YEŞİL HİDROJEN ÇAĞINDA ŞAFAK DOĞDU

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula Von Der Leyen, Brüksel’deki Hidrojen Haftasının açılış konuşmasını bir müjde ile taçlandırdı. Avrupa Birliği ilkbaharda 2.2 milyar Euroluk yeni bir yeşil hidrojen ihalesi daha açacak.

Geçtiğimiz Perşembe günü, ilk ihale başlatıldı. Avrup Hidrojen Bankası 800 milyon Euro tutarında alım yapılacak.

Von Der Leyen’in sözleri dikkat çekiciydi: “Hidrojen ekonomisi gelişiyor. İlk hidrojen otobüsleri Riga'dan Barselona'ya kadar Avrupa şehirlerinde çalışıyor. Rotterdam Limanı'nda bin kilometreden fazla bir alana yayılacak bir hidrojen ağının inşası için inşaat çalışmaları yeni başladı. Ve haftalar önce dünyanın sıvı hidrojenle çalışan ilk uçağı Slovenya semalarında uçtu. Temiz hidrojen çağının şafağıdır. Ve bunların hepsi sizin gibi insanlar, öncüler ve temiz hidrojen devrimine inananlar sayesinde oluyor.

Üç ana plaj üzerinde çalışıyoruz.

1- hidrojen pazarını büyütmek için güçlü kamu yatırımı.

2- Hidrojen için küresel bir pazar oluşturmaya yönelik uluslararası işbirliği.

3- Yeniliği teşvik etmek için özel sektörle yeni bir ortaklık.”

Von Der Leyen’in dediği gibi, Avrupa Yeşil Mutabakatı, devasa yatırımlarla destekleniyor. NextGenerationEU ve REPowerEU ile hidrojen vadilerine, hidrojen trenlerine ve temiz çelik fabrikalarına yatırım yapılıyor. Almanya’nın en büyük üreticilerinden ThyssenKrupp, 4 kazanından ikisini hidrojene dönüştürmek için 2.2 milyar Euro destek alıyor. Diğer ikisini kendisi dönüştürecek. AB genelinde yaklaşık 80 hidrojen projesi için 17 milyar Euro'nun üzerinde Devlet Yardımı yetkisi verildi.

Von Der Leyen temiz hidrojen için küresel pazar geliştirmeye yönelik adımlara da değindi. AB, Mısır'dan Kenya'ya, Namibya'dan Latin Amerika ülkelerine kadar birçok ülkeyle hidrojen ortaklıklarına imza attı. Kazakistan, Avustralya ve Umman ile anlaşma yapılıyor.

Avrupa Birliği, Brezilya'nın Piaui Eyaleti'nde dünyanın en büyük hidrojen projelerinden birinin inşasına destek oluyor.

Avrupa hidrojen sektörünün bir sonraki aşaması planlanıyor. Yıl sonuna kadar Üye Devletlerin ulusal hidrojen taahhütlerini nasıl uygulamayı planladıkları değerlendirilecek.

Her bir Üye Devlete 2030'a yönelik net bir yol haritası sunulacak.

HİDROJEN KAHRAMANLARI

Hydogen Europe (Hidrojen Avrupa) 2023 yılı Hidrojen Kahramanlarını açıkladı:

1* Avrupa Deniz Enerjisi Merkezi (EMEC): İskoçya'nın Orkney adalarında, araştırma kuruluşu. Karadaki rüzgar ve gelgit gücünün birleşimi yoluyla kendi yeşil hidrojenini üretiyor.

2* Lhyfe : Kuzeybatı Fransa'da, Nantes yakınlarındaki bir merkez. Karada yerleşik bir yeşil hidrojen üretim merkezi ile mevcut durumunu güvence altına alıyor ve dünyanın ilk açık deniz rüzgar enerjisiyle çalışan elektrolizörü ile gelecek güvencesi olarak görülüyor.

3* Everfuel: Danimarka'da 2030 yılına kadar 1 GW'a çıkarmayı umuyor. 20 MW'lık hidrojen üretim tesisini açmaya hazırlanıyor.

4* Advent Technologies: Patras'taki üretim tesisinden yakında IPCEI ödüllü Kozani'deki elektrolizör üretim merkezine kadar, hidrojen devriminde Yunanistan'a bir rol sağlıyor.

Anılan oluşumların tümü bir kitapta buluşturuldu. Sektöre ve dünyaya örnek olarak sunuluyor. Kitap, Brüksel’de sektöre sunuldu.

AVRUPA HİDROJEN OMURGASI

European Hydrogen BackBone (EHBB) Avrupa Hidrojen Omugası, üretilenhidrojenin taşınması için kullanılabilecek boru hatları sistemini anlatıyor. Birkaç farklı içerik buluşturulmuş durumda. Doğalgaz boru hatları, yenilene boru hatları, yenilenecek olanlar, sadece hidrojen için yapılacak ve yapılmış olanlar ile, sanki bir damar sistemi gibi bütün AB ülkelerin kapsıyor.

Potansiyelimiz ve yetimiz ile AB’nin en değerli yeşil hidrojen tedarikçilerinden biri olabilir. Dolayısı ile üretilecek ve AB’ye verilecek hidrojen için bu sistemin parçası olmamız gerekiyor.

Ne yazık ki Türkiye, EHBB içinde yok ve nasıl dahil olacağına dair AB yetkililerinden bir yaklaşım da sunulmuyor.

HİDROJENDEN AMONYAK ÇÖZÜMÜ

Hidrojen, sıvılaştırılıp, ya da yüksek basınç altında gaz olarak, kendi formunda iletilebiliyor. Ayrıca, amonyak ya da metana dönüştürülerek aktarımı da mümkün. Özellikle gübre sektörü, en önemli amonyak kullanıcılarından ve ürettiği büyük karbon salımını durdurmak için yeşil hidrojene yöneliyor. Dünyanın en büyü gübre şirketi YARA, bir Norveç şirketi. Hidrojen sektörünün önümüzdeki 20 yılda %60 büyüyeceğini öngörüyor.

Amonyak, karbon salmıyor. Çok yüksek soğutma ihtiyacı yok. Sıvı hidrojenden daha yoğun enerji sağlıyor ve bu yüzden çok enerji ile üretilen gübre sektöründe makul çözüm olarak görülüyor.

YARA, 17 üretim birimi, 11 gemi, 18 amonyak terminali ile dünya çapında iş yapıyor.

YARA, değerli bir örnek. Offshore (denizüstü) rüzgar santralleri ile elektrik üretiyor, bu elektrik yardımıyla temiz hidrojen yapıp amonyaka dönüştürüyor.

Yeşil dönüşümün, SKDM’nin, yeşil hidrojenin buluştuğu bu örnek, artık hızla her alanda karşımıza çıkacak.

COĞRAFYAMIZ ZENGİNLİKTİR

Yeşil Hidrojen Üreticileri Derneği (H2DER) Başkanı Yusuf Günay, Brüksel’deki hidrojen haftası izlenimlerini aktarırken hep aynı vurguyu yapıyordu: coğrafyamız zenginliktir. Güneş görmek için Türkiye’ye gelen Almanlar, Türkiye’den 6 kat daha fazla güneş santral (GES) kurulu güce sahip. Bizim RES ve GES toplam kurulu gücümüz 20 bin megawat civarında. Almanya, her yıl 1.000 megawat RES (Rüzgar Enerji Santrali) kurma kararını uyguluyor.

Yapabileceğimizi ve potansiyelimizi daha güçlü şekilde anlatmaya çalışıyoruz.

Örnek öncüler arasına girebilecek şirketlerimiz var. Bandırma’da Türkiye’nin ilk Hidrojen Vadisi için AB’den destek alan değerli bir yapımız var. Güneşimiz var. Rüzgarımız var. Ayrıştırıp hidrojen üretebilecek suyumuz var. Marmara OSB gibi, yeşil dönüşümü öncelik belirleyen yapılarımız, TENMAK, TÜBİTAK gibi kurumlarımız, destekleyen ve araştıran çok sayıda üniversitemiz var. AB, en önemli sorulardan birin yanıt verdi, alıcı! Almanya, 10 milyar Euro alım yapacağını açıkladı, üstelik 10 yıl boyunca fiyat garantisi vererek.

Bunla çok ciddi ve değerli adımlar. Ülke potansiyelimizi değerlendirebilmek için önce bilgiyi çoğaltmalı, işbirliktelikleri geliştirmeli ve kamunun desteğini özel sektör vizyonuyla buluşturmalıyız.

HİDROJEN NOTLARI

*İHALE: Avrupa Komisyonu Avrupa Hidrojen Bankası kapsamında, 800 milyon Euroluk ilk açık artırmayı başlattı.

Yeşil hidrojen üreticileri, kilogram başına 4,5 Euro'ya kadar, sabit prim şeklinde sübvansiyonlar için teklif verebilecek.

Üreticiler, hibe anlaşmalarını imzaladıktan sonraki beş yıl içinde yenilenebilir hidrojen üretimine başlamak zorunda kalacak ve 10 yıla kadar destek alacaklar. REPowerEU Planı kapsamında AB, 2030 yılına kadar 10 milyon ton hidrojen üretmeyi hedefliyor.

*DEPOLAMA: Yeşil hidrojen sektörünün en değerli destekçisi bilim. Bir Alman şirketi, depolamayı, toprağa diklemesine indirilen borular ile yapabilecek teknolojiyi geliştirdi. Böylece, belki yüzlerce dönüm arazi gerektirecek depolama alanları yerine, birkaç yüz metrekareli alan yeterli olabilecek. Borular, 500-800 m derine kadar inebiliyor.

*HİDROBÜS TURU:Sadece hidrojenle çalışan otobüslerin belediyelere sağlayabileceği destek anlatılıyor. Maliyet, karbon salımı, ses kirliliği de önleniyor. Bir AB girişimi, Romanya-Bulgaristan ve Yunanistan’da otobüsleri, tanıtım için süreli olarak kamu kullanımına götürüyor.

*YUNANİSTAN HİDROJEN VADİSİ : Sanayide büyük enerji yatırımlarına ihtiyacı olmayan Yunanistan, güneş enerjisinden yararlanarak hidrojen üretecek. Üretilen hidrojenin EHBB parçası olarak yeni bir boru hattıyla Almanya’ya iletilmesi planlanıyor. Destek fonu AB’den.

*FİNLANDİYA VE HİDROJEN ÇİFTLİKLERİ: Bir AB üyesi olarak en değerli üreticilerden biri Finlandiya. Çok sayıda denizde ve karada rüzgar santral var. Ancak ürettiği elektrik fazlasını oluşacak vergi nedeniyle AB’ye iletmiyordu. Şimdi, hidrojene dönüştürdüğü enerjiyi AB’ye, aktarıyor. Çünkü, yeşil hidrojen vergiye tabi değil.

*SUUDİ ARABİSTAN: Tebük bölgesinde 5.6 milyar Dolar yatırımla NEOM adında bir kent kuruyor. Dünyanın en büyük güneş enerji santralleri de orada oluşuyor. Bir sonraki adım, yeşil hidrojen üretmek. Yani temiz elektrik yoluyla elektrolize etmek. Her biri 20’şer megawatlık elektrolizörlerin 50’sini bir araya getirerek 1 gigawatlık elektrolizör sunan bir Alman şirket var: asıl işi çelik üretimi olan ThyssenKrupp. 200 megawat altı teklifler ile ilgilenmiyor ve kabul edilenleri ortalama 22 ay süreyle teslim ediyorlar. Sektör hızla büyüyor.