Epik tiyatronun önde gelen temsilcilerinden Bertolt Brecht Üç Kuruşluk Opera'da paranın hayattaki belirleyici rolünü teslim eder ve bunu eleştirir. Adında opera geçmesine rağmen bir tiyatro oyunudur.
Sosyalist görüşleri etrafında epik bir anlatımla kapitalist düzeni eleştirir. Üç Kuruşluk Opera’yı izleme imkanım olmadı ama 25 Kuruşluk Devrim’i görebiliyorum. Yeni yılın ilk gününde sabah yürüyüşünün ardından eksik kahvaltılıkları almak için markete girdik. Büyük marketin koridorları tenhaydı. Yılbaşı için bolca tüketildiği için ortalık yerde istiflenmiş abur cubur ve kuruyemişler henüz normal raflarına dönmemişlerdi. Market çalışanları görev yerlerinde müşterilerini beklerken kendi aralarında günlük sohbetlerini yapıyorlardı. Kısa süren alışverişin ardından kasaya geldik. Parayı ödedikten sonra aldıklarımızı poşete koyma zamanımız geldi. Kasiyer yüzümüze baktı ve 25 kuruş dedi. Biliyorduk, poşetlerin yeni yıldan itibaren 25 kuruş karşılılığında satılacağını biliyorduk ama bu gerçekle ilk defa yüzleştik. Plastik poşetler çevreye vereceğimiz zarar için geliri çevre projelerinde kullanılmak üzere 25 kuruş talep ediliyordu. Bizden önceki iki kişi dayanıklı poşetlerden aldılar üç liraya. Biz alışkanlığı bozmadan 25 kuruşluk ince poşetlerden aldık. Artık bundan sonra markete giderken çantamızı yanımızda götüreceğiz. Kararımız bu.
Küçük gibi görünen büyük bir değişim. Toplum olarak başka bir dünyada, daha çevreci bir gelecekte yaşamak istediğimizin ortak iradesi poşetlerin paralı olması. Devletin en üst kademelerinde karşılık gören, teşvik edilen bu süreç yarın nasıl bir dünyada yaşayacağımızı belirleyecek. Sanılanın aksine devrimler küçük hareketlerle başlar. Almanya’da sevelim sevmeyelim Yeşiller ismindeki siyasi hareketin çıkış noktası çevreci bakış açısıydı ve bununla kocaman bir siyasi gelenek inşa ettiler. AK Parti iktidarları döneminde kamusal alandaki sigara yasağının ardında poşetlerin 25 kuruştan satılması ikinci büyük toplumsal değişim anlamına geliyor. Bir poşetten ne çıkar demeyin. Ülkenin bir konu hakkında ortak irade göstermesi o kadar önemli ki. Dumansız hava sahası olarak iletişimi yapılan sigara yasağı bizi ve çocuklarımızı büyük bir sosyal değişimle tanıştırdı ve evet, başardık bu süreci hep birlikte. Şimdi sıra plastik atıkları azaltmaya geldi sıra. Yiyeceklerin plastik ambalajlarına da bir süre sonra ek vergiler gelir ve ambalajlara yavaş yavaş veda etmeye başlarız.
Plastikten kurulu, kendi ellerimizle kendimizi boğduğumuz bir dünyadan vazgeçiyoruz. Üç Kuruşluk Opera daha çok umutsuzluğu ve ardından buna başkaldırıyı sembolize ediyor. 25 Kuruşluk Devrim ise küçük gibi görünen bir konuyla ortak bir iradeyi nasıl ortaya koyabileceğimizin temsili. Bu aynı zamanda hepimize ortak sorumluluklarımızı anlatan ülkece aldığımız bir ders. Bu işler Türkiye’de olmaz diyenlere bakmayın. Hepimiz 25 Kuruşluk Devrim’in hem şahitleri hem de devrimcileriyiz. Bence markete giderken Pazar çantalarınızı yanınıza alın ve kasadaki poşetler hiç eksilmesin. Hem paramızın değerini bilelim hem de çevremizin.