Şimdi gelelim Ortadoğu'nun odaklandığı 2023-2024'e.
2023’ü sadece biz değil komple Ortadoğu bekliyor. 2023-2024 itibariyle yeni bir Ortadoğu tablosuna merhaba diyeceğiz...
Henüz tam karar verilemeyen yeni tablo Şii-Sünni-Kürt ana akımları üzerinde yoğunlaşacak büyük bir ihtimalle. Sünni Türkmenler de Erbil Yönetimi bünyesinde özerkleşebilir mi? Olabilir.
Hemen hatırlayalım; Suriye’de başlayan sıkıntılarla birlikte Türkiye’ye yönelen milyonlarca ‘Sünni Suriyeli’ oldu. Şiiler değil Sünniler göç ettirildi! İşte film tam orada başladı. Geldikleri ilk günden bu yana orada bulunan ABD ve Rusya’nın söylediği ‘Suriyelilerin vatanına dönmesi için buradayız’ cümlesinin gerçekleri yansıtmadığını ve gelen mültecilerin vatanlarına bir daha asla alınmayacağını başından beri benim gibi bilen biliyordu zaten! Ortadoğu’ya gelen ülkelerin; ‘bu topraklara barışı ve demokrasiyi getirmek için buradayız’ cümlesinin sonunun nereye vardığını hepimiz çok iyi biliyoruz.
Evet Suriye ‘istenmeyenlerden’ boşaltıldıktan sonra sıra Irak’a gelmişti. Uzun zaman öncesinde Şii egemenliğine geçen Bağdat Yönetimi’ne, yoksulluğa, yolsuzluğa, adaletsizliğe, usulsüz işlere baş kaldıran sokaklar alev almıştı bir anda! Olayın görünen yüzü böyleydi ve tüm dünyaya tablo böyle okutulurken HAYIR demiştim ısrarla! Hayır çünkü asıl mevzu bu değil! Gerçek şuydu; Irak’ta güçlenen Şiiler arasında yaşanan bir güç çekişmesiydi bu durumlar. Zamanla güçlenen bazı Şiiler kendilerini oraya getirenlere kafa tutmaya başlayınca onlardan kurtulmanın vakti gelmişti. Kısaca ‘getirilenlerin devrilme zamanı’ gelmişti! Ki hemen ardından ABD tarafından öldürülen İranlı Komutan Kasım Süleymani ve adamları ile ne kadar haklı olduğum görüldü...
Irak’ta sokak olayları nedeniyle yüzlerce insan ölmüştü, yaralanmıştı, göz altına alınmıştı ve korkuyla geri adım atan hükümet ‘pes’ demişti. Yaklaşık altı ay süren yeni hükümet kurma çabaları Mustafa Al-Kadhimi’nin Başbakan olmasıyla son buldu.
Şimdi gelelim Ortadoğu’nun odaklandığı 2023-2024’e. Bence yıllardır coğrafyada süren kanlı olayların bir sonuca bağlanması yakındır. Yeni sınırlar, yeni birliktelikler, yeni başlangıçlar... Bu değişim huzuru sağlayacak mı derseniz kanuni ve ekonomik istikrar adaletli bir şekilde sağlanırsa elbette huzur gelir.
‘Kaybetmekten korktuğu işi, aşı, geleceği, huzuru, herkese eşit adaleti varsa insanlar bunlara sımsıkı sarılır ve terörün, savaşın, çetenin, kanın figüranı asla olmaz’!
Tam da burada bir kez daha hatırlatmak istiyorum Ortadoğu’da karşımıza çıkacak yeni tabloyu ülke menfaatleri doğrultusunda doğru okumamız ve öncelikle ülke içindeki ‘bütünlüğümüze’ önem vermemiz gerekiyor...