Bu yazıyı Silivri'den yazıyorum.
Bu yazıyı Silivri’den yazıyorum. 15 Temmuz günü 6 şehit, 42 gazi verdiğimiz Orhanlı Gişeleri Davası Pazartesi günü Silivri’de görülmeye başlandı. 184’ü tutuklu 187 sanığın yargılandığı davada ilk gün kimlik tespitleri yapılırken ikinci gün FETÖ’cü sanıkların savunması dinleniyor.
Duruşma izlenimlerime geçmeden önce 15 Temmuz günü direnişin kalelerinden biri olan Orhanlı Gişelerinden bahsetmek istiyorum. Orhanlı Gişeleri medyada pek yer bulmasa da o gecenin kahramanlık öykülerinin yaşandığı bir yer. Orhanlı Gişelerini kapatan darbeci hainlerle yaşanan çatışmada 6 şehit, 42 gazi verdik. O gün milletin o direnişiyle Orhanlı Gişeleri darbecilere geçit vermeyerek çok daha büyük bir felaketi önledi. İşte bu olaylarla ilgili şu anda 187 sanık yargılanıyor. Ben de davayı takip edenler arasındaydım.
Duruşmadan edindiğim izlenimler diğer 15 Temmuz davalarından farksız. FETÖ’cü hainler sanki 15 Temmuz günü hiç yaşanmamış, hiç millete kurşun sıkmamış, sanki her şey bir hayal ürünüymüş gibi davranmaya devam ediyorlar. Ellerine tutuşturulan o savunma kağıtlarını alsanız iki cümleyi bir araya getirecek durumda değiller. Tek bir yerden yazılmışçasına savunma yapıyorlar, ne millete sıktıkları kurşunu kabul ediyorlar ne de kalkıştıkları darbe girişimini. Resmen FETÖ sanıkları tarafından bir tiyatro oynanıyor Silivri’nin duruşma salonlarında. Özellikle sanık avukatlarının yapmış oldukları şovları da not etmek gerekiyor. Bu denli “meslek ahlâkını” aşan bir cüret gösterisi, haddinden fazla gösterilen rahatlık insanın sinirini bozuyor.
15 Temmuz davaları önemli. Evet dünyada tüm gelişmeler çok hızlı yaşanıyor. Bu baş döndürücü hıza ulaşmak imkansız ama 15 Temmuz günü FETÖ’nün gerçekleştirdiği bu hain girişimi unutmak şehitlerimize ve gazilerimize yapacağımız en büyük ihanet olur. O nedenle 15 Temmuz’u her daim gündemde tutmak bizim en önemli görevlerimiz arasında. Bu sefer Silivri’nin diğer 15 Temmuz davalarına göre daha fazla kalabalık olduğunu gözlemledim. Duruşma salonunda izleyicilerin olduğu bölüm tamamen doluydu. Bu sevindirici bir gelişme. Özellikle bu davaları şehit aileleriyle darbeciler arasında görmek bizim yapabileceğimiz en büyük hata olur. Bu davalar tüm Türkiye ile darbeci teröristler arasında. Bu sorumluluk bilinciyle davranmak bu davaların da tez zamanda sonuçlanmasını sağlar.
Bugün Silivri’de Sultanbeyli Belediye Başkanı Hüseyin Keskin de duruşmaları takip etmek için hazır bulunuyordu. Keskin, 15 Temmuz davalarını yakından takip eden bir belediye başkanı. Özellikle Orhanlı Gişeleri davası Sultanbeyli’yi de yakından ilgilendiriyor. O gün orada Sultanbeyli’den 3 şehit ve 28 gazi verildi. Sadece Hüseyin Keskin değil, 15 Temmuz davaları hangi şehirde görülüyorsa AK Parti teşkilatlarından, belediye başkanlarından ve milletvekillerinden katılımın çok olması FETÖ’cü hainlerin gereken cezayı en yakın sürede almalarını sağlayacaktır. Oluşacak kamuoyuyla birlikte Türkiye tarihinde ilk kez bir darbeyle hesaplaşacak, FETÖ’cülerin tasfiyesiyle yeni bir kamu idaresi oluşacaktır. Bunun önemi koyduğumuz hedeflere ulaşmamız açısından büyük önem taşıyor.
Silivri’de 15 Temmuz davaları görülmeye devam edilecek. Orhanlı Gişeleri de bunlardan bir tanesiydi. Ama bu milletin enerjisini dinamik tutarak, fazla yıldırmadan ve FETÖ’cü hainlere şov yapma fırsatı vermeden davaların kısa sürede sonuçlandırılmasında fayda var. Şehit yakınlarımızın ve gazilerimize layık olmak ancak bu şekilde olacaktır…
Tam Kılıçdaroğluna göre bir üye!
Şehit kardeşi Yüzbaşı Ali Alkan’ın cenazesinde yaptığı provokasyon sebebiyle FETÖ’nün sosyal medyadaki tetikçileri ve PKK’nın yayın organı Özgür Gündem’den tam destek alan Yarbay Mehmet Alkan CHP’ye üye olmuş.
Alkan, 2016’nın Eylül ayında çıkan KHK ile ordudan ihraç edilmişti. Alkan’ın rozetini ise Kılıçdaroğlu takmış. Artık böyle bir meseleye ne denir bilemiyorum ama tam Kılıçdaroğlu’nun karakterine göre bir üye!
Milletin yanında hiçbir zaman durmayan, bilakis millete düşmanlık edenlerin yanında durmayı marifet sayan Kılıçdaroğlu bildiğiniz gibi.
O nedenle böyle bir parti milletin nazarında hiçbir zaman olmayacak. AK Parti için de büyük bir şans. Ama ya demokrasimiz için? Güçlü demokrasilerde muhalefet iyi olmalı, iktidarı olumlu yönde teşvik etmeli ama gelin görün ki en büyük eksikliğimiz bu herhalde…
Yeni AKM’yi çok beğendim…
Taksim’de bulunan Atatürk Kültür Merkezi’nin yerine yapılacak olan opera binasının tanıtımı gerçekleştirildi. İlk kez görüntüleri yayınlanan yeni AKM’yi ben açıkçası çok beğendim. Son derece modern ve İstanbul’a yakışan bir proje olmuş.
2019 yılının ilk çeyreğinde bitirilecek olan yeni opera binası için Mimarlar Odası elbette ki hemen zıplamış. Zaten onlar AK Parti ne yaparsa yapsın zıplayacakları için çok fazla konu etmeye gerek yok. Önemli olan bu projenin belirtildiği tarihte bitirilip İstanbul’a kazandırılması.
Ve Kemalistlerin yaptığı haberlerin asparagas olduğu da ortaya çıktı. AKM’nin adı değişmeyecek, olduğu gibi kalacak. Utanıp özür dilerler mi diyorsanız… Bugüne kadar ne zaman dilediler ki şimdi dilesinler!