Bu satırlar, 1995 yılında doktora sonrası araştırma için gittiğim Londra'da yazdığım günlükten.
Son zamanlarda düşünme konusunu daha fazla tefekkür etmemizin ve yazmamızın nedeni; dünya insanının giderek daha az düşündüğüne ve manadan uzaklaştığına yönelik gözlemlerimizdir.
İnsanı ve insanlığı daha mutlu etmek için çıkılan modernite yolu, bir çıkmaz tehlikesiyle karşılaşınca gerçekle yeniden buluşmamızı sağlayacak en güvenilir yol arayışları da hızlandı.
İbn-i Haldun'un, aile şirketlerine uyarlamaya çalıştığımız devletin kuruluşundan yıkılışına kadarki aşamalarından dördüncüsü olan duraklama dönemi; gelişmenin yavaşladığı ve durduğu, hissedarların 'biz artık olduk' dedikleri dönemdir.
Birer sosyal sistem olarak aile şirketleri, bu konuda canlı bir örnektir.
Beden ve ruh sağlığımız, doğduğumuz ve yetiştiğimiz coğrafyanın temel yaşam biçimini ve değerlerini hayatımızda sürdürmemizle yakından ilişkilidir.
Üniversitede öncelikle dikkatimi çeken insanlar birbirleriyle uğraşmıyor.
Bağdat'ta yaşamış sufi bir derviş, Allah dostu bir veli olan Behlül Dânâ, soru soran Sultan da olsa Halife de olsa sözünü esirgememiş, Hak olandan ayrılmamıştır.