VAR BİZİM DE BİR HAYALİMİZ

Mehmet Arif DEMİR
Tüm Yazıları
Ayasofya Camii'nin politik sebeplerle yıllarca müze olarak kullanıldıktan sonra iki sene önce tekrar Cami hüviyetini kazanması Türk-İslam hassasiyetine sahip kesimlerde oldukça memnuniyetle karşılanırken Atina etkisindeki özellikle bazı Batı başkentlerinde bolca negatif yankılanma oldu.

Ayasofya Camii’nin politik sebeplerle yıllarca müze olarak kullanıldıktan sonra iki sene önce tekrar Cami hüviyetini kazanması Türk-İslam hassasiyetine sahip kesimlerde oldukça memnuniyetle karşılanırken Atina etkisindeki özellikle bazı Batı başkentlerinde bolca negatif yankılanma oldu. Diplomatik yollardan “yapmayın-etmeyin” dedilerse de vız geldi, tırıs gitti yani.

İşte bu hengamede Yunan Ligi takımlarından AEK yeni stadına geçen sene Ayasofya adını verdi. UEFA da yemedi içmedi 2024 Konferans Ligi Final maçını bu yeni ve oldukça politik bir adlandırmaya sahip stadyuma verdi. Hem de hangi tarihte 29 Mayıs’ta yani Ceddimiz Atamız Dedemiz şanlı Fatih Sultan Mehmet’in 1453’de İstanbul’u fethettiği günün yıldönümünde, sene-i devriyesinde. Olur da bu kadar olur pes Vallahi.

Var bizim de bir hayalimiz derken işte bu kasti denk getirimlere nispet olarak 29 Mayıs 2024 günü Atina Ayasofya Stadı’ndaki Finalin adının Beşiktaş ve Fenerbahçe arasında oynanan bir maç olması ne kadar güzel olurdu demek istiyoruz.

Galatasaray’ın Şampiyonlar Ligi’nde, en azından çeyrek finale, Fenerbahçe ve Beşiktaş’ın da Konferans Ligi’nde sonuna kadar gitmeleri ve alabildikleri kadar ülke puanı aldıktan sonra bunu bir final maçı ile taclandırmaları tarihe ve muhterislere verilecek en güzel cevap olacaktır.

Beşiktaş Şenol Hoca ile oturmuş omurgası ve derinlikli kadrosuna nokta atışı transferleri ile hatırı sayılır bir güç kattı. Transfer bitene kadar belki başka sürprizler de olursa şaşırmayız. Sistemi, oynama alışkanlıkları ve Dünya’nın en güzel stadını dolduran on binlerce sadık taraftarıyla grubundan rahatlıkla kalifiye olacaktır, buna inancımız tam. Geriye kalıyor ilerleyen turlarda kura şansı. Bu sene atanı-tutanı çok dengeli bir kadrosu var Kara-Kartal’ın. Her zorluğun üstesinden geleceklerdir EvelAllah.

Fenerbahçe de geçen senelerden daha pozitif bir transfer sezonu yaşadı. İsmail Hoca’nın müspet yaklaşımları ve camia tarafından hüsn-ü kabulü başlangıç için ümit verici duruyor. İlerleyen haftalarda takım kimyası oturdukça yıldızlar ve işçi arılar arasında bütünleşme sağlandıkça takımın potansiyeli ortaya çıkacak ve Avrupa’da iyi işler yapacaklardır.

Bu güzergah üzerinde elbette tuzaklar, çukurlu, çamurlu yollar da olacaktır. 29 Mayıs’a Atina’da Ayasofya adı taşıyan bir stada final koyan irade bu finalin iki Türk takımı tarafından oynanmaması için elinden geleni yapacaktır. Hakem atamaları, seyirci kısıtlamaları, gümrüklerde yaşanacak sıkıntıları, bilet kotaları falan aklınıza ne gelirse yapacaklarından eminiz. Bize düşen bu zorlu yolda Türk Devleti’nin ve Hariciye’sinin desteği ile deplasmanları kazasız belasız geçmek olacaktır. Kesinlikle kırmızı kart görecek pozisyonlardan kaçınarak hakemlere aradıkları fırsatı sunmamalıyız. Sakince işimizi yaparsak ve yolun sonundaki büyük ülküyü aklımızdan çıkarmazsak başarabiliriz. 

Klüplerimiz, Federasyonumuz ve taraftar organizasyonları ortak hareket edebilmeli ve spor bakanlığı ile bürokrasisi bunun için gerekli kolaylaştırıcı düzenleme ve önlemleri alabilmelidir bu ideal uğruna.

Olmayacak şey değil, gerçekleştirmek için önce hayalini kurmak ve onu idealize etmek hem iki camianın hem de Türk sporunun bu seneki vazifesi olmalıdır.

Unutulmamalıdır ki; toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez. Haydi bastır Türkiye…