TEK HEDEFİNİZ DEVLETTİR. İLERİ...

Alican DEĞER 21 Kas 2016

Alican DEĞER
Tüm Yazıları
Bu yıl tam 3 buçuk milyon kişi devlet memuru olabilmek için KPSS sınavına girdi. Neredeyse küçük bir ülke nüfusu kadar

Bu yıl tam 3 buçuk milyon kişi devlet memuru olabilmek için KPSS sınavına girdi. Neredeyse küçük bir ülke nüfusu kadar. İki ana sebebi var. Biri duygusal, biri fiziksel. Duygusal çünkü KPSS sınavlarında hile yapıldığı öyle ya da böyle herkes tarafından seziliyordu. Tam olarak adı konulmasa bile “Nasılsa hakkım yenecek” duygusu iş arayan insanları sınavdan uzak tutuyordu. Şimdi iyice ortaya çıktı ki, gerçekten bu doğruydu. Müslüman olduğunu iddia edip ‘kul hakkı yiyenlerin’ aradan çıkması ilgiyi arttırdı. FETÖ’ye darbe vurulması belli bir rahatlama sağladı.

Bir de fiziksel yönü var ki, bana göre daha da derin. Herkes devlet memuru olmak istiyor. Çünkü bu işi en garanti meslek olarak görüyor. 

Özel sektörde iş bir var bir yok. Bir şirkette işe girdiğinizde başınızda dev bir balta sallanıyor demektir. Başarılı olmak zorundasınız, dişe diş mücadele etmek şart. Yalnızca kurum içi değil, sektörünüzde de rakiplerinizle boğuşmalısınız. Maaşınız şüpheli, kıdem tazminatınız şüpheli, sigorta priminiz yattı mı yatmadı mı? Patronun keyfi yerinde mi değil mi? Yıllık kotalar dolduruldu mu doldurulmadı mı? Yaşınız 40’ı aştı mı yerinize genç birilerini alırlar mı acaba? Tahsilât sorunlarından, dünya ekonomisine kadar her şey sizi etkiler.

Bu sorular bir yandan eve ekmek götürmeye çalışırken diğer yandan cevaplamanız gereken hayati önemde sorular.

Hâlbuki devlet memurluğu öyle mi, bir kez girdin mi, ömür boyu garanti iş. Her cumartesi, pazar tatil. Senede 30 gün izin. Bayram-seyran keza. Yasal güvencesi her yönden sağlam. “Ay başında maaş alabilecek miyim?” kaygısı yok.

Bu nedenle tam 3 buçuk milyon kişi sınava girdi. En çok da 36-40 yaş arasındakiler. Bu yaş aslında insanların belli bir mesleği en az 10 yıldır yapıyor olması gerekir. Eğer zaten 36 yaşına kadar bir mesleğe girmeyip, eli ekmek tutmuyorsa maalesef yapacak bir şey yok. 36 yaşına kadar bir iş yapmayıp “Bari devlet memuru olayım” demek hiç de mantıklı gelmiyor.

Şimdi görülüyor ki; ya özel sektördeki iş şartlarını değiştirmek gerekiyor ya da devlet memurluğu ölçütlerini. Herkesi devlet memuru yapamayacağımıza göre. Cevap belli.

Romanya’daki sevgili

Mesleki deformasyon. Telefonumu hiç kapamam. Uyurken bile açıktır. Dün akşam sabaha karşı 02.00’da başucumda telefonum çaldı. O saatte gelen telefon hiç hayırlı değildir. Uyandım hamle ettim. Fakat hemen sustu. Kim aradı diye baktım 0040 ile başlayan bir numara. Romanya’nın kodu. Orada tanıdığım kimse yok. Anlaşıldı ki yine dolandırıcılar iş başında.

Başına gelmiştir veya gelmedi ise mutlaka gelecektir. Ünlü sözü biraz değiştirerek, “Her Türk vatandaşı bir kez telefon dolandırıcılarına rastlayacaktır” dememiz gerekiyor.

Sanki sınır içindeki dolandırıcılarımız bize yetmezmiş gibi bir de bunlar musallat. Biliyorsunuz, yerli dolandırıcılarımız korkularımızı kullanıyor. Polisim, savcıyım diyerek elimizdeki avucumuzdakileri almaya çalışıyor. Üstelik de bir hayli başarılılar. Bir çok insana zarar verdiler.

Bu yurtdışındakiler ise zevklerimizden vurmaya çalışıyorlar. Bunlar “Polisim. Romanya’dan arıyorum” diyemeyeceklerine göre “Seni çok beğendim” diyorlar. Aklı kafasında değil başka yerlerinde olan erkeklerimiz ise  en basit soru olan, “Sen beni nereden gördün ya hu?” diyemiyor.

İstedikleri şey basit. Aslında bu “Zavallı” genç kızlar Avrupa Birliği üyesi Romanya’dan kaçmak istiyorlar! Telefondan yardım istiyorlar. Onlara mesela bir 100 dolar yollasan otobüs bileti alıp gelebilirler. “Yersen” durumu anlayacağınız. Sesinin tonuna göre bu miktar değişiyor elbet. 100 doları yolladığında ise bir sorun çıkıyor mutlaka. Biraz daha para yollaman gerekiyor.

Bunlara para kaptıran çok kişi olduğunu biliyorum, duyuyorum. Aslında hiç de üzülmüyorum. Uçkurunun derdine düşüp para kaptıranlara müstahak.