​O KAFA

Mehmet Arif DEMİR
Tüm Yazıları
Geçen hafta Bükreş'te Beşiktaş'ın Dinamo Kiev'i yendiği maçtan sonra da Beşiktaş'a değil de Afrika Milli Takımına yenildik türünde açıklamalar yapınca hah dedik Luce'nin kafa da "O Kafa" ile aynı minvalde gidiyor.

Gazetecilik mesleğinin duayenlerinden, günlük köşe yazısı geleneğinin yaşayan efsanesi ve ultra uzun maraton koşucusu Rauf Tamer’in “O Kafa” diye isimlendirdiği bir zihniyet vardı hatırlarsınız. Sürekli negatif enerji yayan, hiçbir şeyi beğenmeyen, geçimsiz, hazımsız, politik olarak iflas etmiş ve devrini tamamlamış artıklar için kullanırdı o deyişi.

Geçen hafta Bükreş’te Beşiktaş’ın Dinamo Kiev’i yendiği maçtan sonra da Beşiktaş’a değil de Afrika Milli Takımına yenildik türünde açıklamalar yapınca hah dedik Luce’nin kafa da “O Kafa” ile aynı minvalde gidiyor.

Gerçi daha sonra AA’ya yaptığı açıklama ile sözlerinin yanlış anlaşıldığını o sözleri Beşiktaş’ı methetmek için söylediğini beyan ediyor Rumen hoca ama hepimiz biliyoruz ki Lucescu’da dilin kemiği pek yok. Önce ağzına geleni langadanak söylüyor sonra tepki görürse ufak bir geri vites ile durumu kurtarmaya çalışıyor. Yıllar önce Galatasaray, Şampiyonlar Ligi’nde oynarken gene bugünlerdeki gibi bir maç erteleme talebi olmuştu da kabul görmeyince “köpekler istedi diye atlar ölmez” diyerek ortalığı karıştırmıştı Beşiktaş ve Fenerbahçe’yi kastederek.

Geçen senelerde bir de; Şampiyonlar Ligi ön eleme aşamasında Fenerbahçe karşısında Kadıköy’de tribünlerle diyaloğa girmiş, Fenerbahçe’yi hakem desteğiyle safdışı bıraktıktan sonra da çiğ-çiğ konuşmuş tecrübesinden ve yaşından beklenmeyecek tavırlar sergilemişti. Bizde biraz azaldı kredisi Rumen Hoca’nın. Jesus öncesi Fenerbahçe ile bir ara adı geçmişti ama son yaşananlardan sonra iyi ki olmamış diyesi geliyor insanın.  

 Marcello Lippi, Sir Alex Ferguson gibi klas hocalarla aynı tertip olmasına ve onlar bu işleri çoktaan bırakıp torun-torba sevme aşamasına geçmelerine rağmen muhtemelen parayı çok sevmesinde olsa gerek hocalığa devam ediyor Lucescu. Brezilya ve Güney Amerika pazarına olan eskilere dayanan erişimi ile ucuza mâlettiği topçuları parlatıp satarak önemli paralar kazandıran bir sistemi var bildiğimiz kadarıyla. Üçe beşe aldığı isimsiz birçok futbolcu özellikle İtalya ve İngiltere pazarında bol sıfırlı bonservislerle şöhret basamaklarını tırmandı uzun yıllardır. Fakat şimdilerde o işler de pek çalışmıyor anlaşılan. 

Ortalığa para saçan Suud takımlarından hiçbirinde Lucescu’nun bir futbolcusunu hatırlamıyoruz en azından bu sezon için. Demek ki o işler de artık eskisi kadar ekmek getirmiyor.

Bir de gittiği takımlarda kendinden sonra görevi devralacak hiç ikinci adam yetiştirmez diye bilinir Lucescu. Varsa kendisi, yoksa kendisi durumları yani anlayacağınız. Bir de oğlu Razvan’ı pazarlamaya çalışır ha bire. Keşke bu kadar negatif bir yazı yazmasaydık ama maalesef yaşadıklarımız bunlar.

Yarın idrak edeceğimiz 30 Ağustos’la birlikte takımlarımıza üstün başarılar diliyoruz. Haydi bastır Türkiye…