KİTAP FUARI SULTANAHMET'E DÖNMELİ

Erol ERDOĞAN 20 Haz 2016

Erol ERDOĞAN
Tüm Yazıları
Geleneklerde yılların birikimi, emeği, alın teri vardır. Onun için estetiktir, mekân-çevre uyumu vardır, ruhumuza ve gözümüze hoş gelir.

Geleneklerde yılların birikimi, emeği, alın teri vardır. Onun için estetiktir, mekân-çevre uyumu vardır, ruhumuza ve gözümüze hoş gelir. Fonksiyoneldir aynı zamanda. Gelenek öyle kolay oluşmaz, yıllar gerekir, çok sayıda unsurun bir araya gelmesi ve uyum göstermesi gerekir. Sahih gelenekleri korumak bunun için elzemdir, eksik yönleri varsa, onları telafi ederek devamını sağlamak şarttır. Yazdıklarım inşallah Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’e, İstanbul Valisi Vasip Şahin’e, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’a, Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir’e ulaşır. İsmini saydığım değerli yetkililerden ‘Türkiye Kitap ve Kültür Fuarı’nın 2017 yılından itibaren tekrar Sultanahmet’te düzenlenmesini istiyorum. Bu talebimi, hem bir yazar ve kitap dostu bir insan olarak, hem de yayıncıları dinlemiş birisi olarak yapıyorum.

Diyanet İşleri Başkanlığının öncülüğünde düzenlenen kitap fuarı 35 yıllık bir geçmişe sahip. 2010 yılına kadar Sultanahmet’te yapıldı. Sonrasında, tüm itirazlara rağmen Beyazıt Meydanına taşındı. Fuar, Sultanahmet’ten Beyazıt’a taşındığı günden beri can çekişiyor. Oysa Sultanahmet’te kitap fuarının geleneği oluşmuştu. Geleneği oluşan ve gayet başarılı devam eden fuarın mekân değişimi sonucunda zayıflaması kitap ve kültür dünyamız için kayıp. Alışkanlıklar önemli. Alışkanlık aynı zamanda kolaylık demektir, suyun kendi yatağında akması demektir. İstanbul’da çok sayıda kitap fuarı olmasına rağmen üç fuar önemli; TÜYAP Kitap Fuarı, CNR Kitap Fuarı, Diyanet Kitap Fuarı. Her birinin anlamı, sosyolojisi, tarihi farklı; her biri bir boşluk dolduruyor. Üç fuar içinde başından beri güçlü olan ama mekân değişiminden dolayı en çok zayıflayan Diyanet Kitap Fuarı oldu. Üstelik Diyanet’in fuarı, kültür geleneğimiz açısından daha özel anlamlara sahip. Öyleyse yanlışa dur demek için daha fazla geç kalınmamalı.

Geleneği oluşmuş güzel bir organizasyonu neden kendi ellerimizde yok ediyoruz?

Ayrıca, bu sene fuarı gezerken yayıncıların buruk bir şekilde “Seneye fuar Yenikapı’ya taşınacakmış” şeklinde kendi aralarında konuşmalarına şahit oldum. Bir şeyin yerini bu kadar değiştirmek iyi sonuç vermez. Fuarın yerini tekrar değiştirerek Yenikapı’ya taşıyacağınıza bindirin bir gemiye ‘gezici fuar’ olsun, liman liman gezsin. Hiç olmazsa bir konsepti olur. Fuarın eski mekânı olan Sultanahmet’e dönmesiyle ilgili iki endişe varmış. Biri iç avluda yapılınca tarihi yapıya zarar verme ihtimali varmış. Öyleyse iç avluda yapılmasın, dış avluda yapılsın. Diğer endişe ise oradaki fuar turistleri ürkütüyormuş. Doğrusu bu gerekçeyi anlamadım. Turist kitaptan ürkmez hatta ilgilenir. ‘Fuarın turistlerin ürkütmesi’ sanıyorum uydurulmuş bir gerekçe. Sözün özü… Kitap Fuarı ile Sultanahmet bütünlemişti. Kitap, cami, meydan arasında meydana gelen ünsiyeti dikkate alalım, kararımızı kitaptan yana verelim, fuarı doğal mekânına döndürelim.