Avrupa Parlamentosu yine bize ders vermeye, akıl öğretmeye soyundu. Bir ilerleme raporu hazırlamışlar ki bugüne kadar Türkiye’yi en sert şekilde uyaran raporlardan biri. Keşke şu raporu Türkiye ve Avrupa Birliği arasındaki mülteciler anlaşmasından önce Avrupa Parlamentosu’nda kabul etselerdi de biz de onlara gerekeni yapsaydık… Türkiye’ye insan hakları ve yüksek değerler dersi vermek hep Avrupalılara, Amerikalılara kalmış…Evet, Türkiye’de her şey bir gül bahçesi değil. Ama etrafı yangınlarla çevrili aynı zaman da iç düşmanlarla boğuşan bir ülkede bazı şeyler tabi ki olağan üstü tedbirler gerektirecek.

Evet, mülteciler anlaşması Türkiye sayesinde saat gibi işliyor. Türkiye Yunan adalarından mültecileri kabul etmeye başladı. Ama hep Türkiye iyi niyet gösteriyor ve üstüne düşeni yapıyor. Bakalım AB ne zaman gerçek manada elini taşın altına koyacak? Peki Türkiye’yi idare edenler şu mültecilerin hepsini Avrupa içlerine sürseydi, onlar o ülkelerin kapılarını yıkıp girselerdi o “medeni” Avrupa ülkeleri ne yapacaktı? Geçtiğimiz aylarda ne yapabileceklerinin bir kısmını çok açık bir şekilde gördük… Daha bir avuç insanı bile süründüren, onlara bir hayvana bile reva görülmeyecek muameleyi hak gören bir Avrupa kitle halinde mülteci akınına uğrasaydı acaba insan haklarını ve şu dillerinden düşürmedikleri yüksek değerleri nasıl askıya alıp o insanları hunharca telef ederlerdi? DAİŞ’e karşı Fransa’nın olağanüstü hal ilan etmesi, Belçikalıların insan haklarını rafa kaldırmaları ortada. Hükümetimiz Avrupa Parlamentosu tarafından kabul edilen Türkiye ilerleme raporunu yok sayıyor. İyi de bu ne bizi rahatlatıyor  ne de Avrupa’da Türklerin genel olarak rencide edilmelerini önlüyor. Biz AB’nin serbest bırakılması bir sürü şarta bağlı olan 3 milyar Avrosuna mı muhtacız? Şu ana kadar zaten vergi verenlerimizin cebinden bu kadar para çıkmadı mı? O zaman elimizin tersiyle AB’yi bir tarafa savurup al mültecileri çal başına, şimdi sen düşün demenin zamanı gelmedi mi?