GENÇLERE EYVALLAH , İSTİSMARCILARA STOP!

Erol ERDOĞAN 23 Haz 2016

Erol ERDOĞAN
Tüm Yazıları
İstanbul Erkek Lisesi mezuniyet törenindeki ilginç protesto ile başlayan ve hızla ülke geneline yayılan liselilerin eylemlerini vesile yaparak yedi maddede görüşlerimi paylaşmak istiyorum.

İstanbul Erkek Lisesi mezuniyet törenindeki ilginç protesto ile başlayan ve hızla ülke geneline yayılan liselilerin eylemlerini vesile yaparak yedi maddede görüşlerimi paylaşmak istiyorum.

Bir: Gençken hep bir itiraz, hep bir sorgulama, hep bir şüphe hali vardır. Gençliğin doğasındandır bu. İster anne-baba, ister öğretmen, ister devlet olalım, gençliğin doğasından kaynaklanan ve istismar barındırmayan yan bakmalara, ses yükseltmelere, itirazlara kulak kabartalım, gençleri kalbimizle dinleyelim. Gençler, yaratılış fıtratına yakındır, iyi bir iletişimi karşılıksız bırakmazlar.

İki: Fikir, icraat ve hizmet olarak kendini gösteremeyen siyasi örgütler, enerjisi yüksek gruplardan yararlanmak ister. Bu bazen işçiler olur, bazen gençler olur, bazen ayrımcılığa uğrayan kitleler olur. Böyle durumlarda doğal ve haklı tepki sahipliği ile araçsallaştırmayı (istismar, kullanma) ayırt etmek gerekir.

Üç: Liselilik, gençlik, delikanlılık, genç kızlık… Hepsi enerjinin zirvede olduğu dönemler. Gençler, dibini görmediği suya atlayarak değil, kendi özgünlüğünü kaybetmeden yapmalı tartışmalarını. İleride “Kullanılmışız, alet edilmişiz, başka hesaplara kurban edilmişiz” dememek için gençlerin akıllarını başkalarına emanet etmemeleri gerekir.

(Üç): Eğitim sistemimizin sorunları var. Düne göre eğitimde çok iyi olduğumuz, iyi olmadığımız durumlar var. Eğitim politikalarını tartışmak en çok gençlerin hakkıdır, ama bir genç bunları kendi inisiyatifi içinde tartışmalı, direksiyonda kimin olduğunu bilmediği yerlerde değil. Akıl ve muhakeme yetilerimiz varken nefrete teslim olursak oyun kurucuların işine-dişine yarar. Biz, biz olmayız o zaman, attığımız sloganlar başka yerlere düşer.

Dört: Liseli gençler “Laiklik” diyor. Sevgili gençler laiklik dediğiniz şey, bu ülkede darbecilerin ve baskıcı hükümetlerin Aleviler, Sünniler, Hristiyanlar yani farklı inanç mensuplarına karşı kullandığı bir sopa oldu yıllarca. Maalesef, laiklik devletin her dine aynı mesafede durması değil her inanca baskı yapması olarak kullanılmıştır. Biz birlikte yaşamı, inançlara saygıyı bayrak yapmalıyız. Bir konuda sözünüz varsa, her şeyi o sözünüzün yanına kulp olarak takmayın. Sözünüzü temizce söyleyin. Hatta bağıracaksanız temizce bağırın.

Beş: Mevsim şartlarından dolayı lise eylemlerinden şimdilik ‘Gezi’ benzeri bir kalkışma beklemiyorum. Bu eylemler, Eylül ile başlayacak yeni eğitim dönemine hazırlık olabilir. Onun için süreci soğukkanlılıkla yönetmek lazım.

Altı: Türkiye’de hiçbir siyasi ve fikri cephe, gençliğe yeterince ulaşamıyor. Sözgelimi İslamcı-Muhafazakâr geniş çizgi sandıkta yüzde 70’leri aşıyor olmasına rağmen etkileşim içinde olduğu genç, ülkemiz gençliğinin yüzde 10’u bile değil. Gençlik olaylarını tartışılırken fikri ve insanî derdi herkes işin bu yönünü de düşünmeli. Evet, ortada bir problem var ama bu problemde derin ve düşman yapıların kötü emelleri kadar bizim ihmallerimiz de etken.

Yedi: Gençlik, kültür, eğitim, spor ve kentleşme politikalarımızı gözden geçirme zamanımız çok geçti. Bunların hepsi liselilerle ilgili çünkü.