ÇİN GELİYOR

Hasan KÖNİ 12 Nis 2016

Hasan KÖNİ
Tüm Yazıları
1908 yılında İngiltere'ye istihbarat raporu gönderen İngiltere'nin Almanya büyükelçisi raporunda; Almanya ekonomisinin ve dolayısıyla siyasal etkisinin hızla geliştiğini ancak dünyanın iki hegemonu kaldıramayacağı için büyük bir savaşa hazırlanılması gerektiğini bildiriyordu.

Çin geliyor

            1908 yılında İngiltere’ye istihbarat raporu gönderen İngiltere’nin Almanya büyükelçisi raporunda; Almanya ekonomisinin ve dolayısıyla siyasal etkisinin hızla geliştiğini ancak dünyanın iki hegemonu kaldıramayacağı için büyük bir savaşa hazırlanılması gerektiğini bildiriyordu. Günümüzde büyük bir savaşı göze alacak hiçbir ülke kalmadığı için artık büyük ekonomilerin mücadeleleri; küçük savaşlar, ekonomik yardımlar, kitlesel  üretim, innovasyon yeni ulaşım yolları ve  malların depolanacağı yeni limanlara yerleşmek biçiminde olacak gibi gözüküyor.

            Bu hususta Batılı ülkelerin en büyük rakibi  tüketim malları üretme kapasitesi ile Çin. Çin’in Cosco devlet firması Yunanistan’ın en geniş ticari limanı olan ve genişletilmesi devam eden Pire limanının %51’ni 280 milyon avroya satın almış bulunuyor. Beş yıl sonra limanın %16’sı daha satın alacak. Yunanistan Çin malları için Batı deniz terminali rolü oynayacak. Çin tek ol projesi ile Merkezi Asya ve Avrupa’ya birbirine bağlayan yeni bir ekonomik kuşak oluşturuyor. Cosco’nun Yunanistan ile yaptığı anlaşmanın toplam miktarı 15 milyar dolar. Aynı firma Türkiye’de Ambarlı’da ki Kumport Terminalinin %65’ni 940 milyon dolara almıştı. Bu gelişme de Çin’in , ”Kuşak ve yol” projelerinden biri.

            Çin aynı zamanda Afrika’da önemli yatırımlar yapıyor.Buradaki amacı ham maddeler, küresel siyasal etkisinin artması ve yükselen pazarların getireceği büyüme olanakları. Çin ‘in kendisi de yükselen Pazar olduğu için bu pazarlarda tüketimin ne kadar hızlı artacağını biiyor. Çin, Afrika’da hemen her pazarda var. Madencilik, enerji, gıda işlemlemeleri, alt yapı yatırımları, liman inşaası, telekomünikasyon ve taşımacılık başlıca yatırım alanları. Çin’in  yatırımları şimdilik bu kıtada 200 milyar dolar kadar. Bu miktar 1930 yıllarında Suudilerle anlaşıp Arap yarım adasının ticaretini ele geçiren Amerika’nın iki katı. Amerika’nın yumuşak güç olarak  önümüzdeki on sene içinde Afrika’ya yardımı 14 milyar dolar olacak. Çin aynı dönem içinde 175 milyar dolar yatıracak. Çin’in Ortadoğu yatırımları ise 55 milyar dolar kadar. Genellikle alt yapı ve enerji yatırımları. Mısır’la  5 yıllık plan çerçevesinde 15 milyarlık elektrik, ulaşım ve alt yapı projeleri anlaşması var. Hatta, İsrail ile Teknoloji, innovasyon ve yatırım zirvesi yapıyor.

            Buz çağından sonra buzların erime ağına giren dünyamızda yeni ticaret yolları açılıyor. Açılan en yeni yollardan biri:” Kuzey Geçişi” olarak adlandırılan Şanghay’dan Almanya’nın en büyük ticaret limanlarından Rotterdam kutuplardan giden deniz yolu.

Çin, epeyi uzağında olmasına karşın kendisini “Arktik yakını” bir ülke olarak tanımlıyor. İnanılmaz bir şekilde Arktik yolu üzerindeki Svalbard takım adalarında 1920’de ticaret   anlaşması yapmış. Çin’in Kuzey Denizi üzerinden Avrupa’ya deniz yoluyla ulaşması için 15.793 km. deniz yolu yapması gerekiyor. Eğer mallarını Süveyş kanalı üzerinden taşırsa bu mesafe 19550 km kadar. Çin, Batılı ülkeler üzerinden, yoğunlaştırılmış gaz, likit doğal gaz, demir cevheri, tüketici maddeleri alıyor ve büyük konteynerle Avrupa’ya kendi üretimlerini gönderiyor. Tabii Çin’in Latin Amerika’nın enerjiye sahip ülkeleriyle yakın ilişkileri var.

            Amerika’nın, Çin’in Pasifiğe açılımasını önlemek için, Kuzey Çin denizindeki sınırlarını tanımaması karşısında Çin Pakistan’la teröre karşı ortak hava operasyonları yapıyor ve ticaretini ipek yolu gibi eni kuşaklarla Amerikan donanmasının uzağından yapmaya çalışıyor. Amerika ve İsrail’in Hindistan’la olan ilişkilerini dikkate  alarak Hintli Müslümanların teröründen çekinen Hindistan’la savunma konusunda işbirliği yaparak iki tarafın askeriyesi arasında karşılıklı güven oluşturuyor. Herhalde, Çin, “İpek Yolu” gibi ticari kuşağını tamamladığında yoğun olarak Türkiye’ye yatırım yapmak zorunda kalacaktır. Bizde o zamana kadar 4 milyar insanın yaşadığı ve ekonomik gelişme için nüfusun gerekli olduğunu bildiğimizden  bu alan için hazır olacağız.

            Amerika’da bulunduğum yılların ilk senelerinde oda arkadaşım olan ve şimdi Taian Üniversitesinde uluslararası ilişkiler profesörü olan Chiang Chiaung-takma adı Aleks”ti- bana.” bize benziyorsunuz Asyalılar gibi dost ve arkadaş canlısınız ve arkadaşınızı küçümsemiyorsunuz” derdi. Bende:”bizde  altı nesil önceden gelen Anadoluyla karışmış bir uygarlık olduğunu belirterek Batılılar bırakırsa daha çok dost olabiliriz”,  demiştim. Chiang, Tayvan’lı olduğu için 1970’li yıllardaki Çin’i pek beğenmezdi. Şimdi  Kıt’a Çin’inde acaba konferans vermeğe gidiyor mudur?. Ancak, ayrılmadan önce Türkleri anladım demişti.