New York'ta ise milyonlarca öğrencinin uzaktan eğitimde kullanacağı bu uygulama güvenilir bulunmaması nedeniyle yasaklandı.
Koronavirüs, özellikle eğitim hayatında önemli değişikliklere neden oldu…
Tedbirler nedeniyle yapılan uzaktan eğitim, öğrencilerle öğretmenleri Zoom programında buluşturuyor.
Güvenlik açısından iyi mi, kötü mü çok tartışılmaya başlandı ancak geçen gün okuduğum bir haber meseleyi daha ciddi bir şeklide ele almamızı gerektirebilir.
ABD’de lise öğrencilerinin video konferansı sırasında, derse dışardan bağlanan bir kişi ırkçı hakaretlerle öğrencilere saldırıyor ve konferansta ciddi bir endişeye neden oluyor…
Bu olaydan sonra ABD’nin California eyaletinde Zoom uygulamasının kullanımı bekletilmeye başlandı.
New York'ta ise milyonlarca öğrencinin uzaktan eğitimde kullanacağı bu uygulama güvenilir bulunmaması nedeniyle yasaklandı.
Program, derslerimizde açıkçası çok işimize yarıyor. Öğrencilerimle tele konferanstan aldığımız verim de yüksek.
Ancak yine de güvenlik kaygısı taşımamak elde değil.
Uzmanların işaret ettiği o kaygılar ise şöyle sıralanıyor…
“Zoom toplantısını başlatan kişi, katılımcıların aktivitelerini izleyebiliyor, Zoom pencereleri nerede aktif nerede değil görebiliyor…
… Uygulama ayrıca, yöneticilere kullanıcıların aktiviteleriyle ilgili ayrıntılı performans
değerlendirmesi yapabiliyor, toplantı süreleri ve sayısı temelinde sıralama görebiliyor…
… Bir kullanıcı Zoom aracılıyla herhangi bir konuşmayı kaydediyorsa, yöneticiler bu içeriğe erişebilir…
… Bir toplantı devam ederken veya bittiğinde yöneticiler her bir katılımcının işletim sistemi, IP adresi ve konum verisi, chat bilgisini görebiliyor...”
Biz de dikkat edelim.
***
Virüsün melodisi
Bu hafta yaşadığımız en ilginç gelişmelerden biriydi bu.
“Koronavirüs melodisi…”
Bilim insanlarının virüs oluşturan yapıları müzikal bir forma dökmesi hayli dikkat çekiciydi. Ve elbette yapay zeka sayesinde oluşturulan melodilerle elde edildi virüs melodisi.
Virüsü inceleyen bilim insanları titreşimleri yapay zeka vasıtasıyla ve seçtikleri enstrümanlar aracılığıyla sese dönüştürdü.
Neden yapıldığını ise çalışmanın başındaki bilim insanı ABD’li Profesör Markus Buehler şöyle açıklıyor…
"Tüm canlıların yapısında bulunan nanoskopik objeleri göremiyoruz ama oluşturduğumuz bilgisayar algoritması, bu yapının maddi dışavurumunu duyulabilir hale getirmemizi sağlıyor. Bu melodi yeni koronavirüsün sivri uçlu proteininin amino asit dizimi ve yapısının müzikal bir tasviri"
Bilim insanlarına göre, oluşturulan bu melodi, mikroskop altında kaçırma ihtimali bulunan ayrıntıların fark edilmesine yardımcı olacak. Ve bu titreşimli yapıyı anlamak, özellikle ilaç araştırmaları için kritik önemde.
Japon çalgısı koto ile elde edilen ve yaklaşık 1 buçuk saat süren bu melodiyi dinlemek için linki kullanabilirsiniz.
https://soundcloud.com/user-275864738/viral-counterpoint-of-the-coronavirus-spike-protein-2019-ncov
Aralıksız dinledim.
Bu vahşi virüse karşı bir nebze de olsa psikolojik rahatlama sağladığı kesin.
***
Bilgi kirliliğinden korunmak…
Nereden geldiği belli olmayan tuhaf ses kayıtları bir bir düşüyor telefonlarımıza.
Bir ses “Arkadaşlar…” diye başlıyor, tedirginliğimizi iki katına çıkaracak olaylar anlatıyor. Kimdir, kimin nesidir bilmiyoruz ama anlattıklarını dinleyip ürküyoruz.
Ya bir akrabası bir hastanede gördüklerini o sese anlatmış o da bize anlatıyor,
ya da bir taksicinin “geçen gün onlarca hastayı bilmem nereye taşıdığının” hikayesini aktarıyor.
O tuhaf kayıtlar nasıl oluyorsa bir anda tüm telefonlara düşebiliyor.
Bu yolla korku, kaygı, endişelerimizi de hızla artırıyorlar…
Psikiyatristler,
kriz anlarında bu asılsız haberleri yayanların, ciddi anlamda bir kişilik bozukluğu içerisinde olduklarına vurgu yapıyor.
Bizlerse hazırlıksız yakalandığımız bu haberlere çoğu zaman inanıyor, paniğe kapılıyor ve o panikle sevdiklerimizi uyarma ihtiyacı duyuyoruz.
Elbette kişilik bozukluğu etkisi altında olanlar, sadece telefon mesajları ile değil sosyal medyadaki bilgi kirliliğinin sebebi olarak da karşımıza çıkıyorlar.
Unutmayalım ki, asılsız bilgi salgını koronavirüs salgını kadar bizleri tehdit ediyor.
***
“Sadece iyi olduğundan emin olmak istedim…”
Biri 5 yaşında, diğeri ise 93…
İkisi de koronavirüs nedeniyle evlerinden çıkamıyor.
İngiltere’de bir kentte, Wolverhampton’da bir kız çocuğu, 93 yaşındaki yan komşusuna bir mektup gönderiyor.
Mektubu sosyal medyada gördüğümde gözlerim yaşardı.
Çünkü öylesine insani bir mesaj var ki,
Dünyayı yeni tanıyan bir kız çocuğu, belki de hayatının son demlerini yaşayan 93 yaşındaki bir adamın sağlığından endişe ederek ona moral vermek istiyor
Önce karta bir gökkuşağı çiziyor 5 yaşındaki Karin, altına da şu cümleleri döküyor.
"Merhaba, benim adım Karin. Beş yaşındayım. Koronavirüs nedeniyle evde kalmak zorundayım. Sadece iyi olduğundan emin olmak istedim. Yalnız olmadığını hatırlatmak için sana bir gökkuşağı çizdim. Yazabilirsen lütfen bana yaz. 9 numaradaki komşun."
93 yaşındaki Ron ise mektuba çok geçmeden yanıt veriyor:
"Merhaba Karin. Mektubuna ve hatırımı sormana çok sevindim. Senin gibi ben de dışarı çıkamıyorum, bu yüzden beni düşündüğün için çok memnun oldum. Benim adım da Ron. 1955'te bu sokağa ilk ben taşındım ve o zamandan beri de buradayım. Koronavirüste durum çok kötü. Virüsü yenmek için hepimiz elimizden geleni yapmalıyız. Umarım hepimiz bunu sağlıklı bir şekilde atlatırız. 24 numaradan Ron."
“Yalnız olmadığını hatırlatmak için sana gökkuşağı resmi gönderiyorum” diyen Karin’in olsun dünya…
Çok yaşasın iyilik…
***
Günün sözü
Hastalıkları eritmek hususunda en kuvvetli tabip, neşeli düşüncelerdir. Kederlere ve ıstıraplara galebe çalacak, en büyük teselli de güzel niyetlerdir.
James Ailen