CHP "adalet" kamuflajlı FETÖ yürüyüşünü tüm hızıyla devam ettiriyor.

CHP “adalet” kamuflajlı FETÖ yürüyüşünü tüm hızıyla devam ettiriyor.

Demokratik yollar dışında mücadeleyi sokaklarda ve darbelerde aramayı alışkanlık haline getiren CHP’nin bu yürüyüşünün FETÖ’nün kumpaslarına sahip çıkmak için yaptığını bilmeyen yok.

Ben aslında bu yürüyüşe en büyük tepkiyi gerçek Atatürkçülerden beklerdim ama onlardan da böyle bir tepki göremedim. Herhalde partilerinin FETÖ için yürüyüşünden memnun olsalar gerek!

Bu işin gerçek kısmı bir de şaka gibi diyebileceğimiz durumlarda olmuyor değil.

Yürüyüşün başlamasından bugüne 10 gün geçti ama CHP’li milletvekili Barış Yarkadaş yürüyüşü konu alan bir kitap çıkardı bile.

Hangi ara yazdı, hangi ara basıldı, hangi ara yürüyüşü bıraktı kitap yazmaya koyuldu bilmiyoruz tabi.

Ama 10 günde kitap yazmak bir rekor olsa gerek.

Tabi yerseniz!

Biz de yemiyoruz ve aslında bu yürüyüşün daha önceden nasıl kurgulanmış olabileceği ihtimali üzerinde duruyoruz.

Barış Yarkadaş’ı genellikle kapatılan FETÖ’cü kanalların ve gazetelerin önünde görüyorduk.

FETÖ’nün yayın organlarına canhıraş bir şekilde nasıl sahip çıktığını tecrübe etmiştik.

Şimdi de 10 günde “adalet” kitabı yazarak başka marifetlerinin olduğunu da öğrendik.

E şimdi ortada bir soru duruyor öylece...

10 günde kitap yazılıp çıkıyorsa bu yürüyüş önceden “birileri” tarafından belli amaçlar için mi kurgulandı?

Yoksa bunların hepsi birer “tesadüf” mü?

***

Üniversitelerimiz gerçekten üniversite mi?

Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri mezuniyet töreninde rektör konuşurken sırtlarını dönerek güya rektörü protesto etmişler.

Tribünlerde oturan öğrenci yakınları da bu protestolara alkışla karşılık vermiş.

E herhalde devrim tamamlanmıştır, dağılabiliriz!

Batı’da okuyan öğrenciler tıpla, kimyayla, fizikle ve sanatla uğraşarak ortaya yeni ürünler koyarken bizim öğrencilerin en büyük mucidi sırtlarını dönerek protesto etmeleri.

Bir de bu ülkenin en yüksek puanlı üniversitelerinden biri bu.

E bu noktada ODTÜ’den de bahsetmezsek olmaz.

ODTÜ’lü kendini “devrimci” sanan bir grup öğrenci tuvalet icat etmiş. Bu tuvaletin özelliği kadın ve erkeklerin ortaklaşa bir şekilde kullanacak olmasıymış.

Şaşkınlığınızı buradan dahi görebiliyorum, biz de böyle “sivri zekalı” öğrenciler oldukça bu ülkenin sırtı yere gelmez!

Lakin tüm bu olanlara ses çıkarmadan, devletin atadığı rektöre böyle saygısızlığı es geçerek, ODTÜ’nün skandallarla gündeme gelişini normalleştirerek bir adım dahi ileri gidemeyiz.

Üniversitelerle ilgili olarak yapmamız gereken çok şey var.

Bir de o meşhur sözü söyleyenler haksız mı şimdi?

Neydi o söz... “ODTÜ yıkılsın, yerine üniversite yapılsın!”

***

FETÖ için değil, şehitlerimiz için yürüyün!

PKK tarafından katledilen Aybüke Öğretmen’e acımız dinmeden yeni bir acıyla karşılaştık.

PKK’nın kaçırdığı Necmettin Öğretmen’in terör örgütü tarafından şehit edildiği iddia edildi.

Bu iddiayı Tunceli Valiliği yalanlasa da Necmettin Öğretmen hala kayıp. Şehit edildiyse de bilmiyoruz.

PKK pırıl pırıl öğretmenlerimizi böyle şehit ederken devlet terör örgütleriyle amansız bir mücadele yürütüyor.

CHP ise terör örgütü FETÖ’nün ihanetlerine sahip çıkmak için yollara koyuluyor.

Aybüke ve Necmettin Öğretmen için yürümeyenler casuslar için yürüyor.

Hiçbir 15 Temmuz şehidinin ailesini ziyaret etmeyen, gazilerimizin yanında olmayan CHP, FETÖ için “adalet” kamuflajıyla sokaklarda.

Sezgin Tanrıkulu PKK’lılara taziyeye giderken bu şehitlerimizin evlerinin önünden bile geçmiyor.

Böyle bir muhalefet partisi olur mu?

Devlete karşılık terör örgütlerine sahip çıkan bu muhalefet partisiyle nereye kadar böyle?

***

Not: 10 Ağustos’tan beri aralıksız bir şekilde haftada üç gün bu köşede sizlerle buluşuyoruz. Açıkçası birazcık yorulduğumu hissetmeye başladım. O nedenle siz değerli okurlarımdan bir süreliğine izin istirham ediyorum. 5 Temmuz Çarşamba günü bu köşede tekrardan buluşalım. Bayramınız mübarek olsun efendim.