Yıllardır 25 Aralık Noel gününden Ocak ayının onuna kadar değişik tatil turları pırıl pırıl parlayan şehirlere ve bol eğlenceli gezilere katılırdım.
Yıllardır 25 Aralık Noel gününden Ocak ayının onuna kadar değişik tatil turları pırıl pırıl parlayan şehirlere ve bol eğlenceli gezilere katılırdım.
Ama, 2020 yılı öyle bir geldi ki evden çıkamaz olduk. Farklı ülke ve şehirlerde Noel atmosferinin tadını çıkarmak ve yeni arkadaşlarla tanışmak için birkaç haftalığına Avrupa'ya gittiğimizde, tüm dünyanın insanlarını caddelerde ve meydanlarda görürdük. Kendi kültürlerine göre eğlenceli bir ortam oluşturup bu tatili değerlendirirlerdi. Orada bulunan yüzlerce insan, gelecek yıl ne olacağını bilmeden o an ki zamanın tadını çıkarıp, güzel dilekler dileyip evlerine giderlerdi. Bu yıl ise hepimiz evlerimizden çıkamaz olduk.
Benim tek başına yaşayan yaşlı annem bizimle olmak bize güzel yemekler hazırlayabilmek için günleri sayıyordu. Şimdi biraz hüzünlü. Çünkü, artık evinde yapayalnız yeni bir yıla girecek ve dualar edecek belki gelecek yıl hep birlikte olalım diye.
Zor bir yılı kapattık sayılır, Avrupa'da ve dünyanın değişik büyük şehirlerinde ışıltılı Aralık Noel pazarlarına gidip alışveriş yapan ve renkli kağıtlara sarılmış, süslü bağcıklarla bağlanmış hediyeler alıp sevdiklerine veren insanlar bu yıl ne yazık ki yok. Seyahat yok, alışveriş yok, iş yok, okul yok sadece güvenli ve sağlıklı olmak için evde kalmak var.
Avrupa'nın en güzel Noel pazarlarının Prag'da (Çek Cumhuriyeti), Helsinki'de (Finlandiya), Nuernberg'de (Almanya), Dresden'de (Almanya), Aachen'de (Almanya), Talinn'de (Estonya) olduğu söyleniyor. Köln'de (Almanya), Edinburgh'da (İskoçya), Colmar'da (Fransa), Brüksel'de (Belçika), Trento'da (İtalya), Budapeşte'de (Macaristan) ve Viyana'da (Avusturya) ve daha pek çok yerde de rastlayabilirdiniz. Örneğin Helsinki'deki Noel pazarı, Avrupa'daki diğer pazarlardan tamamen farklı.
Ama 2020 Noel Pazarı artık e-ticaret sitelerinden yapılıyor ne yazık ki. Sevdiklerinize internetten aldığınız hediyeler onlara yine kuryeler vasıtasıyla ulaşıyor. Aslında hediyeler sayesinde bir sevinç oluyor. Ama biraz buruk. Bu aralık ayının 25’inde yani ecnebi dostlarımızca kutsal olan günde hediye verme geleneğinin hikayesi de Noel baba için yazdığım bölümde saklı. Bakalım yakalayabilecek misiniz?
İşte gelin durum böyle iken ben size yıllar öncesinden başlayarak yılbaşı zamanında gittiğim ülkelerden birkaç fotoğraf paylaşayım.
Bu arada Size Noel babanın da kısa hikayesini anlatmakta yarar var. Bildiğiniz gibi Noel baba, biraz da reklamcıların gayretiyle Finlandiya’nın Lapland bölgesinde yaşamış ve evi de Rovaniemi şehrinde diye anlatılıyor. Oysa bu iyi bir turistik pazarlamadan başka bir şey değil. Çocukların büyük bir heyecan ile hediye bekledikleri Noel Baba bir Anadolu insanıdır. Doğumu ve ölümü yaşadığımız bu topraklarda olmuş. Aziz Nikolas yani bilinen adıyla Noel baba, Patara’da doğmuştur. Hem de taaa milattan sonra üçüncü yüzyılda. Hem eğitim almak hem de değişik insanlar tanımak için birçok Ortadoğu ülkesini ve Mısır’ı ziyaret eder ve sonra dönüp Anadolu’ya Antalya’nın Demre ilçesine yerleşir ve burada vefat eder. Eski adı Myra olan bu antik kent, Hristiyan dininden olan turistler tarafından çok sevilip ziyaret edilir.
Noel babanın bu alemde pek meşhur olma hikayesi de yardım sever bir insan olmasındandır. Rivayete göre, Demre’de Hristiyan gelenekleri, eskiden kızların evlenebilmesi için çeyizlerinin olmasını şart koşarmış. Bir gün Aziz Nikolas evine giderken açık bir pencerenin önünde içeriden gelen sesleri ve ağlayan bir kızın hıçkırıklarını duymuş. Dikkat kesilince, fakir bir ailenin üç kızından en büyük olanının, kardeşlerinin evlenebilmesi için babasından kendisini esir pazarında satmasını ve aldığı parayla kardeşlerine çeyiz yapmasını istediğini işitmiş. Bu duruma çok üzülen Aziz Nikolas, gece herkesin uyuduğu bir saatte pencereden içeri bir kese altın atmış. Aile sabah uyandığında bir mucize olduğunu görüp, bu sefer de sevinç göz yaşları dökmüş. Bilin bakalım tarihler hangi günü gösteriyormuş. Evet doğru bildiniz. 25 Aralık. Gelecek sene de Noel baba yine o aileye altın dolu kese atmış pencereden. Böylece ikinci kızımız da mesut bir yuva kurmuş. Halk şaşkın ve sevinçle her 25 Aralık sabahı fakirlerin evlerinin kapısına hediyeler koymaya başlamış. Böylece hani anlattığım Noel pazarları geleneği var ya… İşte o kültür bu sayede ortaya çıkmış. Üçüncü kıza ne mi olmuş? Durun onu da anlatayım. Aziz Nikolas üçüncü kız için de üçüncü yılın aralık ayının 25’inde o fakir ailenin evinin önüne gitmiş. Ama o yıl hava kar kış çok soğuk. Pencere kapalı. Noel Baba hemen bir çözüm bulmuş ve dama tırmanıp bu sefer keseyi bacadan aşağı atmış. Altın dolu kese bu sefer çorbanın içine düşmüş. Ve mutlu, bereketli bir düğün için çeyiz olmuş. Hani derler ya gökten üç elma düşmüş. "Biri bu masalı yazana, biri anlatana, biri de okuyana" kalın sağlıcakla.
Haa unutmadan hatırlatayım, Patara’da doğup Psikoposluk yaptığı Myra’da hayata gözlerini yuman Aziz Nikolaos, nam-ı değer “Noel Baba” adına yaptırılmış mezar onun adıyla anılan Demre’deki kilisesinde ziyaretçilerini bekliyor.
Sizin için geçtiğimiz yıllarda birçoğunu ziyaret ettiğim birbirinden güzel Noel pazarlarından fotoğraflar seçtim. Hepsinin bir şekilde farklı karakterleri, kültürleri var ve görülmesi, içinde olunması, yaşanması çok ilginç anılar barındırıyor.
New York Yılbaşı Ağacı ve önündeki buz pisti çok ilgi çekiyor ve hiç boş kalmıyor.