ABD'nin kuyruğuna takılıp Venezuela'da demokrasiyi devirmek isteyenleri destekleyen bazı AB üyesi ülkeler olduğu gibi Venezuela'ya müdahaleye kesinlikle karşı olan 13 AB üyesi ülkenin olması gerçekten sevindirici bir durum.
İşte o 13 ülkeden biri de Yunanistan. AB üyesi Yunanistan ve AB üyelik adayı Türkiye, askeri cuntaların ve faşist darbelerin ne anlama geldiğini bizzat çok acı deneyimlerle yaşamış iki ülke. İki ülkede de üniformalı faşist subaylar birçok acıya neden oldular. Yunanistan, faşist Albaylar Cuntası altında uzun yıllar çok acı çekti. Türkiye’de ise 1960 yılında darbe yapan askerler demokratik seçimle işbaşına gelmiş bir Başbakanı ve iki bakanını idam ettiler. 1971 ve 1980 yıllarında darbe yapan faşist subaylar çok sayıda insanın idamına ve katledilmesine neden oldular. Son olarak Türkiye, 15 Temmuz 2016 tarihinde kanlı bir faşist darbe girişimini Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ı destekleyen Türk milletinin kahramanca direnişi sayesinde engelledi.
Kısacası hem Yunanistan hem de Türkiye elbette çok haklı nedenlerle Venezuela’ya müdahale etmeye kalkan ABD’ye ve onu destekleyen bazı AB üyesi ülkelere karşı tavır almaktalar. Venezuela'nın seçilmiş Devlet Başkanı Nicolas Maduro’yu ve demokrasiyi savunan halkın yanındalar.
Türkiye Devlet Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras, demokrasinin değerini iyi bilen iki devlet adamı 5 Ocak 2019 tarihinde Ankara’da bir araya geldiler. Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras, 6 Ocak 2019 tarihinde de İstanbul’daydı.
Aralarında tarihten ve de günümüzden kaynaklanan sorunlar olan Türkiye ve Yunanistan liderlerinin bu buluşması ve iki ülke arasında diyaloğa verdikleri önem çok değerli. Türkiye ve Yunanistan, Ege adaları, Kıbrıs, Batı Trakya Türkleri, Türkiye’deki darbeci faşistlerin ya da teröristlerin Yunanistan’da sığınma olanağı bulması gibi birçok henüz çözülmemiş sorun nedeniyle “komşu” ama “tam dost” olamayan iki ülke. Hatta aralarındaki sorunlar çoğu kez Türkiye’nin AB üyeliğini engellemek amacıyla bazı AB üyesi ülkeler tarafından da istismar edilmekte. AB’de yıllarca Yunanistan, Türkiye’nin AB üyeliğini engelleyen ülke olarak gösterildi. Oysa gerçek biraz daha farklıydı. Yunanistan kasıtlı olarak hep öne sürüldü. Asıl karşı olan ülkeler hep Yunanistan’ın arkasına saklandılar.
Aynı oyun şimdi de Türkiye’de kanlı darbe girişimini gerçekleştiren terör örgütüne yönelik olarak oynanmakta. 15 Temmuz 2016 darbe girişimi sonrası 16 Temmuz 2016 tarihinde askeri bir helikopter ile Yunanistan’a kaçan teröristlere Yunanistan’da sığınma hakkı tanınması için bir AB üyesi ülke çok baskı yaptı. Yunanistan Başbakanı Çipras daha ilk günden bu darbeci teröristleri iade etmek niyetindeydi. Ancak Yunanistan’ın içinde bulunduğu ekonomik krizi fırsat bilen bir güçlü AB üyesi ülke buna izin vermedi. Çünkü söz konusu ülke aslında Fetullah Gülen’ci terör örgütü FETÖ mensupları için tam bir “otel “konumunda. Yunanistan’ın teröristleri iade etmesi halinde bu ülke çok zor durumda kalacaktı!
İşte bu koşullarda Ankara’da gündeme gelen görüşmelerde Türkiye Devlet Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, haklı olarak ”Türkiye olarak Yunanistan ile aramızdaki tüm meselelerin hakkaniyet temelinde, barışçıl şekilde çözülebileceğine inanıyorum. Yunanistan'dan beklentimiz FETÖ, PKK, DHKP-C terör örgütü mensuplarının sığındığı güvenli bir ülke haline gelmemesidir. Yaptığımız görüşmelerde FETÖ'cü darbecilerin ülkemize iadesine yönelik beklentilerimizi Yunanlı dostlarımızın bir kez daha dikkatine getirmiş olduk. Bu konuda komşumuz Yunanistan'dan daha çok iş birliği bekliyoruz. Milletimizin, şehit ailelerimizin ve 15 Temmuz gecesi FETÖ'cü alçaklar tarafından yaralanan 2 bin 193 gazimizin beklentisi de budur. İnşallah önümüzdeki dönem bu beklentilerin karşılandığı bir dönem olacaktır."" deme ihtiyacı duydu.
Başkan Erdoğan, görüştükleri konular arasında terörle mücadelenin de bulunduğunu anlatarak, Türkiye ve Yunanistan'ın terörün kanlı yüzünü iyi bilen iki ülke olduğunu, bu meselenin komşuluk ve müttefiklik hukuku bağlamında ele alınmasının son derece önem taşıdığını belirtti.
Venezuela’da demokrasiyi savunan Yunanistan’ın Türkiye’de demokrasiye düşman olan teröristlere kucak açıyormuş gibi bir konumda olması iki ülke arasındaki ilişkilere büyük zarar vermekte. Oysa iki ülke halkı kendilerini birbirlerine çok yakın görmekteler. Yaz aylarında Yunanistan’daki en büyük turist gruplarından birini Türkler oluşturmakta.
Elbette iki ülke daha birçok kez bir araya gelmek zorunda. Kıbrıs, Ege adaları ya da sığınmacılar gibi sorunlar kolayca çözülecek konular değil. Yunanistan vatandaşı Trakya Türkleri ve Türkiye vatandaşı Rumlar ile ilgili daha atılması gereken adımlar var. Ancak Ankara’daki buluşmanın arkasının gelmesi konusunda iki lider kararlı. Özellikle ekonomik iş birliği konusunda yakında ikili anlaşmalar imzalanacak.
Tüm bunlar güzel gelişmeler. Yunanistan, Türkiye’yi bir “tehdit” değil bir “müttefik” olarak görebildiği oranda iki ülke de bu iş birliğinin kazananı olacak. Aslında Yunanistan’ın Türkiye’nin AB üyeliğini desteklemesi Yunanistan’ın çıkarına. İki ülke eğer isterlerse Kıbrıs’ta artık iki ayrı toplumun kendi topraklarında var olan koşullarda yaşamayı kanıksadığı gerçeğine uygun çözümlerde de anlaşabilirler.
Tüm bu sorunların çözümü için Türkiye ve Yunanistan arasındaki diyalog çok önemli ve değerli.