Olay geçen yıl oluyor.

Küçükçekmece'de 

Kadın 25 yaşında, muhasebeci, o gece içki içiyor, aşırı alkollü, promil 1.53 

Arkadan bir araca çarpıyor. 52 yaşında Adnan bey orada hemen vefat ediyor, arabada yeğeni de var, 22 yaşında, o da yaralanıyor ve hastaneye kaldırılıyor.

Sonuç, bir kişinin ölümüne, bir kişinin yaralanmasına sebep oluyor.

Kadın facebook’ta, aracın sürat ibresinin fotoğrafını paylaşıyor, sürat ibresi 201 km. Ayrıca aracın vites kutusunun yanında viski ve bira şişeleri var, onları da fotoğrafta paylaşıyor.

Hakim, bu fotoğrafları da gerekçe sayarak, kadın hakkında bilinçli, taksirle ölüme sebebiyet ve yaralama suçundan 22.5 yıl hapis istemiyle dava açıyor.

Kadın savunmasında, tek suçum alkollü olmaktı diyor.

Ahhh be kadın daha ne olsun! Siz ne biçim insanlarsınız, ağzınızdan çıkanı kulağınız duymaz mı.. 

Akıl mantık silsileniz, beraber hiç çalışamaz mı? Konumuz alkol zaten. Ve sen alkol aldın ve birinin ölümüne sebep oldun.

Ve kadın devam ediyo, " ben her gün vicdan azabı çekiyorum. İlaçlarla ayakta durmaktayım. Aracın sürat göstergesi, benim kullandığım araca ait değil, hatta içki şişelerinin fotoğrafı bile, bana ait değil, sadece paylaştım" diyor..

Yersen yani.

Hakim 12 yıl hapis cezasını çarptırıldığını söylüyor.. Bu arsız kadın, "ben annemden ayrı kaldım, sen de evladından ayrı kal” diyor ve hakime beddua ediyor.

Aynı zaman da çok cesur..

Çok aymaz.

Valla benim bildiğim hakime gık diyemezsin, ağzını açamazsın..

Diyor kadın.

Mahkeme de, kadın hakkında, mahkeme heyetine karşı saygısız ve hakaret içeren, yaklaşımlar da bulunduğu için suç duyurusunda bulunuyor.

Olması gereken oluyor.

Sen birinin ölümüne, birinin yaralanmasına sebep olacaksın, sürat ibreni, içki şişelerini facebook’ta paylaşacaksın, mahkeme heyetine hakaret edeceksin, bu ne pişkinlik, bu ne aymazlık diyeceğim.

Diyemiyorum.

Sonra bir süreç geçiyor.

Bu süreçte, saygılı tutum ve davranışlar sergilediği gerekçesi ile cezası 10 yıla indiriliyor.

Önce ölüme sebep, sonra hakime beddua, sonra iyi hal davranışları.

Süreç önemli tabii.

Kadın çok efendi bir kadına dönüşüyor.

Hani...

Adaletin kestiği parmak acımazdı.

Ölen insanın ailesine sormak kazım.

Acıyor mu diye.

Ne demeliyiz.

Aileye..

Bitmek tükenmek bilmeyen bir acı hali.

Karara..

Bitmek tükenmek bilmeyen bir ahh! etme hali.

Allah'a..

Bitmek tükenmek bilmeyen bir kul hakkı.

Funda'ya takılanlar...

... Bugün

Büyük gün.

Kazasız, belasız bir gün geçirelim.

Hiç unutmayalım ki, bir partiye değil, ülkemizin, çocuklarımızın geleceğine oy vereceğiz. Mutlaka, üşenmeden, darılmadan, kaçmadan, mutlaka sandığa oy kullanmaya gitmeliyiz. Demokrasimiz için, yarınlarımız için, bir oy çok önemli. Sonra şikayet etmeye, vız vız etmeye hiç hakkımız olmaz. 

Bu ülke hepimizin.

Huzurlu bir gün olsun inşallah.

... Ali Ağaoğlu, bugün gazetelere kocama bir ilan vermiş. Ortaköy'de mütevazı evinde otururken, bir haber alıyor. Ağaoğlu markası, sektöründe en itibarlı marka seçilmiş. Amatör ruh ile çakışan, ekibine isim isim teşekkür ediyor. Ekibimizin bir kısmını yazabildim, kusura bakmayın, yoksa sayfa sayfa ilan vermem gerekirdi, gerçi Allah'a şükür param da var diyor. Ve Hürriyet'te olan ilanda böylelikle, "Ahmet Hakan'ın sıkıcı, rutin yazılarından kurtulmuş olurdunuz" diyor. Aynı, Ağaoğlu ilanı, Sabah gazetesinde de var.. Orada Ahmet Hakan'ın ismini çıkarmışlar. "Sıkıcı ve rutin yazarlardan kurtulmuş olurduk" yazıyor.. Bu kadar mı, ayrıştık.. Bu kadar mı yani.